Memleketi olan Tebriz’de kendisine manevi kemalinden dolayı “Kamili Tebrizi”,
durmadan gezdiği, yolları tayy ettiği için “Şemseddin-i Perende” (uçan Şemseddin) derler.
Bir gün yolu Bağdat şehrine düşer. Orada meşhur sofilerden Şeyh Evhadüddin Kirmani’yi bulup neyle meşgul olduğunu sorar.
“Ayı leğendeki suda görüyorum” diye cevap verir Kirmani.
Şems Hazretleri bu cevap üzerine: “Boynunda çıban yoksa neden başını kaldırıp da onu gökte görmüyorsun? Kendini tedavi ettirmek için bir doktor bulmaya bak. Böylece, neye bakarsan gerçekten bakılmaya değer olanı onda görürsün” der.