Gönderen Konu: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?  (Okunma sayısı 68883 defa)

0 Üye ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı leonardo5

  • Kübra Bekmez
  • Tecrübeli
  • ***
  • İleti: 329
  • Karizma Puanı: 278
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #170 : 27 Ekim 2010, 11:21:37 »

arkadaşlar süper bu eser maili attım 5 dakika içinde geri döndü işte yanıtı ;

Muhtesem mektubunuzu aldim . Sizin icin ne yapabilirim Gul hanim . Bende o haftada 40 dakikalik derslerin yetistirdigi bir sanatciyim . Haftada bir de yetmedigi gibi gun de 22 saat da yetmiyor . Turkiyede kafalar degismedigi muddetce  her gun 24 saat da yetmez . Konusalim .

Hımmm.. dememiş miydim canınm hocam kesin döner diye... :)))) Yalnız bu ara onunla limonîyiz ama olsun.. :))))
« Son Düzenleme: 27 Ekim 2010, 11:33:18 Gönderen: KüBrA »

Çevrimdışı leonardo5

  • Kübra Bekmez
  • Tecrübeli
  • ***
  • İleti: 329
  • Karizma Puanı: 278
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #171 : 27 Ekim 2010, 11:53:10 »
Ayrıca Aydın Baykara'ya da ulaşmayı denemeli.. Mail adresini arayacağım. Ondan ders almış bir alaylı tanıyorum... Belki bu mektubu ona mail olarak atıp Baykara'ya açmasını isteyebilriim konuyu.. Kendisi Teymur hocanın da öğrencisi..
« Son Düzenleme: 27 Ekim 2010, 11:54:56 Gönderen: KüBrA »

Çevrimdışı kendisi

  • GÜLYLDRM
  • Uzman
  • *****
  • İleti: 1.389
  • Karizma Puanı: 388
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #172 : 27 Ekim 2010, 18:40:43 »
bizim protestonun ne derece ses getirgiğininde bir delilidir.şimdi bence yapılması gereken VEDAT ÖZSOYUN şürasına konu olarak aldırmayı başarmak....
nasıl :
görsed üyelerine tekrar mail atmak
          tüm dekanlara tekrar mail atmak






...

Merhaba Vedat Hocam,

 

Umarım iyisinizdir, işler yolundadır.

TOBB ETÜ Sosyal Tesislerinde TUBİTAK’ın desteğiyle “Okulların Sanat ve Tasarım Eğitimi Müfredat Programlarında Yeni Yaklaşımlar ve Uygulamalar: Görsel Kültür Kuramı” başlığı altındaki çalıştaya katılmayı çok isterdim ancak bu dönem programım oldukça yüklü, maalesef katılamıyorum.

İnternet ortamında dolaşan “Ben Görsel Sanatlar Öğretmeniyim”şeklinde başlayan ve özü itibariyle kredi saatinin yetersizliğinin dramatik bir serzenişle vurgulanan görüşe katılmamak elde değil.

Benim bu konunun dışında özellikle vurgulamak istediğim bir diğer husus, ilköğretimde (1. ve 5.) görsel sanatlar dersine giren sınıf öğretmenlerinin lisans döneminde almış oldukları sanat derslerine ilişkindir.

İlköğretim görsel sanatlar müfredat içeriği ve kredisinin, üniversite lisans programı, içerik ve kredisiyle örtüşecek bir biçimde tasarlanması referans alınır. Çünkü ilgili mevzuat, MEB ilköğretim programlarının, eğitim fakülteleri programlarına tezat teşkil etmeyeceği yönündedir.

Örneğin ilköğretim programında yer alan “Müze Bilinci” ünitesini verecek donanımda öğretmenlerin bulunmaması bu dersin anlam ve amacına uygun olarak yürütülmesinde problem teşkil etmektedir. Ben bu hususu MEB çalıştayında da gündeme getirmiştim. Yani “Müze Bilinci” diye bir ünite Milli Eğitim (ilköğretim) programında yer alacaksa sınıf öğretmenliği anabilim dallarında da bu dersin konulması yani, okutulması gerektiğini acilen vurgulamıştım. Bu konu hem toplantılarda, hem yazışmalarda hem de kişisel görüşmelerde defaten tarafımdan gündeme getirilmiştir. Ama dikkate alınmadım, neden dikkate alınmadığımı ben de anlayamadım.    

Bu dersin konulması bir tarafa, var olan derslerin içerik ve kredileri de eskisine rahmet okutacak bir biçimde allak bullak edilmiştir. Okul öncesinde sanat derslerinin kredileri eski programa göre üç saat düşürülmüştür.

Sanat dersleri, genel eğitim içinde özellik arz eden özel bir disiplin alanıdır. Hal böyle iken bazı üniversitelerde çocuk gelişiminden mezun olan öğretim elemanları aldıkları lisans ve lisansüstü formasyonu ile bağdaşmayacak bir biçimde bu derslere girme cüretini kendilerinde görebilmektedirler. Araştırılırsa görülecektir. Örneğin sanat dersleri bunlardan biridir.

Bir diğer konu ise; sınıf öğretmenliği ve okulöncesinde sanat derslerinin ders kredi ve içeriklerinin hatalı tanımlamaları (uygulama/teorik), bu derse giren hocaların özlük haklarına da büyük bir darbe vurmuştur. Girdiğimiz derslerin yarısından çoğu uygulamalı olarak kredilendirildiği için ve bu uygulamalı kredi saati 10 saati aştığında verdiğimiz derslerin önemli bir kısmının ücretini alamıyoruz. Yani derse full giren bir öğretim elemanı haftada ortalama 20 saat bedava ders veriyor. Dört yıldır devam eden bu hatalı uygulama devam ettiği sürece motivasyonu bozulan öğretim elemanından beklenen verim alınamaz, bu işin kutsiyeti de olamaz, özverisi de olamaz.

Maalesef bu problemlerin yaşanmasına (kendileri farkında veya değil) bilerek ya da bilmeyerek katkıda bulunan malum hocaların demagojilerini ve sessizliklerini de halen çözebilmiş değilim.  

Özellikle özlük hakları açısından bir yıl içinde bu problem çözülmediği takdirde bu konunun düzeltilmesi için önümüzdeki yıl sonunda hukuki çalışma başlatılacaktır.

Çözümü mümkün olan bu problemler kişisel değildir. Bu problemlerle ilgili ayrıntılı raporu ekli dosyada size gönderiyorum.

Görsel Sanatlar Derneği (GÖRSED) olarak çalıştayın içeriğiyle de örtüştüğünü düşündüğüm bu sorunların kurulunuzda görüşülüp tartışmaya açılması ve çalıştayda gündeme getirilmesinin hayırlı ve de yararlı olabileceğini düşünüyorum.  

Konuya ilişkin ayrıntılı bilgiler e-posta ekinde yer almaktadır. Bilgilerinize sunar, en iyi dileklerimle saygılarımı sunarım.

 

Kazım ARTUT / Çukurova Üniversitesi / Eğitim Fakültesi / İlköğretim Bölümü / ADANA

0.537.6633479 / 0.322.3386521

 ...
bu da vedat hocanın görsed üyelerine  gönderdiği mailin başlığı...
...

Değerli GÖRSED Üyeleri
Üyemiz Kazım Artut hocamızın mesajını sizlerle de paylaşmanın yararlı olacağını düşünüyorum.
Sizler de görüş ve düşüncelerinizi lütfen GÖRSED’e ulaştırınız. Bunları tüm üyelerimizle paylaşmak ve internet üzerinden bir görüş alışverişi ve tartışma ortamı oluşturmak konunun gündemde tutulması için yararlı olacaktır.
Sevgi ve saygılarımla.
Prof.Dr. Vedat Özsoy
Genel Başkan

« Son Düzenleme: 27 Ekim 2010, 18:57:33 Gönderen: DİYARARYA »
Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir
Düşünmek için aklın eğitilmesidir.
Albert Einstein

Çevrimdışı msen63

  • Yeni Üye
  • İleti: 7
  • Karizma Puanı: 0
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #173 : 27 Ekim 2010, 22:29:06 »
Görsel sanatlar eğitimi, çok özel bir formasyon gerektirdiğinden, enazından ilköğretim 1. sınıftan itibaren branş öğretmenlerince yapılmalı. Hatta yaş gruplarına özel uzmanlaşmış branş öğretmenleri bile olabilir. Örnek olarak: 1-3.sınıf, 4-5. sınıf ve 6-8. sınıf gibi. Sanata, trene bakar gibi bakan nesiller istemiyorsak, bu tür uygulamaları bir an önce yaşama geçirmek zorundayız...
Kâzım hoca gibi bilinçli öğretim üyelerini destekleyelim...

Çevrimdışı aslîgibi

  • aslî
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 2.304
  • Karizma Puanı: 993
    • asligibi
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #174 : 28 Ekim 2010, 00:58:55 »
Başlattığımız hareketin ses getirdiği doğru ama ben bu maillerden-yazışmalardan, alanımızla ilgili akademisyenlerin bile bakış açılarının tuhaflığından rahatsızım...

   "malum öğretmenler...... demagoji...... dramatik olarak vurgulanan.... vs" bunların hepsi çirkin, bugüne kadar kendilerinin bir türlü uyanıp eyleme geçemediği, çözüm aramadığı(üstelik sözde örgütlü kurumsal bir kimliğe sahipken, dernekleşmişken bile) şimdi hem bizim metnimiz ve çağrımızla yola çıkıyorlar, sonrasında, bizlerin sessizliğinden, bu durumlara bizim sebep olduğumuzdan sözediyorlar.
    "Maalesef bu problemlerin yaşanmasına (kendileri farkında veya değil) bilerek ya da bilmeyerek katkıda bulunan malum hocaların demagojilerini ve sessizliklerini de halen çözebilmiş değilim." bu söylem,  çözüme dönük bir yaklaşımdan çok uzaktır..
   Biz çözüm arıyoruz, yukarıdaki maildeki gibi suçlu değil. Eğer suçlu arayarak biryerlere varılacak olsaydı, sözde sanat eğitimine destek için kurulan sözde derneklerin çok daha aktif bir örgütlenme ve bilinçlenme-bilinçlendirme sürecine girmesi gerekirdi ki, maalesef bu yapıyı göremedik. Ben plastik sanatlar-resimle ilgili hiçbir derneğin okullardaki sanat eğitimine ilişkin köklü bir değişikliği içeren, eleştirel ve aynı zamanda çözüme dönük bir girişimi olduğunu hatırlamıyorum. Bu üslupla(suçlayıcı bir dille)yazmayı istemezdim ama, bazı akademisyenlerle-dernek başkanlarıyla aynı dili konuşmaya çalıştım. Ki; kullandıkları bu dilin rahatsızlık boyutunu algılasınlar.

fovist

  • Ziyaretçi
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #176 : 28 Ekim 2010, 01:27:05 »
" RE: Görsel Sanatlar Ders Öğretmenleri Ortak Metnidir

From:
"Eser Afacan" <[email protected]>

To: -mailimi sildim-

Gokcen hanim  Gul arkadasiniza bu mektubunuzun cevabini verdim . Sizinleyim"

insancıl fikirlerini yitirmemiş olanlar halden anlıyor. bravo eser afacan.

hafta sonu bazı araştırmalarım olacak bir aksilik olmazsa, farklı mail adresleri bekliyorum birilerinden. elime ulaştığında hepinize iletirim buradan.


Çevrimdışı d.akbaba

  • Üye
  • *
  • İleti: 88
  • Karizma Puanı: 24
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #177 : 28 Ekim 2010, 12:02:22 »
adresler için teşekkür ederim. Tarafımdan hepsine mesaj gönderilmiştir. 321s 321s 321s

Çevrimdışı kendisi

  • GÜLYLDRM
  • Uzman
  • *****
  • İleti: 1.389
  • Karizma Puanı: 388
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #178 : 28 Ekim 2010, 12:28:41 »
İnternet ortamında dolaşan “Ben Görsel Sanatlar Öğretmeniyim”şeklinde başlayan ve özü itibariyle kredi saatinin yetersizliğinin dramatik bir serzenişle vurgulanan görüşe katılmamak elde değil.

sevgili öğretmenim haklısın bende ilk okuduğumda deliye döndüm...sonra yazım dilinin genelinde aynı üslubun hakim olduğunu görünce mutlu oldum...neden çünkü bizi ayrı ve kuşkusuz görüşülmesi gerekiyor şeklinde yorumlamış....
metnimizin ne kadar güzel olduğunu eser afacan dile getirmiş zaten ...
senin yüreğine sağlık...




................................................................
Başlattığımız hareketin ses getirdiği doğru ama ben bu maillerden-yazışmalardan, alanımızla ilgili akademisyenlerin bile bakış açılarının tuhaflığından rahatsızım...

   "malum öğretmenler...... demagoji...... dramatik olarak vurgulanan.... vs" bunların hepsi çirkin, bugüne kadar kendilerinin bir türlü uyanıp eyleme geçemediği, çözüm aramadığı(üstelik sözde örgütlü kurumsal bir kimliğe sahipken, dernekleşmişken bile) şimdi hem bizim metnimiz ve çağrımızla yola çıkıyorlar, sonrasında, bizlerin sessizliğinden, bu durumlara bizim sebep olduğumuzdan sözediyorlar.
    "Maalesef bu problemlerin yaşanmasına (kendileri farkında veya değil) bilerek ya da bilmeyerek katkıda bulunan malum hocaların demagojilerini ve sessizliklerini de halen çözebilmiş değilim." bu söylem,  çözüme dönük bir yaklaşımdan çok uzaktır..
   Biz çözüm arıyoruz, yukarıdaki maildeki gibi suçlu değil. Eğer suçlu arayarak biryerlere varılacak olsaydı, sözde sanat eğitimine destek için kurulan sözde derneklerin çok daha aktif bir örgütlenme ve bilinçlenme-bilinçlendirme sürecine girmesi gerekirdi ki, maalesef bu yapıyı göremedik. Ben plastik sanatlar-resimle ilgili hiçbir derneğin okullardaki sanat eğitimine ilişkin köklü bir değişikliği içeren, eleştirel ve aynı zamanda çözüme dönük bir girişimi olduğunu hatırlamıyorum. Bu üslupla(suçlayıcı bir dille)yazmayı istemezdim ama, bazı akademisyenlerle-dernek başkanlarıyla aynı dili konuşmaya çalıştım. Ki; kullandıkları bu dilin rahatsızlık boyutunu algılasınlar.

Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir
Düşünmek için aklın eğitilmesidir.
Albert Einstein

Çevrimdışı leonardo5

  • Kübra Bekmez
  • Tecrübeli
  • ***
  • İleti: 329
  • Karizma Puanı: 278
Ynt: SESIMIZI HERKESE DUYURMAYA HAZIR MISINIZ?
« Yanıtla #179 : 28 Ekim 2010, 12:41:18 »
Ooooo.. [email protected] ... Erdal abi, Engin abi ya da Betsy ablaya ulaşmıştır sanırı[email protected] Bu da Tuba ablaya falan gitmiş olmalı... İlk gördüğümde onlara soracağım maili alıp almadıklarını.Devrim Erbil'den pek umudum olmamakla birlikte.. UPSD 'den Safiye Mine ve Bahri Genç ile irtibata geçin derim... Melik İskender de olabilir... Avni Öztopçu da...  Ben geçen facebookta yakaladım Bedri hocayı birşeyler yazdım, 6 kasımda piramidde olmama ihtimali de varmış.. Tabi olursa ve yakalayabilirsem ben konuyu yüzyüze açacağım ona... Safiş iyileşip de piramide gelsin onunla aten konuşacağım.. ama ciddi anlamda bana döküman gerek ki safişin eline tutuşturayım... Yüzyüze zor oluyor çünkü tam anlamıyla nasıl bir cümle kurmam gerektiği konusunda fikirsizim... daha doğrusu derdinizi anlatamamaktan korkuyorum.
« Son Düzenleme: 28 Ekim 2010, 12:42:18 Gönderen: KüBrA »