Arkadaşlar merhaba.
14 ağustosta eve , Adana'ya ve müthiş çöl sıcaklarına döndüm. Ama yeni evimize ve eşime kavuşmanın da ayrı bir heyecanını da yaşamadım dersem yalan olur. Günlerdir eve ne zaman telefon ve internet bağlanacak derken, bağlandı bağlanmasına ama gel gelelim nette sorun oldu sonra nasıl olduysa düzeldi.
Üç gün önce de buradan tanıdığım ama sanki yıllar öncesinden tanıyormuşum gibi sevdiğim arkadaşım AslÎgibi-Aslı ile telefon görüşmesi sırasında benim okuluma yine bizim üniversiteden abimiz Mesut Dikel'in tayin olduğunu müjdeledi. Ben de Adana milli eğitim sayfasından atananların listesinden adını görünce çok heyecanlandım ve mutlu oldum. Kendisini de bugün tebrik için aradığımda haberi olmadığı ve bu haberi veren kişinin ben olduğumu öğrendiğimde de bu sefer ben çok şaşırdım. Hep yıllardır der dururdum aynı üniversiteden bir arkadaşla aynı okluda çalışabilmek çok farklıdır diye, nitekim 1994 yılında Muş'un Bulanık ilçesinden yarım kalan yüksek lisans eğitimimi sürdürebilmek için istediğim İstanbul'da Bahçelievler / Kocasinan İlköğretim okuluna göreve başladığımda okul müdürünün bana verdiği müjde gibi, sevgili Fulya Candaş'ın da bu okulda görev yaptığını öğrendiğim ve yaşadığım mutluluğumdaki gibi bu duyguyu yeniden yaşamaktayım.
Hoşgeldin Mesut. Umarım beş yıldır tayin isteyip de bu yıl atandığın okulumuzda benimki kadar üzüntü yaşamazsın...Ama biliyor ve hissediyorumki bir elin nesi var iki elin sesi var.Ve sevgili muharrem'in de dediği gibi ben gerçekten de ilk geldiğim günden beri bu okulda mutlu olamadım, yaptıklarım çabaladıklarım sadece öğrencilerimin beğenileriyle bu okula devam etmemi gerçekleştirdi...
Sevgili Mesut Dikel, bunca uzun süre ilçeden merkeze tayin isteyip de bu yıl olması ve üstelik de sizinle aynı okulda çalışacak olmamız inanın bana bu en büyük ödül benim için , ama yine de o güzel eserlerinizden birini bana armağan edecek olmanız inceliğini de severek kabul edeceğimi belirtmek isterim,şimdiden çok teşekkürler.