SAVAŞ VE ÇOCUK
Tozu toprağı katar çocuk,
Sonra mayına basar ne top kalır ne saha,
Geriye kalan topal bir hayat.
Ne dersiniz hangimizin gözlerini ıslatmaz ki, çocuk ölümleri
Kopan bacakları, elleri hangi şekerin tadın da diner acıları
En çokta sokaklar sahipleniyor çocukları
Eminim hepimizin içini sızlatıyor savaş sahneleri
Irak’ta bir fotoğraf her zaman gözlerimi ödünç alıyor vicdanımdan
Koşan bir çocuk tankın arkasına kâğıttan kuyruk takmaya çalışıyordu
Varın bunun yorumunu siz yapın artık…
Birçok sivil toplum kuruluşunun çocuklar için emek seferberliğini görüyoruz.
Oysa savaş çocuklarına sadece gıda ve sağlık hizmetleri verilebiliyor.
Tam anlamıyla yeterli olmazsa da bu bir gönül işi
Yeterlimi? Acaba sizce tartışılabilir, bu
Acının kaynağını kurutmak gerek,
Hiç birimiz kahraman değiliz biliyorum.
Ama yürekten ve örgütlü bir şekilde inançla yola çıkıldığı zaman,
Durduramaz sakta savaşları belki bir fikir yâda bir proje hayata geçirilip,
Çocukları savaş ortamından güvenli bir bölge oluşturup orda yaşamalarını sağlayabiliriz.
Güvenli bölge oluşturulduğunda gerek insani yardım,
Gıda sağlık sosyal alanlar sağlanabilir.
Böylece büyük insani dernek ve ilgili kurumlar ki bu uluslar arası yardım kuruluşları da dâhil buna.
Böylece gerek dünya medyası ve yardım kuruluşları burada daha rahat görev yapabilirler.
Bu bölgede gerek yaşlılar çocuklar ve kadınlar da kalabilmeli
Unutulmamalı ki! Ses sesleri doğurur ve yankı yapar.
Çocuklar yaşlılar kadınlar savaşın bir parçası olmamalı,
Her zaman kendim için kullandığım bir sözüm var.
Direnmek ve emek sarf etmek üzülmekten daha onurludur.
Bu yazıya ilgi duyan herkesin ve her kesimin fikirlerine açığım.
İnanmak değilmidir insanoğlunun en büyük hazinesi,
İnsanlık tarihi boyunca savaşlar hep olmuş ve olacakta.
Ve bu savaşlarda milyonlarca masum insan ölmüştür.
Ne için? Kimin için? Öldüğünü bile bilmeden,
Bu savaşlar tarihi boyunca kimin kazandığı ve kaybettiğinden çok,
Duruşu barışı kucaklamasıyla bir insan azminin neler yapabileceğini gösteren
İnsanlar damgasını vurmuştur.
Buna birçok örnek verilebilir.
Günümüzde ise ne yazık ki, böyle insanların sayısı giderek azalmakta,
Çok uzaklara bakmaya gerek yok hemen yanı başımız da ırak işgali,
Filistin Afganistan ve bu içler acısı savaşları yaşayan birçok ülke var.
İç savaşlar ise savaşların en acımasızca olanı,
Düşünün yanı başınızda komşunuzla ekmeğinizi bölüştüğünüz selamlaştığınız.
İnsanlarla bir anda düşman olabiliyorsunuz.
Ve ölümler bu acının en büyük gerçeğidir.
Savaşın asla kazanını olmaz kaybeden hep insanlıktır.
SAVAŞ ÇOCUKLARI
Canları bir kuşkanadı kadar kırılgan,
Öfkeleri, kendi gözyaşlarına.
Hem Filistin’de, Felluce’de
Akan kanın rengi kimin umurunda...
Hep yakınlarımıza mı ağlarız?
Acının dili olsaydım keşke...
Her dilde, her dinde ve her renkte ağlardım.
Tıpkı bir çocuk gibi...
Direnmek üzülmekten daha onurludur.
Yeter artık daha kaç insanın ölmesi gerekiyor ki!
Ellerimizin cebimizden çıkıp
Vicdanımıza gitmesi için...
Bir gözyaşını silmenin mutluluğu olsun içimizde.
Acı çeken her annenin oğlu,
Ve yetim kalan her çocuğun kardeşiyim.
Bu dünya her dilin, dinin ve her ırkın dünyası
Gözümüzün gördüğü yaralar,
İçimize işlemeden saralım.
Gökkuşağıdır, yıldızdır
Ve bin bir çiçektir çocukların dilleri.
Kalemin aşkını okumanın aşkını verelim onlara...
İçimize bir ateş düşürüyorsa bir şiir bir türkü
Hiçbir şey için geç değildir o zaman.
Gelin yürek yüreğe verelim.
Savaşsız dünyanın savaşını verelim. (alıntı)
Barış olsun mademki, evet evet barış resmi istiyorum lütfen.