Hale öğretmenim, eskiden beğendiğim filmleri not etme gibi bir huyum vardı..Genellikle bazı yönetmenlerin filmini izlemeyi tercih ederim.
Özellikle Kryystof Kieslowski'nin 3 colur ; Fransız bayrağının renklerinin adını alan filmde özgürlük, eşitlik ve adalet kavramları irdelenip sorgulanıyor.Ben bu üçlemeden en çok Blue (Mavi) yu sevmiştim. Beni çok etkilemiştir...Filmin başlangıcı, müziği ve iki çocuğuyla arabalarında yolculuk eden çiftin o ölüme yol alan sonuyla başlayan ve yaşamla ölümü sorgulayan filmde eşini ve 2 çocuğunu yitiren bir kadının yaşamla ölüm arasındaki mücadelesini,aşkı anlatıyor...Nefis bir film.
Alain Resnais'nin (Röne okunuyor) Hıroshima Mon Amour (Hiroşima sevgilim) Görüntüleri Hiroşima'ya düşen bombanın ve insanlarda bıraktığı tüyler ürpereten görüntüleriyla bir kadın ve bir erkeğin konuşmaları ağırlıklı o şiir tadındaki filmi...
Ron Friche'nin Baraka...Bu filmi İstanbul film festivalinde seçip ve çok beğenerek izlemiştim. Bu filmde hiç konuşma yok. Bu filmin en önemli özelliği; aralarında Türkiye'den de görünümlerin olduğu, dünyanın çeşitli bölgelerinden, insan yaşamlarından görüntülerin bulunduğu, zaman zaman hızlı temposuyla artan müziğin fonunda günlük yaşantımızda o acayip koşuşturmalarımız, trafikteki halimiz,arabaların durup insanların yaya geçidinden geçmesi rutin şekilde giderek sıklaşan görüntüler, yumurtaların otomatik yerleştirilişi....İlkel kabilelerden tutun en modernine aslında ne kadar basit yaşadığımızı anlatıyor. Başrolde hiç bir sanatçının rol almadığı ama izlerken yüzümüzde kimi zaman gülümseten kimi zamansa sadece düşündürten bu filmi mutlaka herkesin görmesi gerekir, anlatmakla anlamını arttırmış olmuyoruz çünkü.
Bir de başrolünü Robin Williams'ın oynadığı Good morning Vietnam ; Vietnam'da asker olan bir Amerikalı'nın radyo spikerliği ile süren filminde her sabah radyolarını açan tüm vietnamlılara Günaydııın Vietnaaaam ! derkenki hayat dolu gülümsemesi, eprileri ile savaşın anlamsızlığına karşın gülümsetebilmeyi de başarmasını konu alıyor.
Son olarak yine başrolünü Robin Williams'ın oynadığı Ölü Ozanlar Derneği , mezun olduğu okuluna öğretmen olarak dönen çağdaş ve farklı bir adamın, öğrenci-öğretmen ve okul yönetimine farklı bakışlarını ortaya koyuyor.
aslında daha çoook tekrar tekrar izlemeyi istediğim film var ama artık bu kadar yeter değil mi öğretmenim...
Hale öğretmenim, bu güzel sorunuz için çok teşekkür ederim.