Asmen öğretmenim çok teşekkür ederim..aklıma ilk gelen bir anıyı anlatayım öyleyse....
okuduğumuz şehirde üniversite ile çarşı arasında dolmuş taksiler çalışırdı..bildiğimiz sarı taksiler..yine karlı buzlu birgün
dolmuş taksi bekliyorum...bir saate yakın orda öylece bekliyordum ve artık donmak üzereydim..niyemi o kadar bekledim?
gelen taksileri kapıyolar hocam diğer sözümona uyanıklar.....ve benimde en nefret ettiğim şeydir buna benzer durumlarda görgüsüzler gibi davranmak.. kendimi bir yerlerde bir şeylerin sırasını kaparken bulmaktan rahatsız olurum gerçekten.....
kendi kendime ''bekleyeceğim ulan!akşama kadar da olsa bekleyeceğim diyorum elbet bir tane rast gelir...
tanrım beni diğerlerinden daha az seviyor değildi ya.''biraz daha bekledim ve işte geldi dedim. taksi yanaştı.
önde şöför ve bir yolcu.arkada da bir yolcu var..ve bana da yer vardı tabiki ..taksiye binerken o mağrur ve
gururlu bakışlarımla orda öylece bekleyen uyanıklara alaycı bir bakış fırlattım tabii...öyle ya tanrı benden
yanaydı bu defa..
arkada iki kişi bekliyoruz .....neyi?..... gelecek üçüncü kişiyi....geldi üçüncü de ve
ben ortada oturmuş oldum..aracımız hareket etmeye başlamıştı....ama ters giden birşeyler vardı......içinde
bulunduğum atmosfer dolmuş taksilerdeki atmosfere hiiiiiiç benzemiyodu.....normalde yolcular biner binmez ücreti
ceplerinden yada çantalatından çıkarırlar.....hiç kimse de bir hareketlilik yoktu...sonra adamlara baktım ..adamlar deri
montlu tesbihli falan....nefesler tutulmuş ortada kalakaldım......allahım ben ne yapmıştım ki?.....şöför: evet beyler
nereye gidiyoruz ...yanımdaki: hele bayanı eve bırakalımda
BEN ZATEN BURDA İNECEKTİM