hgn dilek hocam sefalar getirdin...
bi yazı ekledim gördünüzmü. daha önce verildimi sitede bilmiyorum. aramadan baktım ama. nafile..burdada vereyim bari bi bakın. çok hoşuma gitti.çayla iyi gider, ablamın cayını şöyle yudumlarken bi okuyun bakalım beyenecekmisiniz...
En Değerlisi Sevgi
Güzel sanatlara hayran bir adam varmış. O kadar çok seviyormuş ki, hayatını ona adamış. Güzel sanat eserleri alabilmek için çok çalışıyor ve güzel bir sanat eseri için tüm parasını veriyormuş. Öyle ki Rembrandt, Picasso ve diğer pek çok ünlü sanatçının eserini satın alabilmek için var gücüyle çalışıyormuş. Eşini yıllar önce kaybetmiş, ama bir oğlu varmış. Çocuğunu yetiştirirken bu sanat sevgisini ona da asılamış. Büyüyünce, oglu da bir sanat koleksiyoncusu olmuş. Ve bu sanat sevgisi her ikisinin de çok sevdiği ve onları birbirine bağlayan güçlü bir bağ olmuş. Bir süre sonra ülkeleri bir savaşa girmek zorunda kalmış. Ülkenin diğer gençleri gibi oğlu da göreve yazılıp ülkesi için savaşa katılmış. Aradan biraz zaman geçmiş ve baba bir mektup almış. Oğlunun bir harekâtta kaybolduğunu bildiriyormuş mektup. Baba çok üzülmüş. Oğlunu çok seviyormuş ve yokluğunda, oğlunun, onun için ne kadar önemli olduğunu anlamış. Ona ne olduğunu bilmemek acısını çok daha fazla arttırıyormuş. Birkaç hafta sonra kalbini parçalayan ikinci mektubu almış baba. Bu mektupta, oglunun bir harekât sırasında öldüğü yazıyormuş. Oğul, muharebe sırasında yaralanan askerleri kurtarıyormuş. Ve en son yaralıyı güvenli bölgeye taşırken, arkadan gelen bir kursun onun hayatini kaybetmesine sebep olmuş. Mektubu alalı birkaç ay olmuş ve Noel sabahıymış. Ama baba yataktan kalkmayı istemiyormuş. Oğlu olmaksızın bir Noel geçirmeyi gönlü arzu etmiyormuş. Birden kapı çalınmış ve kim olduğuna bakmak için aşağıya inmiş. Kapıyı açınca elinde bir paket olan genç bir adam görmüş. Genç adam: "Bayım, siz beni tanımıyorsunuz; ama ben oğlunuzun kurtarırken öldüğü yaralı askerim."demiş. "Ben çok zengin biri değilim. Ama olgunuz sizin sanat sevginizden bana söz etmişti. Ve ben de çok iyi bir ressam olmadığım halde onun bir portresini yapıp size hediye etmek istedim."demiş. Baba paketi almış ve eve girip açmış. Sonra koleksiyon odasına gidip şöminenin üzerinde asılı olan Rembrandt eserini çıkarıp onun yerine kendi oğlunun portresini asmış. Sonra gözlerinden akan yaslarla genç adama dönmüş ve "Bu benim en değerli eşyam. Ve evimdeki tüm değerli eserlerin hepsinden daha değerli."demiş. Baba ve genç adam birlikte Noel yemeği yemişler ve genç adam daha sonra gitmiş. Birkaç yıl sonra baba hastalanmış ve bir süre sonra da ölmüş. Onun ölümü her yerde duyulmuş. Herkes onun sahip olduğu sanat eserleri için yapılacak müzayedeyi merak ediyormuş. Nihayet müzayedenin Noel Günü yapılacağı duyurulmuş. Müze yetkilileri ve dünyanın en ünlü koleksiyoncuları evde toplanmışlar. Hepsi heyecanla satılacak sanat eserlerini alabilmeyi bekliyorlarmış. Ev dolmuş. Müzayede yöneticisi ayağa kalkmış ve : "Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. Müzayedenin ilk parçası arkamda gördüğünüz portredir." demiş Arka sıralardan bir "Ama o,yaşlı adamın oğlunun portresi." diye bağırmış. "neden onu geçip, asıl sanat eserlerine gelmiyoruz." Mezatçı : "Önce bunu satmamız gerek. Sonra diğerlerine geçebileceğiz." demiş. "Evet, artirmayi 100 dolar ile başlatıyorum. Yok, mu artıran?" Hiç kimseden ses çıkmayınca "O zaman 50 dolar" demiş. Hala kimseden ses çıkmamıştı. "O zaman 40 dolar."ses çıkmayınca "Hiç kimse bu portreye talip değil mi?"diye sormuş. Yaslıca bir adam ayağa kalkmış ve "10 dolara olur mu?"demiş. "Tüm param bu, Ben onların karsı komsusuyum ve bu çocuğu tanıyorum. Onun büyümesine tanık oldum ve o çocuğu çok sevdim. Onun portresini almak isterim." "Yani 10 dolara almak istiyor musunuz?"diye sormuş müzayedeci. "10 dolar! Satıyorum! Satıyorum! Satttt-tttttiiimmmm!" Salonda bir sevinç mırıltısı yükselmiş ve herkes birbirine : "Nihayet gerçek sanat eserlerine kavuşacağız" demeye başlamış. Müzayedeci o zaman : "Hepinize geldiğiniz için teşekkürler ederim. Sizleri bugün burada görmek çok güzeldi. Ama müzayede burada bitti."demiş Kalabalıktan kızgın sesler yükselmeye başlamış. "Ne demek müzayede bitti? Diger parçalar için artırma başlamadı bile..." Müzayedeci o zaman: "Üzgünüm ama müzayede sona erdi. Çünkü yaslı adam vasiyetinde söyle demişti. "Oğlumun portresini alan tüm eserlerin sahibi olur."