"Dostlarınızla öyle yaşayın ki,düşman olduğunuzda,
söyleyecek şeyleri olmasın.
Düşmanlarınızla öyle yaşayın ki, dost olduğunuzda, yüzü
kızarmasın."
Bir gün evinizden çıkıp bir gül bahçesine girin, dokunun
ellerinizle bir güle. Ama koparmayın sakın, yalnızca dokunun ve okşayın . Sevin, sadece sevin
ve sevgisini tutup koyun gönlünüze.
Dalında duran bir gülün nasıl buram buram hasret,
aşk en önemlisi de dostluk koktuğunu göreceksiniz.
Güllerin üzerindeki çiy
damlalarına bakın! sevinç ve hasret gözyaşlarıdır onlar, dostluk gözyaşlarıdır. Sevdiği için
dökülmüştür, dostu için. Sevgiyle okşadığınızda bakın nasıl özlemle yanar elleriniz, yüreğiniz
nasıl da aşkla çarpar, sevgiyle tutuşur. Onu koparmaya varmaz eliniz. Kalbiniz titrer.
Dokunun bir güle, koparmayın; sadece dokunun. Ne kadar katı olursanız olun, katı
yüreğinizin nasıl yumuşadığını göreceksiniz. Sevginin, dostluğun sıcaklığı kalbinize nasıl
dolduğunu hissedeceksiniz.
Ve o an başınızı kaldırıp uçsuz, bucaksız
gökyüzüne bakın, göğün mavisindeki ferahlığa. O an belki, sevdalı bir kuş gelip konacak
saçlarınıza, ürpererek ve ürkerek gözlerinize bakacak. Avuçlarınızın içine alıp kalp atışlarını
dinleyin. Salın sonra gökyüzündeki özgürlüğe ve derin bir nefes alın. Havada özgürce kanat
çırpınışının güzelliğini doldurun içinize. Dostluğun, vefanın, sevginin, özgürlüğün eşsiz güzelliğini
yaşayın.
“Gül verenin elinde gül kokusu kalır” der bir Çin atasözü. Bende gül
koklayanın yüreğinde gül kokusu kalır diyorum. Bir gül ancak bir dostun elinden verilince, iç
bayıltıcı güzelliğini algılar ve anlarız. Buram buram kokladığımızda dostluğun ağırlığını
hissederiz.
Vefalı bir dostumuzu kaybettiğimizde yada ondan ayrıldığımızda
nasıl da sancır yüreğimiz, gecelerce uykusuz kalır gözyaşı dökeriz. Sevgimizin, dostluğumuzun
ölçüsünü ancak o zaman anlarız, ama ne yazık ki, bazen iş işten geçmiş olur. Çünkü geç
kalmışızdır.
Bilir misiniz? nice köklü dostluklar, ayrılık tokatını beklermiş,
anlaşılmak için?. İnsan bazen dostluğun önemini, değerini ve bir dostunu ne kadar çok
sevdiğini ancak iş işten geçince anlar.
Balıklar engin denizde suyun kıymetini ancak
ondan uzak kalınca farkına varır ab-ı hayatın ne olduğunun.
Dostluklar
öylesine güzel, öylesine derin, anlamlı, incelikli, içtenlikli ki; bir güneş kadar sıcak, toprak gibi
vefalı, su gibi temizdir.
Vefanın, dilin, duygunun, yüreğin el ele, yüz yüze, iç içe
girdiği, gönül gönüle birleştiği, bir gül bahçesinin güneşlenmesidir dostluk. Fırtınalarda, boranda
yüreğimizin ısınmasıdır. İşte o nedenle, her şeye rağmen sizinde bir dostluk gülünüz olsun
yüreğinizde...
Her şeye rağmen, yaşamak şey güzel yine de. Önemli olan
kimseyi düşürmeden, düşmeden, tutunabilmemiz hayatın bir yerlerine. İnsanların biribirini seviyor
olması, dostluk kurması ne güzel. Ne güzel karların yağması, karların erimesi, uçuşması
kelebeklerin, açması çiçeklerin her bahar ne güzel. Yüreğimizin çarpması sevgiyle, dostlukla,
annelerin sevgisi, çocukların gülmesi ne güzel...
Siz de bir güle dokunun ve
sadece koklayın göreceksiniz ki, dostluklar, sevgiler ne kadar önemli ve değerlidir.
Dostluk öyle bir şey ki, hep tazelenmek ister. Hatırlanmak ister. Dost olun sizde, şu üç beş
günlük ömrünüzde kimseye kötülük etmeyi düşünmeyin. Size kötülük etseler bile. Vicdanı
rahat, yüreği temiz olun. Dostluğun aydınlığını, sıcaklığını ve lezzetini tadın. İliklerinize dek
hissederek yaşayın.
Yeri geldiğinde sararıp solun, düşen bir kuru yaprak olun,
ama asla soldurmayın, sarartmayın dostluk gülünüzü...
Unutmayın, hayata
hiçbir şeyiniz olmasa dahi, yüreğinizi ısıtacak hep bir dostluk gülünüz olsun...
....................................
Bu günü sadece kendinız için yaşayın
lütfen.
Bu günlük zihninizdeki bütün kinleri, düşmanlıkları, fesatlıkları,
kıskançlıkları bir kenara atın.
Sadece sevgiyi, dostluğu, umudu mutluluğu, doğruluğu,
iyiliği, güzelliği düşünün ve tutun içinizde.....
Unutun bütün acıları, elemleri,
üzüntülleri, bir gün için de olsa mutlu, huzurlu, kendinizle, çevrenizle barışık ve dost olun
kendinizle. Herkesle dostça yaşayın.
Sabah kalktığınızda ilk kendinize
gülümseyin, sonra çevrenizdeki canlı, cansız her şeye. Zengin- fakir, çirkin–üzel, büyük- küçük,
din, meshep, ırk ayırımı gözetmeden, herkesi kucaklayın sevin ve herkesi sevgiyle, saygıyla
selamlayın....
Dost olun bütün insanlarla. bütün düşmanlıkları silin hafızanızdan.
Dostluğa, sevgiye, yardıma ihtiyacı olanlara uzatın dostluk elinizi. Mutsuz, umutsuz uçurum
kenarında bir canı düşünün. Bir insanı uçurum kenarından çekip almak, onu yeniden hayata
bağlamak az şey mi?.. Var olan tüm güzelliklerden daha güzel değil mi?.. Dahası tutunacak dal
olmanız az şey midir?..
Bir günlüğüne de olsa haramdan, riyadan uzak durun,
aldatmayın kimseyi, dürüst çalışın, dürüst kazanın, helal yeyin. elinizdekiyle yetinip şükredin ve
şükran dolu yaşayın.
Bir günlüğüne de olsa kızmayın, öfkelenmeyin, kötü söz
söylemeyin, küfür etmeyin,kırmayın, incitmeyin, hor görmeyin, hiç kimseyi hiç bir canlıyı
aşağılamayın... Dostça, insanca, yaşamın ve dostluğun çiçekleriyle donatın hayat
yolunuzu...
Binlerce teşekkür size ... İnsan olmanın, dost olmanın duyarlılığını,
yürekliliğini ve bu dileğimi okuma zahmetini gösterdiğiniz için..
Yeni yılda
umutları, tomurcukları bol daha nice yeni yılllar, yeni baharları yaşamak, sevgiyi, umudu ve
dostluğu her zaman yaşatabilmek dileğiyle beraber, uğurunuz açık, yolunuz yüreğiniz kadar
aydınlık. Sevinçleriniz, sevgileriniz, sevenleriniz, dostlarınız, mutluluğunuz ve şansınız bol
olsun...
Yüreğin Üşüdüğü Gün
Yüreğin üşüdüğü
gün
sıcacık bir günü düşün
sıcacık bir bahar gününü
umudun
büyüklüğünü
ve sonsuz maviliğini göğün
yüreğin üşüdüğü gün
bir çocuğun gülüşünü düşün
bir çocuğun beyaz düşünü
göveren dal
uçlarını
çatlayan tomurcuğu
ve çiçeklenen yerini her öpüşün
yüreğin üşüdüğü gün
bir ormanın gümbürtüsünü düşün
bir ırmağın
türküsünü
bulutların beyazlığını
güneşin kızıllığını
ve ısıtan yanını
özğürlüğün
Nuri CAN
www.nuricann.com