Sanat ve kimya arasındaki ilişki farklı çıkarlar için de olsa ilk çağlardaki insanların tanınmasından tutarak her iki alanı da kapsayan dokusal yapıya, boya ve pigmentlerin özelliklerine, ateşin ve suyun kullanımı ve dönüşümüne kadar dayandırılabilir. Sanat, bilim ve teknolojinin varolan kültürel bir noktada birleşmesi ve bilginin bu çeşitli alanlarının birbirlerini etkilemesi ve bu anlamda yapılan denemeler sanatçılar ve bilim adamları için bir ilham kaynağını oluşturur. Kimya alanı bilgilerini derinleştirmede sanatçının tekniğinden faydalanır ve her iki alanda ortak olan noktalardan biri ilham kaynağı olarak doğadaki maddeler ve doğadan yola çıkılarak ulaşılan gerçeklerdir.Bu nedenle bu iki alanın birbirleri ile ilişki içinde olması her iki alanın ilerlemesi ,yeniklikçi çözümler bulması anlamında önemlidir. sadece farklı olan sanatçıda doğaya karşı estetiksel bir bakış açısı vardır ve gerçeklik istenilen şekillerde ifade edilebilir bilim adamında ise gerçekler ve yorumlar kesinlikle mantığa dayalı olmalıdır.
Kimya dünyası için önemli bir buluş olan Periyodik tablonun bulunuşu buna en güzel örneklerden birisidir. Periyodik tablo Mendeleev'in mükemmel yorumculuğu ve üretici zekasının çarpıcı bir ürünüdür. Mendeleev’in bu periyodik tabloya koyacak bir tane bile element bulamamasına karşı bu cetveli bulmasının diğer elementlerin başka bilimciler tarafından araştırılıp bulunmasına yol açması düşünmenin ve yorum getirmenin önemini vurgulamaktadır.mendeleev bu periyodik tabloyu çizmeseydi belki de başka elementlerin varlığından haberimiz olmayacaktı veya çok geç olacaktı.
Leonardo da Vinci’nin kan dolaşımı hakkında bilgisi olmamasına rağmen, robota eklediği kalp vanaları sayesinde kanın tüketilmek üzere kaslara pompalanmasını sağladı. Leonardo'nun yaptığı bir çizim, 2005 yılında bir İngiliz kalp cerrahına hasar görmüş kalpleri tedavi etmek yolunda yepyeni bir yol keşfetmesi için ilham verdi.
Bilimde de yeni modeller ve teorileri yaratmak için sanatta olduğu gibi hayal gücü ve yaratıcılığa ihtiyaç vardır ve az önceki verdiğim örnekler gibi sanat ve bilim ilişkisinin önemini gösteren nice örnekler de bulunmaktadır.
Kimya çalışmalarında ilerlemeler sanat dünyasına yeni teknikler ve malzemeleri getirmiştir.örneğin terebentinin yapısal özelliği dolayısıyla bazı boyaları çözme özelliğinin olması ile sanatçılar eserlerinde farklı tekniklere gidebilmişlerdir.Onun dışında serigrafide, fotografçılıkta, yağlıboya resim çalışmalarında ve bir çok sanatsal ürünün oluşmasında kimya bilimindeki gelişmelerin önemi vardır.
Kimyadan ve moleküllerden , molekül çizim ve fotoğraflarından estetik hazlar alınabilir.Bu linkte verilen örnekler gibi...
http://www.gorselsanatlar.org/index.php/topic,19202.0.html
bir resim öğretmeni olarak açıkçası çok hoş bulduğum örnekler…bana estetik bir haz veriyor.Ama David Goodsell için onun bir bilim adamı olması dolayısıyla moleküller dünyasını aydınlatmak amaçlı yapılan renklendirme ve çizimler aynı zamanda…mutlaka bir insan olarak estetik bir haz almış olabilir ama o çizimlerini bilimsel çözümler aramak için yapıyor. Onun alandaki bilimsel bilgi bende olmadığı için ben resimlerinde sadece tasarımsal ögeler ararım ve ona göre resme bir yorum getirebilirim.Çünkü bu da benim alanımın bir parçası.. bu resimler de kimya ve görsel sanatlar alanına ışık tutuyor bence... mimarlık alanında kimyadan faydalanılmasının bir örneği...R. Buckminster Fuller isimli bir mimarın kimyadan faydalanarak oluşturduğu bir mimari proje.. Vivian Torrence'e ait bu resim de bir örnek teşkil edebilir.
Sonra kimyasal olayların mizahi duygumuza küçüklükten beri izlediğimiz çizgi filmlere ve karikatürlere de yansıdığını görmekteyiz. toplumsal yaşama etkisi bakımından karikatürlerle de ilişkilendirebilirim..
bu konuda da böyle bir bağlantı kurulabilir aslında..
bu konuda kaynak sunamıyorum ama genel olarak düşünülürse okuduğum bilim ve sanat ile ilgili yazılardan ve bu alanda bir zamanlar yaptığımız çalışmalardan ben bu sonuçlara ulaştım.kaynağı olan bir arkadaş sunarsa ben de çok sevineceğim.