Doğrusunu söylemek gerekirse tt dersinden ben de hiç hoşlanmadım. Görsel sanatlar dersinde öğrencinin tekniklere ilişkin beceri kazanmasını da hedefleriz. Oysa tt dersi için kılavuz kitap, öğretmenin tekniğe ilişkin yönlendirme yapmasını önermiyor. Sonra evet, fikir aşamasında çok hoş tasarımlar üretebiliyorlar ama bu tasarımların üç boyutlu hale gelmesi konusunda uygun malzemeyi, tekniği seçemiyorlar ve dolayısıyla bir bakıyorsunuz ki bütün tasarımlar sizin biçimlendirme önerilerinizle gelişiyor, hatta, çoğu da öğrenciden çok sizin gayretinizle oluşmuş. Yani öyle bir ders ki...öğretmenin konusuna tam anlamıyla hakim olmasını gerektiriyor. Hele hele kılavuz kitabın önerdiği doğrultuda dersi işlemeye kalkınca tam bir çuvallama! Hani şu meşhur ilk adım etkinliği. Kağıdın desteksiz ayakta duruşu! Oradan çatı...çatıdan mekan....mekandan üçgen...üçgenden yelpaze şekline getirme, ardından da ritim. Valla ne diyeyim...ben öğrencilerimi şu ritm noktasına bir türlü getiremedim. Ve o kağıt maalesef yelpaze dışında tüm formlara girdi. Becerebilenlere ve dersten verim alabilenlere bravo.

Arkadaşların kendi tercihleri bende hiçbir zaman tt ye geçmeyi düşünmedim hatta aklımdan bile geçirmedim.Fakat tt nin görsel sanatlar dersi ile hiç ilgisi olmadığını düşünüyorum.

mesela yapım kuşağının ikinci dönemi olduğu gibi katletmesii yokmu... öğrencinin  düşündüğü bir projeyi  oluşturması ve yapım aşamasında geçirdiği o süreci şimdi tekrar düşünüyorum da.....tanrım kurtar bizi bu azaptan der gibi gerçekten...bayıyo hakkatten bayıyo..