BİLMEDEN
Şöyle,
cılızdan birazca iyi
bir dalda
yapraktı.
Rüzgara sevdalandı önce,
sonra da gün ışığına.
Karar veremedi bir türlü
esen yele mi,
Yoksa ;
ışığamı döneceğine.
Şöyle,
bildiğiniz yapraklardandı
diğerlerinden biraz güzelce.
Farkındaydı da bunun
ve bazen
bi dansöz misali,
kıvrım kıvrım
salınırdı kendi keyfince.
Biliyordu,
en güzeli olduğunu o dalın.
Dedimya aşıktı,
hem rüzgara
Hem de,
ışım ışım güneşe.
Ve bir gün,
birden yaşlandı,
burkuldu yüreği,
sızladı içinden.
Güneş,
kavurdu kıvrımlarını önce.
Bir yel,
savurdu dalından sonra.
Ve,
bir küçük çocuk
koşarken parkta
eziverdi ayagı ile,
bilmeden.
Ne güneş,
ne yel,
ne yaprak,
ne de güzellik.
Hepside hayal olup gitti birden,
Çocuk hala koşuyordu,
Bilmeden...
-fishman-