Oskar Kokoschka (1886-1980)

Tuna kıyısında Pöchlarn’da Çekoslovakyalı bir kuyumcunun Oğlu olarak dünyaya gözlerini açan Kokoschka, Viyana’da büyüdü. Resim yeteneğini gören öğretmenlerinden biri, 18 yaşındaki gence Viyana Uygulamalı Sanat Okulunda bir burs sağladı.

1907’den Sonra: Jugendstil Arnuvo Sanatçısı Kokoschka 1907’de sanatçılarla zanaatçıların oluşturduğu Wiener Werkstaetten adlı atölye grubunda çalışmaya başladı ve bu topluluk için kartpostallarla vinyetler yaptı. Çalışmalarını, sonradan da kullanacağı OK harfleriyle imzaladı.

1908’de yayınladığı Die traeumen den Knaben (Düş Gören Erkek Çocuklar) adlı şiir kitabını, Jugendstil’in en önemli yapıtları arasında yer alan, dekoratif renkli litografilerle resimledi. Aynı yıl içinde Atölyeler tarafından organize edilen bir sanat sergisinde teşhir ettiği çok sayıdaki nü kız portreleri, Kokoschka’nın Oberwildling (Baş Azgın) olarak anılmasına neden oldular. 1910’da sahnelenen ekspresyonist dramı Mörder, Hoffnung der Frauen (Kadınların Umudu-Katiller), geleneksel olmayan yapısı yüzünden, ikinci bir skandala neden oldu. Kokoschka bunun üzerine bursundan olduysa da, Adolf Loos adlı mimar kendisine bol bol resim siparişi almasını sağladı.

1909’dan Sonra: Psikolojik Portreler Kokoschka bu portrelerinde ruhsal durumları karakterize etmeye yönelik kişisel stilini geliştirdi. Elleri çoğunlukla aşırı oranlarda çizmekle, onların jestlerine yüz ifadesiyle eşit bir anlam katmış oldu. Kokoschka, büyük kontrastlar oluşturmayan toprak renkleriyle çalıştı. Buna uygun olarak Hans Tietze und Erica Tietze Conrat (1909) adlı ikili portresinde her iki figür kahverengimsi altın bir fondan çıkmaktadır.



1912-15: Alma Mahler ile ilişkisi Kokoschka 1910’da Berlin’e taşındı. Ernst Ludwig Kirchner ve Karl Schmidt-Rottluff gibi sanatçılarla tanıştıktan sonra, onların etkisi altında daha ekspresif ve renkli bir stil edindi. 1911’den sonra büyük boyutlu yağlıboya resimleriyle, aralarında Flucht nach Aegypten (Mısır’a Kaçış) (1911/12) ve Kreuzigung (Golgatha) (Çarmıha Geriliş, 1912) de bulunmak üzere kendini İncil’den konulara adadı.

Kokoschka 1912 sıralarında besteci Gustav Mahler’in dul eşi Alma Mahler ile tutkulu bir aşk ilişkisine girdi. Samimi ilişkilerini başkaları meyanında Die Windsbraut (Rüzgarın Gelini, 1914) adlı resminde konu aldı. Burada cinsel ilişkiden sonra bir çift karmakarışık çarşaflar arasında yatmaktadır. Renklerin ufak ufak uygulanması nedeniyle, aslında sakin olan motif, izleyici üzerinde son derece dinamik bir etki bırakmaktadır.

1. Dünya Savaşı Patlayınca Kokoschka bir atlı alayında teğmen olarak görev aldı ve 1915’te Galiçya’da ağır yaralandı. Aynı yıl içinde Alma Mahler kendisinden ayrıldı. Bunun üzerine ağır bir ruhsal buhran geçiren Kokoschka, başkaları yanısıra Liebespaar mit Katze (Sevgililerle Kedi, 1917) adlı tablosunda Mahler’e karşı duyduğu aşktan yakındı. 1918’de eski sevgilisinin ölçülerinde bir bebek ısmarladı.



20’li Yıllardan Sonra: Kent ve Peyzaj Görüntüleri Kokoschka 1919’da Dresden Güzel Sanatlar Akademisi Serbest Resim kürsüsüne profesör olarak atandı. En başta litografi tekniğiyle çalışan sanatçının yeğlediği renk, mavi oldu (ürO. Dame in Blau (Mavili Hanım, 1919). 1920’lerinbaşında yaptığı ilk Dresden şehir manzaralannda ekspresif stilinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlar. 1924’ten sonra birkaç yıl boyunca Avrupa’da gezdi dolaştı. Hafen von Marseille (Marsilya Limanı, 1925) ya da Chamonir und derMontblanc (Chamonix ve Montblanc Dağı, 1927) gibi resimlerinde Kokoschka, empresyonizmin öngördüğü daha açık renklere ulaştı.


1947’den Sonra: İngiliz Yurttaşı
1933’te Viyana’ya dönen sanatçı ertesi yıl hemen Prag’a taşındı. 1937’de Viyana’da ilk retrospektif sergisi yeralırken, resimlerine Almanya’da “yozlaşmış sanat” damgası vurularak el konuldu. Münih Antlaşmasından sonra Çekoslovakya’nın hükümranlığını tehdit altı gören Kokoschka, hayat arkadaşı (1941’de evlendiler) Olga Palkovska ile birlikte Londra’ya yerleşti ve burada çok büyük parasal sıkıntılar çekti.

1947’de İngiliz uyruğuna geçen sanatçı, bundan altı yıl sonra Cenevre Gölü kıyısında Villeneuve’e taşındı. Bu dönemde ünlü bir ressam olmasına karşın, 1945’ten sonra sanat dünyasında ancak ikincil bir rol oynadı.


Geç dönem yapıtında öncelikle antik konulara yer veren sanatçı, Odysseus, Hellas und Apulien (1964) ve Troyalı Kadınlar (1971) gibi tablolara imza attı. Kokoschka 1980’de 93 yaşında Villeneuve’de hayata gözlerini kapadı.

Yüzyılın 100 Ressamı
alıntı:www.felsefeekibi.com

Aslıcığım, gelecek öğrenim yılı için harika bir kaynak oluyor burası, ah bir de bilisayarıma bunları kaydedip bir klasörde toplayabilsem.. daha da güzel olacaktı. +1 

teşekkürler aslıcım paylaşım için  +1

Halecim çok teşekkürler canım 

bu güzel bilgilendirme için teşekkürler Aslı öğretmenim  +1