Neo-Realizm
(Yeni Gerçekçilik) Chirico ve Carra'nın Avrupa'nın modern ressamlarının soyut resmi yapmakta birbirleriyle yarış ettikleri bir dönemde Antik atmosferi tuvallerine sokmaları insanı şaşırtır. Fakat hemen hemen 1919 yıllarına doğru Picasso'nun Ingres'i hatırlatan resimler yaptığı, Andre Derain'in klasik bir gerçekçilik karakteri olan resimler boyadığı bilinir. Bu sıralarda bir kısım Alman ressamının "pozitif gerçeğe" döndüğünü görüyoruz.
Bir kaç Alman ressamı: Georges Schrimf (1889-1938), George Grosz (1893 doğumlu), Otto Dix (1891 doğumlu), Alexander Kanoldt (1881-1938), vb. yeni "pozitif anlaşılabilen bir gerçeğe" döndüler. Bu anlayışa "Neue Sachlichkeit" (Yeni-Gerçekçilik) denildi. Ayrıca "Büyüleyici Gerçekçilik" de denir. Yeni-gerçekçilik eşyayı temsili olarak gereğinden çok açık bir kesinlik ile tekrar değerlendirir. Bu bakımdan Yeni-gerçekçilik hem Dışavurumculuk'a, hem de İzlenimcilik'e karşı bir tepki sayılır. "Büyüleyici Gerçekçilik"in amacı, burjuva gerçekçiliğinden uzak, gerçek bir resme ulaşmak için çalışmaktır. Bu anlayış, insana dehşet veren bir gerçekçilik kaygısı ile mümkündü ve aldatıcı görünüşün arkasında kalan gerçeklere ulaşabildiğinden, büyüleyici bir karaktere de sahipti.
Birinci Dünya Savaşı sonrasının sosyal durumu üzerinde saldırgan eleştiri yapan yeni gerçekçilik ressamları hiç bir açıklıktan, çekinmeden bir gerçeküstücülük yapıyorlardı ve doğa biçimini reddetmediklerinden Nazi Almanyası'nda da ilgi görebiliyorlardı.
1920 ve 1930 yılları arası, Birleşik Amerika'da da nesnenin eski itibarını reddetmeyen "Regionalisme' ve "Precisionisme" akımları, olumlu yakınlık görüyorlardı. Gerçekçi resmin yeniden eski geçerliğini alması için, kendilerine "L'homme temoin" diye ad takan genç bir Fransız sanatçılar gurubu tarafından bir deneme de yapıldı. Bunların en kabiliyetlisi (1928 doğumlu) Bernard Buffet idi ve varoluşçu bir felsefe ile Hıristiyanlık heyecanı onların kuvveti oluyordu.
Bernard Buffet, serbest deseni ve boyası ile ani olarak parlamış, "Jeanne d'Arc" adlı kompozisyonları ile kişisel bir anlatım tarzı bulmuştur. Son resimlerinde ilk çalışmalarının ince duygululuğu yoktur. Bu sanatçının resimlerinde bir iç burukluğu ve melankoli ilgiyi çeker
Neo-Empresyonizm (Noktacılık)
(Yeni İzlenimcilik) (Bölmecilik de denir.) Renk tonlarını noktalar halinde ayrıştırarak resim yapma tekniği.
Noktacılık tekniği, Chevreul'ün renklerin karşıtlığı üstüne yaptığı buluşlara dayanır: ressam tuvalin üzerine sırf katkısız boyalar koyar; tuvalde her bölümün rengi ve renk değerleri arasındaki ilişkiler, renklerin belli bir amaca göre yan yana getiriliş sırasına bağlıdır. Ayrıca bu renklerin tuvalin her yerine eşit ışıklı titreşim vermesine dikkat edilir.
Noktacılık okulunun ustaları Georges Seurat ile De Delacroix au Neo-İmpressionnisme (Delacroix'dan Yeni-izlenimciliğe) [1899] adlı teorik bir eser yazmış olan Paul Signac'tır. öbür noktacılar arasında Theo Van Rysselberghe, Henri Edmond Cross, Lucie Cousturier, Jeanne Selmersheim, Charles Angrand, Dubois-Pillet, Hippolyte Petitjean'ın adları sayılabilir.