Gönderen Konu: Georges Rouault (1871-1958)  (Okunma sayısı 5437 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Fîģũ®âtĩƒ

  • :)
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 5.203
  • Karizma Puanı: 1637
Georges Rouault (1871-1958)
« : 25 Şubat 2009, 21:02:19 »

Çağdaş sanatta yeni anlatımcılığın, görsel gizemciliğin ya da görsel “catolicisme”in, insani durumlara ilişkin dokunaklı (pathétigue) üslubun en güçlü ustalarından biri Georges Rouault Esnaf bir aileden geliyordu. 27 Mayıs 1871’de “Commune” hareketi sırasında, Paris, Versailles’dan gelen askerler tarafından bombalanırken bir mahzende dünyaya gelmişti. Babası, bir marangoz ustasıydı. Ona bütün yaşamı boyunca çalışma beğenisi ve malzeme bilinci aşılayacak olan ilk bilgilerini babasından almıştı. On dört yaşında ortaçağ vitraylarını onaran Hirsch adlı bir camcı ustasının yanına çırak olarak girdi. Burada bir yandan cam onarımının inceliklerini öğreniyor, öte yandan Dekoratif Sanatlar Okulu’nun akşam kurslarını izliyordu. 1890’da resimle ilgilenmeye karar verdi ve ertesi yıl, Güzel Sanatlar Okulu’na Elie Delaunay’ın atölyesine katıldı, bir yıl sonra da, bütün yaşamı boyunca kendisini etkileyecek, sanat yolunu çizecek olan Gustave Moreau (1826-1898) yanına girdi. Moreau, öğrencilerine resmi yalınlaştırma kurallarını öğretiyordu. İzlenimci resme karşı, daha çok simgeci sanat anlayışını savunan bir kişiliğe sahipti.

Rouault, Moreau’nun atölyesinde Matisse, Marquet, Lehmann gibi sanatçılarla tanışma olanağı bulmuştu Moreau ona, sıcak kanlı, çıplak dinsel bir sanatı sevdiğini ve bu yolda yürümesi gerektiğini söylüyor ve böylece ondaki kalıcı yönü önceden görmüş oluyordu.




Hocası ve yakın dostu Moreau’nun ölümü, Rouault’nun yaşamında mutsuzluk döneminin de başlangıcıdır. Pek etkilemişti bu olay Rouault’yu; bir ara ölmeyi bile düşünmüştü. Aynı yıl kurulan Moreau Müzesi’ne yönetici olarak atandı. Geçim sıkıntısı ve çeşitli bunalımlar onu bir hayli sarsmıştı. 1914’e kadar sürecek olan bu dönem, onun resimlerinde yeni konuların belirmesine yol açtı. Kağıt üzerine guaş ve akvaral tekniğiyle yaptığı bu dönem resimlerinde İtalyan komedyenleri, cambazhane soytarıları ve genç kızlar görülür.



Paletindeki ısırıcı sertlik, onu “fauve” akımının temsilcileri arasına sokmakta gecikmedi. Bu tür resimlerinde mavilerin üstünlüğü morarmış kırmızılarla bozulur, okrlarla öldürülür, siyahlarla canlandırılır. Anlatımın yeğinliği, konunun özüne oturur.




“Ben gezici bir yalnızım”
diyordu Rouault. Resim yaşamının gerçek nedeni, varlığının kanıtıydı. “En kara acılarda her şeyi unutarak bir resim delisi gibi resim yapmak, bana o kadar büyük bir mutluluk veriyor ki” diyerek, bu gerçeği dile getiriyordu.

Güç beğenir bir sanatçıydı. Ayrıca da onuruna düşkündü.  Vollard’ın ölümünden sonra, ondaki resimleri nedeniyle konu mahkemeye yansıdığında ve mahkeme tüm resimlerin. Rouault’nun mülkiyetinde bulunmasına karar vermesinden sonra 113 yapıtı adliyecilerin gözü önünde yakması yaşamında önemli bir olaydır.



Yoğun bir renk uyumu, dinsel konularda yaygınlık bulan moral bir anlatımcılık, yaşamın özünü temel alan güncel konular ve tüm bunları, engin bir insancılığın, insanseverliğin derin boyutlarına ulaştıran evrensel bir sanat görüşü, Rouault’yu özetleyen başlıca niteliklerdir.


resimlerin alıntı adresi
yazının alıntı adresi