Dünyanın en popüler mimarlarından Zaha Hadid’in Kartal için çizdiği projeler, sadece Kartal ve çevresindeki ilçelerin değil; İstanbul’un da çehresini değiştirecek. Ocak 2009’da uygulanmaya başlanacak proje, yaklaşık 10 milyar dolara mal olacak. Zaha Hadid’in Kartal’ı, kültür merkezi, opera binası, göl ve çevresi, kamu binaları, alışveriş merkezi, marinası ve meydanıyla dünyanın en ilginç mimarî eserlerinden oluşuyor. Bütün detayları ile ilk kez Zaman’a yayınlanan Hadid’in projeleri, kamuoyunda oldukça ses getireceğe benziyor. ‘Kartal Kıyı Kesimi Kentsel Tasarım Projesi’ olarak adlandırılan dönüşüm için, Pritzker Ödüllü ilk kadın mimar Zaha Hadid, “Hayatımın projesi.” diyor. Bu kentsel dönüşüm çalışmasıyla Kartal’daki atıl sanayi tesislerinin alanlarının değerlendirilmesinin yanı sıra; bölgenin İstanbul’un yeni cazibe merkezlerinden biri olması hedefleniyor.

Kartal Belediye Başkanı Arif Dağlar, dünyanın en büyük kentsel dönüşüm projesini gerçekleştireceklerini söylüyor. Proje tamamlanınca Kartal, dünyanın en büyük teknoloji merkezi haline gelecek. Dağlar, Kartal’ın Türkiye’nin ilk belediyelerinden biri olduğuna ve bu tarihî özelliğini yeni projeyle de anlatma fırsatı bulacaklarına dikkat çekiyor. Projeyi oluştururken Fransa’nın Nice şehri örnek alınmış. Master proje, önümüzdeki günlerde dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı olan Cannes’daki MIPIM’de sergilenecek; ancak başta marina olmak üzere dünyanın önde gelen yatırımcıları şimdiden Kartal’la ilgilenmeye başlamış.

 “Birçok yatırımcı ve kredi şirketi sıraya girdi.” diyen Dağlar, arazinin coğrafî ve topografik yapısının avantajını kullanacaklarını belirtiyor. Sahildeki marinanın Türkiye’nin en büyük marinası olacağını söyleyen Arif Dağlar, ayrıca qruise gemilerinin de yanaşabileceği bir liman yapılacağı bilgisini veriyor. Projenin en belirgin bölümlerinden biri E-5 girişindeki taşocağına yapılacak suni göl. Projede opera binası ile kültür merkezinin yanı sıra alışveriş merkezleri, beş yıldızlı 3 otel ve sosyal tesisler yer alıyor. Bu yapıların her biri karakteristik mimarî özellikler taşıyor.

Teknokent olacak

Proje kapsamında Kartal’ın bir teknokent merkezi olarak planlandığını açıklayan Belediye Başkanı Arif Dağlar, Türkiye’de belirlenmiş bazı teknokent merkezleri olduğunu; ancak Kartal’ın bu iş için ideal bir konuma erişeceğini söylüyor. Kartal’ın mevcut nüfusu 500 bin civarında. Arif Dağlar, proje gerçekleştiğinde gün içindeki sıcak nüfusun 1,5 ila 2 milyon kişi olacağının tahmin edildiğini anlatıyor. Belediye başkanı, ulaşım probleminin nasıl çözüleceği sorusunu ise şöyle cevaplıyor: “Ulaşım çok önemli.

Deniz, raylı sistem (metro ve tren) ve kara taşıtları önemli. Halkalı’dan 35 dakikada buraya gelmek mümkün olacak. Sabiha Gökçen Havaalanı’na da 5 dakika mesafedeyiz. Tüm ulaşım yollarına sahip olmak bizim için büyük öneme sahip.” 100 bin kişilik istihdam sağlaması beklenen projenin bölgeye çekeceği yatırım miktarı hakkında rakam vermenin doğru olmayacağını söyleyen belediye başkanı, en az 5 ila 20 milyar dolar yatırım sermayesinin geleceği bir cazibe merkezi potansiyeli taşıdığını da hatırlatıyor. Sadece marina ve yat limanı yatırımı için 1,5 milyar dolarlık ön görüşmeler gerçekleştirilmiş. Kartal’ın Zaha Hadid’in ustalık projesi olduğunu söyleyen Arif Dağlar, kendisinin Hamidiye Suları’nda 7 yıl yöneticilik yaptığını ve tarihî markayı yurtdışına açtığını belirterek, Kartal’ı da dünyaya açacağına inandığını vurguluyor.


Dünyanın en büyük kentsel dönüşüm projesi

1951 yılından itibaren İstanbul’un sanayi bölgelerinden biri olan Kartal’daki 555 hektarlık kentsel dönüşüme ayrılan alan, dünyanın en büyük projelerinden biri. Kentsel dönüşüm olarak bu kadar geniş bir bölge kayıtlarda yer almıyor. Proje ile Kartal ve Pendik birbirine bağlanacak. Bölgede konuttan çok işyerleri, kamu binaları, sosyal tesisler yer alacak.

Halen mevcut alan içindeki gayrimenkullerin yarısı özel sektöre ait. Kent Der adıyla bir dernek çatısı altında birleşen gayrimenkul sahiplerinin, işlerin daha hızlı yürümesi, sermayenin bölgeye çekilmesi ve atıl tesislerin değerlendirilmesinde başı çekmesi bekleniyor. Eczacıbaşı Grubu’nun başkanlığını yürüttüğü dernek üyeleri arasında Eczacıbaşı Holding, Siemens, Doğuş Holding, Mutlu Akü, Metal Holding gibi Türkiye’nin en önemli kuruluşları bulunuyor.


Projede bölgenin yapısına göre, farklı büyüklüklerde yapılar yer alacak. 2 bin 500 metrekare ile 25 bin metrekare büyüklüklerinde parsellerde karşılıklı kulelerin inşa edileceği bölgede, kenarlarda boş alanlar bırakılarak parklar yapılacak. Değişik mimarî parçalardan oluşan yapılar, küçük binalardan büyük binalara doğru giden bir görünüm içinde, birbirine bağlanacak.

 Proje bağlamında büyük grupların, yatırım niyetlerini gösteren görüşmeler yaptıkları da edindiğimiz bilgiler arasında yer alıyor. Projeye 2009 yılında başlanması bekleniyor.


İstanbul’un en yüksek binası

Tasarımda yer alan en yüksek binanın 180 metre yani 60 kat olması planlanıyor. Bu, aynı zamanda İstanbul’un en yüksek binası demek. Bölgenin konumuna ve eğimine göre dalga halinde daha alçak katlı binalara da yer verilecek. 18 kata kadar etap halinde inecek bir planlama yapılıyor. Yüksek binalar ağırlıklı olarak iş kuleleri ve ofis binaları olacak. Özel sektör temsilcilerinin sıcak parayı elde etmek için rezidans istekleri var. Yabancı şirketlerin ticari ofislerinin bölgeye gelmesi hedefleniyor. Avrupa yakasındaki otellerin Anadolu yakasında olmadığı için konferans ve hizmet alanı ihtiyacı var. Otellerin bu eksikliği gidermesi bekleniyor.

Kamusal binalar uygulamada şekillenecek

Kapalı spor salonu, okul, hastane gibi binaların nerede nasıl konumlanacağı henüz net değil. Bu, uygulama planıyla şekillenecek. Kamu binaları içinde spor merkezleri veya kapalı spor salonu, olmazsa olmazlar arasında yer alacak.

5 yıldızlı 3 otel geliyor

Otel konusunda farklı duyumlar olsa da, öngörülen 5 yıldızlı 3 otel. Anadolu yakasındaki otel ihtiyacını gidermek için büyük binalar arasında mutlaka otel olması zorunlu olacak. Otellerin ayrıca konferans ve toplantı salonu ile SPA ve Wellness ihtiyacına cevap vermesi bekleniyor. Büyük grupların konuyla ilgili projeleri olduğu da kulislerde konuşuluyor.

Eğlencenin nabzı Kartal’da atacak…

Sinema, opera binası, kültür merkezi gibi binaların karakteristik mimari özellikler taşıması hedefleniyor. Sahil bandına inen meydan alanında prestijli bir yapı olacak, en az 5 bin kişiye hitap edecek. Kamusal alanlarla ilgili donatı çalışmaları yapılacak.

İstanbul bölünürse, Kartal merkez olacak

İstanbul ikiye bölünürse bunun merkezi Kartal olsun diye bir düşünce var. Hastane, hükümet konağı, belediye binası gibi kamuya ait binalar olacak. Ulaşımın merkezi haline gelecek, çoklu ulaşımın transfer merkezi olacak. Marina ve Marmaray ile bağlantı, hafif ray ve Kartal merkezde ring sistemi öngörülüyor. Demiryolunun ve sahil yolunun da yeraltına alınmasıyla halkın doğrudan denize inmesi planlanıyor.

Kartal’a marina geliyor

Edinilen bilgilere göre, sahil şeridinde yer alacak bin yatlık bir marina için gelişmeler olumlu. Hadid’in projesinden önce marina süreci tamamlanmış durumdaydı. Hatta, ÇED raporu bile hazırdı. Yap-işlet-devret ile yapılması kesinleşti. Proje içinde marinanın daha hızlı yürüyeceği tahmin ediliyor. Marina, Kalamış’taki marinanın iki katı büyüklüğünde olacak.

Kruvaziyer gemilerinin limanı…

İstanbul için öngörülen kruvaziyer yolcu gemi noktaları Ambarlı, Karaköy ve Kartal. İstanbul’un diğer noktaları sığ olduğu için başka bir yerde bunlar için liman yapılması avantajlı kabul edilmiyor. Kıyı bandının 16 metreden 25 metreye kadar derinliğe sahip olması gerekiyor ki, yolcu gemileri yanaşabilsin. Yolcu gemilerinin yanı sıra İDO yönetimi de deniz otobüsleri için burada bir istasyon düşünüyor. Prens Adaları’na en yakın nokta olan Kartal’ın bu açıdan da değerlendirilmesi düşünülüyor. Adalar ile Kartal arasında geliş gidişlerin artması bekleniyor.

İstanbul’un en büyük gölü…

E-5 Karayolu’nun hemen altında yer alan Taşocağı kamusal bir alan. Taş çıkardıkça zamanla kendiliğinden oluşmuş bir çukur. E-5 ile suyun altı arasında 100 metre seviye farkı var. Şu an suyun derinliği bazı noktalarda 30 metreyi buluyor. Kayıkla balık tutulan bu alanda 480 dönümü kapsayan bir konsept oluşturulacak.

Bu, neredeyse mevcut projenin onda birine karşılık geliyor. Böyle bir şehir içi göl, barajlar hariç tutulursa İstanbul’da yok. Taş ocağının çevresi kademelerden oluşacak. Üst kısımlarında sosyal tesislerin, suya bakan kafelerin, butik otellerin yer alması planlanıyor. Göl etrafında botanik bahçesi olması da hedefleniyor. İnsanların burada çaylarını içmeleri ve sudan faydalanmaları düşünülmüş. Burada küçük butik oteller de yer alacak.

50 metre genişliğinde ana bulvar

Yeni konsept içinde mevcut gayrimenkul sahiplerinden yüzde 40 kamu yatırım payı istenildi. Yeşil alanlar, yollar, kamu binaları bu kamu payından kalan kısımla yapılacak. Ana aks olarak çevre yolundan sahile kadar inen yol 50 metre genişlikte bir bulvar olarak planlandı. Kenarlarında soğuk olmayan binalar bulunan yaşayan bir cadde olacak. Her ne kadar yola dikilecek ağaçlar tespit edilmediyse de, karakteristik bir bitki sergilenecek

http://www.turkei.net/news_detail.php?id=32718

Teşekkür ederim

oyy oyy çok güzelmiş gerçekten nurdan öğretmenim mimarın emeğine sağlık valla bilgilendirme ve paylaşım içinde teşekkürler +1 eklendi bile

vay be. çok güzel haber.proje tamamlanınca gitmek için can atıyor olacağım +1 borcum olsun