Gönderen Konu: METAMORFOZ...YİTİK ZAMANLARIN KENTİ ANKARA  (Okunma sayısı 4361 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı **aslı**

  • KENDİSİ
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 4.373
  • Karizma Puanı: 1342
  • ...SENLE BEN, BATI-DOĞU; AMA DÜNYA YUVARLAK...
METAMORFOZ...YİTİK ZAMANLARIN KENTİ ANKARA
« : 26 Şubat 2008, 00:23:45 »

Anlamkökensel olarak metamorfoz sözcüğü, “şeylerin” fiziğinde süregelen değişime karşılık gelir ve biyolojik bir süreci tanımlar. Bütün bu değişim süreci içerisinde, “şeylerin” biçim ve yapısında, köktenci ve anomalik bir büyüme, eğrilip bükülme, yok olma, yerine gelme, kısacası bir tür başkalaşım söz konusudur ve “şeylerin” davranış ve yaşam alanlarında görülen başkalaşımlarla eşzamanlıdır.

 

Şeyler, metamorfik başkalaşımın hem nesnesi hem de öznesi konumundadır ve öncelikle, doğa bilimlerinin çerçevesinde anlam kazanır, bu süreçte, doğaüstü kuvvetlerin biçimlendirici etkisi, olmazsa olmaz bir gereksinimdir. Bir diğer anlatımla “şeylerin”, genelde fiziğinde ve özelde ise, biçim ve yapısında meydana gelen başkalaşım, doğanın içsel oyunları sonucudur: Doğal süreçler ve yöntemler, canlıyı bir evreden bir başka evreye başarıyla iteler. Doğanın mutlak bir denge ve bütünlük içerisinde olduğunu imleyen söylemlere göre, gelinen son evre bir tür başarı öyküsü olarak algılanmalıdır.

 

Bütün bunlara karşın, doğa bilimlerinden görece uzaklaşıldığında, metamorfozun başka bir anlam ve içerik kazandığı da görülecektir. Eğer başkalaşan şey salt doğaüstü güçlerin değil de, doğadışı unsurların da itici gücüyle bir başka mecraya evriliyor ise, değişime zorlanan şeyin salt fiziki olmadığı savlanabilir. Nitekim sosyal ve siyaset bilimciler, metamorfik başkalaşımın fiziksel olduğu kadar, öze, duruma ve kimliğe ilişkin olduğunun da, özellikle altını çizerler. Başkalaşan şeyin hem özü ve kimliği, hem de öz ve kimliği barındıran bağlamsal durumları, biçimsel ve yapısal anlamda ciddi değişikliklerle karşı karşıya kalır. Bu noktada iki önemli konu dikkatimizi çekmelidir: Birincisi, fiziksel başkalaşıma bağdaş diğer başkalaşımlar da söz konusudur. İkincisi, doğaldan ayrışmaya başlayan ve tarihsel nedenselliklerle açığa vurulan siyasi ve sosyal süreçler de ön plana taşınır.

 

Özü, kimliği ve durumsallığı da içine alan bir metamorfoz tanımı bizleri, doğaüstüne bağlanan açıklamalardan koparıp, tarihsel olana götürür. Tarihsel nedenselliklerin anlaşılması ise başkalaşımı, kaçınılmaz değil, denetlenebilir, sorgulanabilir ve yönlendirilebilir kılar. Kısacası metamorfik başkalaşım, gerçekte doğal süreçlere sıkışmış tanrısal bir yazgı değildir. Böylesi bir sav, dolayısıyla, özgür birey ile toplumsal bilinci göreve çağırır.

 

1980 sonrası yeniden biçimlenen kentlerimiz, özelde başkentimiz Ankara, işte bu tür bir bakma biçimiyle yeniden tanımlanmalı, anlaşılmalı ve dahası sorgulanmalıdır. Kentin fiziğinde (biçiminde ve yapısında) meydana gelen sürekli metamorfik başkalaşım, ne doğaüstü güçlerin bir içsel oyunu, ne de doğal bir sürecin son-ürünüdür. Buna ek olarak, başkalaşan şey, salt fiziki değildir ve özü dönüşmeye zorlayarak, kentsel/toplumsal kimliği yeniden kurmaya ve durumları değiştirmeye çabalar.

 

“Minimum tecavüzlerle” özdeşleşen metamorfik başkalaşım, kısacası tarihseldir – siyasi bir içeriği, veçhesi ve temsiliyeti vardır. Eğer metamorfozlar siyasi oluşum ve bağlılıkları, süreç ve yöntemleri, iktidar savaşları ve bunlara takılı temsiliyetleri içeriyorsa, sözü edilen siyasetin çözümlenerek nedenselliğinin ortaya dökülmesi ve daha da ötesi bu nedenselliğin kaynaklarına müdahale edilmesi gerekir. Çünkü ne de olsa, “minimum tecavüzü” meşru kılarak Ankara’yı bir tür siyasa ile metamorfozlara iteleyen siyaset, kamusal yarardan çok, sermaye birikimini, bölüşümünü ve tüketimini ön plana alır; toplumcu olandan çok, bireyci tüketiciyi kutsar ve çıkarcı metamorfozları göreve çağıran olanca sosyal mühendisliğini, tek yanlı bir siyasa ile meşrulaştırır.

 

Ankara, özelde son 10 yılını bir tür metamorfik başkalaşımlarla geçirmektedir; üstelik “kaçınılmaz” olduğu söylemleriyle desteklenen süreç ve yöntemler, kamuoyunun “onayını” almaya yönelik her tür reel siyasetin araçlarını da harekete geçirmektedir. Mimarlık Haftası, işte bu sahteci kaçınılmazlık söyleminin üstüne gitmeyi ve sorgulamayı hedefler. Süregelecek tüm etkinlikler, salt metamorfozun doğru anlaşılmasını değil, biteviye metamorfozlaşan Ankara’nın, geçmiş başkalaşımları ve olası tüm başkalaşımlarını masaya yatırmayı planlar. Ancak, haftanın belki de en büyük amacı, metamorfozların salt doğal bir sürecin ötesinde olduğunun, bilincini oluşturmaktır.

ALINTIDIR

Çevrimdışı ..Ceylinin Annesi..

  • ...@yfer...
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.291
  • Karizma Puanı: 1921
METAMORFOZ...YİTİK ZAMANLARIN KENTİ ANKARA
« Yanıtla #1 : 26 Şubat 2008, 00:28:44 »
tşkler calimerom bilgi için 560a