Kelek; çoğunlukla keçi ve az olmakla beraber koyun, oğlak, bufallo,inek tulumlarının(göyünlerinin) nefesle şişirilip yan yana bağlandıktan sonra, üzerine odun ve sırıklardan sağlı sollu kirişler konularak, onun da üstüne ince çubuklar dizerek oluşturulan dört köşe sala verilen isimdir. . Kelekin tarihçesi 3500 ile 4000 yıl öncesine,
orta asur ile geç asur dönemlerine uzanmaktadır. Daha da geniş tutarsak halaf kültürü ile başlayan şehirleşme sürecinde ortaya çıkmıştır. Türkçe, Arapça ve Kürtçe?de kullanılan Kelek ismi, Aramice ?kalak?, Asur yazıtlarında ?kaluka?, Akadlarca ?kalakku? olarak adlandırılmıştır.
Kelek Mezopotamya?da özellikle Dicle?de kullanılmıştır. Dicle hariçinde Fıratda da kullanımı yaygındır. Mezapotamya dışında ise Hindistan, Afganistan ve afrikanın (mısırda nil deltasında ) bazı kesimlerinde kelek kullanımı vardır.
KELEK İÇİN GEREKLİ MALZEMELER:
Tulum, ahşap, ip, kesici bir alet, bız ve iğne türü delici ve dikiciler.
YAPIMI:
Kelek yapımının altında deri teknolojisi yatmaktadır. Keleğin en önemli malzemesi tulumudur. Tulum ise belirli aşamalardan geçtikten sonra kullanıma hazır hale geliyor idi.
İlk aşama tulumu yani göyünü hayvan üzerinden en az zararla yani göyüne zarar vermeden çıkarmaktır. Bunun içinse uygulanan teknik ??deri şişirme ve yumruk baskı?? tekniğidir. Bu işlem sırasında bıçak ve benzeri kesici aletler minimum düzeyde kullanılmalıdır çünkü göyün üzerinde meydana gelecek bir zarar onun değerini düşürür.
Aşama 1: ik önce hayvan kesildikten sonra bedenindeki fazla kanın dışarı akması için belirli bir süre beklenir. Daha sonra hayvan bacaklarından baş aşağıya bir yere asılır. Sonra arka ayak derilerinden birine 5 cm büyüklüğünde bir delik açılır bu delikten içeriye hortum benzeri bir alet ile hava verilerek hayvan şişirilir burada ki amaç hayvanın derisi ile eti arasına havayı sokarak deri ile eti ayırmaktır. Hayvan şişirildikten sonra deri üzerine deriye zarar vermeyecek bir şekilde vurularak havayı eşit bir şekilde yayıp deriden etin ayrılması sağlanır.
Aşama 2: bu aşamada ise hayvandan hava boşaltılıp arka ayak bilekleri butlara kadar yüzülür. Daha sonra yüzülen kesimlerden başlanarak göyün hayvandan, eller ile yumruk şeklinde baskı uygulayarak bir nevi bıçak görevi görerek bir elbise gibi çıkartılır. Bu sayede göyüne hiç zarar verilemez..
Aşama 3: Hayvanın vücudunu örten deri yüzüldükten sonra dayanıklılığını kaybeder. Deriler ağırlıklarının yarısından fazla su ihtiva eder. Yani 10 kiloluk bir derinin, 6,2 kilosu sudur. önce derideki kanın iyice akması için belirli bir süre beklenir. Daha sonra hemen kurutma işlenme geçilmelidir yoksa deri bozulabilir. Deriyi kurutmak için 3 yöntem uygulanır. Tuzla kurutma, bitkisel kurutma ve güneşte yani doğal kurutma. Anadolu ve Mezapotamyada güneş yakıcı olduğundan, kuratmaya uygun olan bitkiler de az bulunduğundan bu iki kurutma türü fazla kullanılmaz idi en çok tuzla kurutma yaygındı. Bu teknik ise derinin içindeki suyun tuz serpilerek dışarı atılması olur. Yani derinin üstüne serilen tuz deri içindeki suyu emerek alır. Böylece deri kullanıma hazır hale gelir.
Aşama 4: işlenmiş ve kullanıma hazır olan göyün tulum haline getirilerek açık olan kısımları yani boğaz, bacak ve kuyruk kesimi boğum yapılarak ipler ile bağlanır. Bağlama işleminden sonra bu bölgelere reçine, katran, zift gibi doğal yapıştırıcılar sürülerek hava kaybı önlenir. Son olarak tulum şişirilerek son açık alanda kapatılır.
Aşama 5: hazırlanmış olan tulumlar keleğin büyüklüğüne göre, suda dayanıklı olan söğüt ve meşe tarzı odunlardan yapılmış üst aparatının alt kesimine yerleştirilir. Böylece kelek hazır hale gelir?
GELİŞİMİ ve ÖZELLİKLERİ.
Kelek kullanım amacına göre yük taşımacılığı, yolcu taşımacılığı veya özel durumlar için özel olarak hazırlanırdı. Yolcu keleklerinin üzerine küçük kapalı mekanlarda eklenebilirdi. Taşıma kelekleri ise daha büyük ve daha çok tulumlu olurdu.. 300 tuluma kadar kelekler yapılmıştır ve edinilen bilgiye göre 32 ton taşıyan keleklerde yapılmıştır.
Peki nehirlerde keleklere neden ihtiyaç duyulmuştur. Bu sorunun karşılığı büyük ihtimalle nehirlerin akış gücünden yararlanmak idi. Sonuçta suyun akışının tersine gidemeseler akış yönünde iyi bir taşıma gücü oluşturuyorlardı. Kelekler küçük ama kullanışlıydı teslimat yapıldıktan sonrada tulumlar keleklerden sökülüp havaları indirilerek eşeklere yüklenerek tekrar kara yolu ile geri dönülüyordu. Keleğin ağaç kısmı ise sökülerek ahşabın az olduğu Mezapotamya da rahatlıkla satılıyor idi.. bir kelek tulumu 2 veya 3 yıl rahatlıkla kullanılabiliyordu. Keleklerle taşımacılık özellikle ilk baharda daha hızlı olur du çünkü Dicle ve Fırat?taki suyun akış hızı karların erimesi ile artar idi en durgun dönem ise eylül ve ekim ayları idi. Kelek kendi etrafında dönerek bazen de düz bir şekilde ilerler. Kontrolü ise büyüklüğüne göre 2 veya 6 kişi tarafından kürekler ile yapılırdı. Kelek akadlar ve Asurlular dönemimde yaygınlığını artırmıştır bununda nedeni gelişmekte olan Mezapotamya medeniyetlerinin anadolu?daki maden ile özellikle ahşaba ihtiyaçı olmasıydı. Asur ticaret kolonileri çağında Kültepe kaneş karunu ve benzeri merkezlerden yola çıkan kervanlar Diyarbakır dan itibaren keleklerle yollarına devam ederler geriye ise eşeklerle dönerlerdi. Yakın bir zamana kadar Diyarbakırda eski belediye çarşısında kelek yapımı için gerekli olan malzemeler satılmakta idi. Günümüzde kelek için tulum yerine traktör iç lastikleri kullanılmaktadır.
İnsanlar Kelek ile Anadolu ve çevre noktalardan yola çıkarak Mari, Uruk, Ur, Ninova, Asur, Babil, Nippur, Bağdat, Musul, Samarra,Lagaş gibi önemli noktalar arasında ticaret yapmışlardır.
Keleğin tek dezavantajı ise kurumadır. Yani tulumlar su seviyesinden en fazla bir karış suya batmakta idi. Tulumun geri kalan kısmı ise güneşte kalarak kurumakta idi işte bu yüzden güneşe maruz kalan kısımlar iyi korunmalı idi..
Herodotos, Evliya Çelebi gibi seyyahlar kelek ile zamanında yolculuk etmiş ve kendi kaynak kitaplarında anılarını anlatmışlardır..
Ayrıca Osmanlı devleti zamanında mezapotamyaya yapılan askeri seferlerde kelekleri kullanmıştır.. ayrıca Türkler ile Ermeniler arasındaki mübadele dönemimde keleklere ihityaç duyulmuştur..
yazı sahibi : beytullah efe
Kaynak:
http://www.arkeo.org/arkeoloji/411-kelek-nedir-nasil-yapilir-ne-zamandir-kullanilmaktadir.html