Gönderen Konu: UFUKLARIN ARDINI GÖREBİLMEK ( çatalhöyük )  (Okunma sayısı 2868 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ilker

  • İlker ÖZTÜRK
  • Administrator
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 8.589
  • Karizma Puanı: 1882
    • GorselSanatlar.NET
UFUKLARIN ARDINI GÖREBİLMEK ( çatalhöyük )
« : 05 Aralık 2007, 18:47:00 »

İnsanoğlu iki ayağı üzerinde durmayı; ellerini, kollarını daha da önemlisi aklını kullanmaya başladığında kültürel etkinliklerde bulunmaya başlamıştır. Biz Sanat tarihçiler-Arkeologlar insanoğlunun varolma sürecinden başlayarak uygarlıklar seviyesine gelinceye kadar taşıdıkları ve oluşturdukları kültürleri, yansıttıkları taşınabilir veya taşınamaz eserleri incelerken; insanoğlunun kendini keşfinde ona rehberlik ederiz. Bu süreçte ufukların ardını ne kadar sağlıklı bir şekilde görebilirsek, gelişmemiz ve kendimizi tanımamız o derece sağlıklı olur. Cicero, "Geçmişini bilmeyen çocuk kalmaya mahkumdur" der. Anadolu'ya baktığım zaman hala toprak ananın kucağına sığındığımızı görüyorum. Kimimiz kucağına kimimizse ayaklarına onu bırakmamacısına sıkıca sarılmış durumdayız. Artık sıcacık kucakları bırakmak ve soğuk toprakların altındaki tarihimizi keşfetme ve kimliklerimizi oluşturma zamanı.

İnsanoğlu mağralardan çıkıp, yerleşik düzene geçmiş kentte ve köyde güven içinde oturmaya başlamıştır. Yerleşik düzene geçişle hayvanlar evcilleştirilmeye ve doğanın yanında üretici sıfatıyla yer alarak üretime başlanmıştır. Paleolitik ve mezolitik çağ'da iklim koşullarından dolayı ,doğanın egemenliğinde olan insanoğlu Neolitik çağ'da üretim faaliyetleriyle özgürlüğüne kavuşmuştur. Özgürlük insanoğluna neolitik dönemde çağımızın sosya- ekonomik düzeyinin temellerini oluşturma fırsatı vermiştir. İşte böyle bir dönemde Orta Anadolu'nun güney kesiminde yoğunlaşan en önemli topluluk; Konya'nın Çumra ilçesi yakınlarındaki Çatalhöyüktür.
Yakın doğunun bilinen en büyük kasabalarından olan Çatalhöyük; İ.Ö. 6250-5400 yıllarına tarihlenmişti. Doğu -Batı diye iki yerleşme yerinden oluşur. Erken neolitik çağ yerleşmesi doğudadır. Kesintisiz 14 yapı katı beliren Çatalhöyük, binden fazla konut ve 5-6 bin kişiyi barındıran bir nüfusa sahipti.

İlk şehircilik anlayışının oluştuğu Çatalhöyükte dört-beş ev bir grup oluşturuyor ve bunların arasında tapınak odası bulunuyordu. Tek katlı ve düz damlı konutlar taş yada ahşap destekli kerpiç duvarlarla birbirine bitişik inşa edilmiştir. Bu konutların arasında sokak bulunmaz. Konutların ortasında büyük avlular vardır.

Tapınaklarla konutların planları aynıdır. Her yapı 25 metre kare genişliğinde dikdörtgen bir ana oda ile dar birkaç depodan oluşur. Kapıları olmayan bu konutlara damlardaki açıklıktan ahşap merdivenle girilir. Duvarların üst kısımlarında çatıya yakın yerlerde odaya hava ve ışık sağlamak için küçük pencereler bulunur.

Çatalhöyükte sokakların olmayışı ve evlere damlardan girilmesi düşman saldırılarından korunma amaçlı yapılmış bir dizi tebbirdir. Bu yapının benzerlerine Suriye, Mısır, Mezapotamya gibi yerleşim bölgelerindede rastlanır.

Konutların içinde ocak ve fırından başka duvar önlerinde kerpiçten sekiler bulunurdu. Sekiler oturma ve yatma fonksiyonunun dışında mezar işlevide görürler. Ölülerin etleri güneşte kurutulduktan sonra yanlarına hediye konarak sekirlerin altlarına gömülürdü.

Çatalhöyük ilk şehircilik anlayışının dışında neolitik çağda kile şekil vererek, ateşte pişirerek gündelik işlerde kolaylık sağlayan çanak çömlekler yapak ayrıca kili inaçlarının temelini teşkil eden toprak anayı şekillendirerek bu alanda da önderlik etmiş bir topluluktur.

Kile şekil veren halk kili, kimi zaman ihtiyaçları olan araç - gereç yapımında kullandılar kimi zamanda da dinlerindeki tanrıların heykelini yaparak yüceleştirdiler.

Burada günlük kullanımda ortaya çıkan seramikler kalın çeperlidir. Ağır ve basit olan kaplar genellikle tek renkli ve açıktır.

Evlerde ve tapınaklarda bulunan taş yada pişmiş kilden yapılan heykelcikler arasında en önemli grubu Ana Tanrıça'ya ait heykel grubu oluşturur. İki leoparın oluşturduğu bir tahta oturan şişman tanrıça en ilginç olanıdır. Tanrı Ana bereket ve üretimin sembolü olan tanrıdır. Çatalhöyükten sonra Tanrı Ana inancı devam etmiştir. Hacılar höyüğü'nde Tanrı Ana çıplak, yatmış, çömelmiş, uzanmış ve doğum yaparken tasvir edilmiştir. Bu kadın heykeline Akdeniz ve Yakın Doğu ülkelerinde de neolitik çağ'da rastlanmıştır. Bu durum tanrıçanın büyük kitlelere egemen olduğunu işaret eder. Sonraları Hitit devrinden Roma çağı bitimine değin rastlıyacağımız Kybele adlı tanrı kadının bu ilk şekli Çatalhöyük'te ortaya çıkmıştır.

Ayrıca clay ball denilen ve balloids, miniballs (küçük toplar), weird-shaped (tuhaf şekilli) olarak adlandırılan üç türünün bulunduğu çamur toplar kazılar sonucu ortaya çıkan Çatalhöyük'e ait kilden yapılmış objelerden bir diğeridir. Clay ball suyun kaynamasına yardımcı olmak için -savaşlarda kullanılmak için ya da onun bir tür oyuncak çeşiti olduğu yollunda araştırmacıların ortaya koyduğu fikirler vardır.

Çatalhöyük'ün küçük bir bölümü kazılmıştır. Bu küçük bölüm bile bize kendinden sonraki uygarlıkları bile etkileyecek bilgiler sunmuştur. Konut mimarisi,üretimciliği ve heykelleri ile büyük birer gelişim göstermiştir. Zamanın sisleri ardında gizlenen tarih elimizi sıkıca kavrayarak bizi biz yapmak için yardıma hazır. Bu bağlamda Çatalhöyük ufukların ardını görebilmemiz için kulaklarımıza çok özel şeyler fısıldıyor.
 
ZEYNEP KARSLIOĞLU - 28 Ocak 2002, Pazartesi
Selçuk Üniversitesi - Seramik - 1998
Abant İzzet Baysal Üniversitesi - Resim İş - 2004
Düzce Yunus Emre Ortaokulu


Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.

Çevrimdışı **aslı**

  • KENDİSİ
  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 4.373
  • Karizma Puanı: 1342
  • ...SENLE BEN, BATI-DOĞU; AMA DÜNYA YUVARLAK...
UFUKLARIN ARDINI GÖREBİLMEK ( çatalhöyük )
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2008, 18:22:53 »
üniversitede okurken gitmiştik...gerçekten görülmesi gereken bir yer...teşekkürler..