Gönderen Konu: ANADOLU DIŞINDA TÜRK MİMARLIĞI  (Okunma sayısı 6276 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ..Ceylinin Annesi..

  • ...@yfer...
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.291
  • Karizma Puanı: 1921
ANADOLU DIŞINDA TÜRK MİMARLIĞI
« : 05 Kasım 2007, 03:13:20 »

Yapılan kazılarda ortaya çıkan verilere göre, Göktürkler ve Uygurlarda, kentler surlarla çevriliydi. Hoça'da bulunan bir saray kalıntısında, kubbe ve tonoz örtüsüne raslanmamıştır. Burada, ayrıca kubbeli mezar odaları bulunmuştur. Bunlar, Türklerin ilk türbeleri sayılabilir. Orta Asya'da bulunan bir başka yapıda, Türk üçgeni kullanıldığı görülmüştür. Türbeler ve kubbeli yapıların ilk olarak Türkler'de görülmesi, kubbenin kökeni konusunda kimi savların ileri sürülmesine yol açmıştır. Birçok sanat tarihçisi kubbenin, göçebe çadırlardan gelişmiş olduğunu kabul ederler. Oğuz Türklerinin "yurt" adını verdikleri çadırların Türklerin türbe ve camilerine benzerliği, bu savı güçlendirmektedir. Gene Orta Asya'da bulunan fresklerde esmedilen evlerin görünüşü, Türklerin kerğiç ve tuğla ev mimarisine verdikleri önemi belgelemektedir. Bunlar tek katlı, düz çatılı, çift kapılı, pencereli ve avlulu evlerdir. Medreselerde kullanılan dört eyvanlı mimari şemanın ilk olarak müslüman türk devleti Gaznelilerde görülmesi, mihrap önü kubbesinin ilk olarak Karahanlılarda Talkatanbaba Camisi'nde kullanılması, bilinen kimi mimari öğelerin, Türklerin kendi yarattıkları değerler olduğunu ortaya koymaktadır.

X.yy'da hüküm süren Samanoğullarına ait tek bir yapı dışında, günümüze diğer bir mimari yapıt gelememiştir. Buhara'da bulunan Samanoğlu İsmail Türbesi (907) en eski tarihi türbedir. Asya'da kurulan Karahanlılara ait kerpiç ve tuğla yapılar ilerki yüzyılların mimarlık anlayışını etkilediğinden, önem taşır. XI.yy'a ait, merkezi planlı Hazer Degaron Camisi, ortada ana kubbe, dört köşede dört küçük kubbesiyle bir bütünlük gösterir. Kubbe, sivri kemerli dört payeye (kalın sütun) dayanır. Merv yakınında bulunan, Talkatanbaba camisi tek kubbeli, tuğla bir yapıdır. Yanlarda çapraz tonozlu bölümler vardır. Bu iki caminin planı, daha sonraki dönemlerde, özellikle osmanlı mimarisini etkilemiştir. Buhara'daki Mugah Attari  Camisi'nin üç nefli yalın planı çeşitli türk beyliklerinde sık sık kullanılmıştır. Karahanlılar, camilerinde çok süslü mimareler yapmışlardır. Tuğlayla gerçekleştirilen Özkent minaresi (XI.yy.) Car Kurgan minaresi (XII.yy), Kalan Camisi minaresi (XII.yy.) bunların en önemlileridir. Karahanlılar özellikle türbe mimarisine önem vermişlerdir. Tim kentinde bulunan Arapata Türbesi (978) tuğladan, kare planlı ve kubbeli olarak yapılmıştır; portali yüksek ve sivri kemerlidir. XI ve XII.yy'lara ait Nasır Bin Ali Türbesi, Celalettin Hüseyin Türbesi, Balacıhatun Türbesi ve Ayşe Bibi Türbesi'nde görülen nişler ve sivri kemerlerle süslü zengin cephe mimarisi Türk türbe mimarlığının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Krahanlılarda medreselerin yapıldığı biliniyorsa da, günümüze kalmamıştır.

Ribat adı verilen kervansarayların çoğu ise günümüze gelebilmiş yapılardandır. Buhara-Semerkant yolu üstündeki Ribatımelik (1078), köşe kuleleri ve yandaki minaresiyle, anıtsal görünümdedir. Kare avlu çevresinde iki katlı odaların sıralandığı yapının yalnızca güney bölümü ve portali ayakta kalabilmiştir. Cephe'de sivri kemerler, yarı silindirik yivler ve Selçuk üslubunu anımsatan portal bulunur. Karahanlılar, kervansaraylarda dört eyvan şemasını kullanmışlardır. Merv'de bulunan akçakale kervansarayı (XI.yy.) ve Harzem yakınında Day Hatun Kervansarayı (XI.yy.) bu kervansaray tipine örnek gösterilebilir. Ayrıca Tirmiz'de dört eyvanlı bir saray kalıntısı bulunmuştur. Sivri kemerli portalin karşısında yer alan taht salonu iki katlı olup duvarlar tuğla süslemelerle bezelidir.

Kültür ve sanata önem vermiş olan Gazneli sultanı Mahmud zamanında önemli mimari yapılar oluşturulmuştur. Gazneli camilerinin çoğu yıkılmıştır. Bazı bölgelerde bulunan tuğladan, tuğladan, yivli silindirik ya da köşeli kulelerin minare olarak yapıldığı sanılmaktadır. Arus-ül-Felek Camisi (X.yy.) ağaç direkli bir camiydi (bu cami tipinin bir başka örneği de Konya'da Selçuklulara ait Sahib Ata Camisi'dir). Güney Afganistan'da bulunan Leşgeri Bazar Ulucamisi (XI.yy.), dört payeye oturan mihrap önü kubbesi ve yanlardaki nefleriyle enine genişleyen bir yapıdır. Irmak kıyısında kurulan Leşgeri Bazar Sarayı (XI.yy.) çok büyük bir alanı kaplamaktadır. Birkaç saray binası, camisi ve çarşısıyla ilk Türk külliyelerinden biridir. Dört eyvanlı avlunun çevresinde bulunan uzamların bir bölümü gene kendi aralarında dört eyvanlı plan tipindeydi. Bu plan tipini Mesut III'ün sarayında da görmekteyiz (XII.yy.). Yalancımermerden süslemeler ve mermer levhalarla çok zengin bir biçimde bezenmiş bu saraylar, Moğollar tarafından yıkılmıştır. Sengbes'te bulunan, XI. yy'a ait Ribat-ı Mahi ,kervansarayı, Karahanlı mimarlık geleneklerini sürdürmüştür. Dört eyvanlı avlu çevresinde sıralanan odalar ve destek kuleleriyle tuğladan yapılan kervansarayın eyvanlı bölümlerinde kubbe kullanılmıştır (bu özellik daha sonra Selçuklularda görülmektedir).

Gazneliler çeşitli saldırılar sonucunda ülkelerinden uzaklara, Pencap'a kadar yayılmışlardır. Türklerin Hindistan'da gerçekleştirdikleri önemli yapılar, Delhi'deki Kuvet-ül-İslam Camisi (1193-1230) ve yanındaki Kutb Minar'dır (1119). Kutb Minar 73m boyuyla Dünyanın en yüksek minaresidir. Kırmızı taştan, beş katlı olarak yapılmış, gövdesi yivli ve aşağıdan yukarı incelen bir yapıdır. Yivli minare tipi daha sonraki yıllarda Anadolu'da Beylikler döneminde görülmektedir (Antalya'daki Yivli Minare Camisi, 1373).

Oğuz  Türklerinin İran'da kurdukları Büyük Selçuklu Devleti'nde (1040-1157) yaratılan mimarlık yapıtları Asya ile Anadolu mimarlığı arasında köprü oluşturur. Selçuklular, bu bölgede karşılaştıkları mimari öğeleri kendi buluşlarıyla birleştirerek, yepyeni bir mimarlık anlayışı orta koymuşlardır. Özellikle medrese yapımına önem veren Selçuklular, eyvanlı ve kubbeli medrese tipini geliştirmişlerdi; bu plan tipini camilerde de kullandılar. İsfahan Mescidi Cuması (1072-1092), Zevvare'deki Mescidi Cuma (1135), Ardistan Mescidi Cuması (1160), bu plan tipinin en güzel örnekleridir.

Selçuklulardan sonra Harzemşahlar zamanında yapılan Horasan'daki Zevzen Camisi (XIII.yy.) iki eyvanlı yapısıyla değişik bir plana sahiptir.

Mısır'da ilk Türk Tolunoğulları Devleti'ni (868-903) kuran Tolunoğulları Ahmet'in yaptırdığı Kahire'deki İbni Tulun Camisi (879) beş nefli, revaklı avlusu ve düz çatısıyla yalın bir yapıdır. Tuğladan sarmal minaresi, Samarra üslubundadır. Mısır'da 935-968 yılları arasında hüküm süren İhşidilerden kalan Şerif Tabataba Meşhedi (943) dokuz kubbeli planıyla, Osmanlının çok kubbeli yapılarına öncülük etmiştir.

Selçuk atabeki Nurettin Zengi'nin kurduğu Zengiler döneminde, Selçuklu sanatının devamı olan mimari yapılar gerçekleştirilmiştir. Şam'da bulunan Nuriye (1172) Medresesi, selsebili havuza bağlayan kanallarıyla bir yenilik getirmiştir. Zengilerin mimarlık özellikleri, Eyubiler döneminde Mısır'daki yapılarda görülür. Melik Salih Necmettin Eyyub Medresesi (1242), iki eyvanlı çifte medreseden oluşur. Mısır'da, daha sonra Memluklar, önceki mimarlık üsluplarına kendi kişiliklerini katarak, büyük yapılar ortaya koydular, külliye yapımına büyük önem verdiler. Bunlar arasında Sultan Kalavun külliyesi (1285), Sultan Hasan külliyesi (1356-1262) en tanınmışlardır. Türklerin yarattığı mihrap önü kubbesi, Baybars Camisi'nde (1266-1269) görülmektedir.

Türkler çok sayıda türbe ve kümbet yapmışlardır. Bunlar silindirik kare ya da çok köşeli plan tipindedir. Türbe yapımı Karahanlılardan başlayarak batıya yayılmıştır. türbeler içten kubbeyle, dıştan konik bir çatıyla örtülmekteydi. Kimi zaman türbelerin üst kısmı kule gibi yüksek olmaktaydı. Merv'deki Sultan Sencer Türbesi (1157) bu tiptedir. Kazvin yakınlarında bulunan Harrakan kümbetleri (1068) sekizgen planıyla Selçuk türbe mimarlığının en güzel örnekleridir. Nahçivan'da bulunan Mümine Hatun Kümbeti (1186), çifte minareli portaliyle farklı bir üsluptadır.

Anadolu dığında Türkler, Özellikle Selçuklular, kervansaray, ribat ve saray yapımında önemli yapıtlar vermişlerdir (Merv'deki Selçuklu Sarayı [XI.yy.] surlarla çevrili dört eyvanlı, avlulu bir yapıydı).


Çevrimdışı Metin Başpınar

  • Tecrübeli
  • ***
  • İleti: 349
  • Karizma Puanı: 225
ANADOLU DIŞINDA TÜRK MİMARLIĞI
« Yanıtla #1 : 03 Ocak 2008, 15:23:21 »
Ribat'lar hakkında bilği toplamakta olduğumdan;Yazınızdan fazlasıyla faydalandım.Teşekkürler "@yfer" hanım...+1  110b

Çevrimdışı ..Ceylinin Annesi..

  • ...@yfer...
  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.291
  • Karizma Puanı: 1921
ANADOLU DIŞINDA TÜRK MİMARLIĞI
« Yanıtla #2 : 03 Ocak 2008, 16:28:48 »
işinize yaradıgına cok sevindim gükle güle faydalanın ögretmenim.karizma içinde teşekkürler  110b