Gönderen Konu: DİNİ MİMARİ  (Okunma sayısı 7025 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
DİNİ MİMARİ
« : 13 Nisan 2010, 20:04:23 »






DİNİ MİMARİ



İnsanoğlu varoluşundan bu yana varlığının kaynağını bulmaya çalışmıştır ve bu başlangıcı bulma arayışı bir yaratıcıya inanma ve tapınma ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Yaratıcısına bağlılığını yerine göstermek için ibadet eden insan ibadetini yerine getirmek için ibadethaneler inşa etmeye başlamıştır. İnşa edilen bu ibadethaneler mimari yapıların da ilk örneklerinden olmuştur.

İnşa etme süreci içinde ister beşeri ister ilahi tüm dinlerin ibadethanelerinde gelenekselleşmiş bir takım yapı teknikleri ve elemanları ortaya çıkmıştır.






Bir camide iç mimari







Bir kilise iç süslemesi




Tarihte


M.Ö. 3000’lerde Mezopotamya’da inşa edilen "Ziggurat"lar dini mimari eserlerinin bilinen ilk örneklerindendir. Tanrı’nın evini inşa edip Tanrı’yı hoşnut bırakmak ve böylelikle hayat kaynağı olan suya kavuşmak isteyen Sümerler, Babiller ve Asurlular tabandan başlayarak tepeye doğru kat kat yükselen, giderek küçülen teraslardan oluşmuş, zirvesinde bir tapınak bulunan ve yanlarında bir merdiven sistemi yer alan kademeli kuleler olarak üstü açık ve dört köşeli tapınaklar olan zigguratları kullanmışlardır.

Yine M.Ö. 3000’lerde Eski Mısır’da ölümden sonraki yaşama olan inanç sebebiyle inşa edilen ve Tanrı’yla eşdeğer tutulan kralların mezarları olarak kullanılan piramitler de günümüze kalan ve en çok bilinen ilk dini mimari örneklerindendir. Yapılan ilk piramitlerdeki basamaklar halindeki kenarlar ölü kralların ruhunun, babası Ra’ya (Güneş’e) kavuştuğu merdiveni belirtir. Başta sekiz basamaklı olarak yapılan mezarlar, daha sonraları basamakları doldurularak tabandan tepeye kesiksiz eğim halinde yükselen dümdüz dört kenar ile düşen güneş ışınları demetinin taşlaşmış bir görüntüsünü simgelemektedir.

Farklı zamanlarda farklı toplumlarda da olsa Tanrılar için yapılar yapma hep süregelmiştir. M.Ö. 8. yüzyılda tapınaklar yapmaya Hera ve Poseidon Tapınaklarıyla başlayan ve en bilindik Eski Yunan tapınağı olan Parthenon’u inşa eden Eski Yunan Uygarlığı sütunlu girişler ve çatılarda kereste kirişlerin üstünü kaplayan kızıl balçık ya da mermer kullanmıştır.

Parthenon’dan oldukça etkilenen Eski Roma Tapınakları dört taraftan basamaklarla ulaşılabilen tapınaklar olarak inşa edilmişlerdir. M.S. 128’de inşa edilen ve tüm Tanrılara ithaf edilen Pantheon en çok bilinen Eski Roma tapınağıdır.
Yeryüzüne inen 2. ilahi din olan Hristiyanlık’ın ibadethanelerinden olan Katedraller gösterişli, büyük ve tamamlanması uzun yıllar sürmüş yapılardır. Ana elementi psikoposun tahtı olan Katedrallerin ilahilerin hep beraber okunduğu bir bölümü de bulunmaktadır ve resimlenmiş camları sadece süsleme için değil, İncil’den parçaları anlatan resimleri içerir. (Orta Çağ’da okuma yazma bilmeyen Hristiyanlar için yapılmaya başlanmıştır.)







Dini mimari örneklerinden bir katedral - Sicilya



Son ilahi din olan Müslümanlık'ta ibadethaneler büyük kubbeleri, minareleri, geniş avluları, geometrik şekillerle ve tekrarlanan desenlerle çizilmiş parlak renkli işlemeleri ve hep Mekke’ye bakan mihraplarıyla camilerdir. Camilerde iç güzelliğe estetiğe dış görünümden daha fazla önem verilir. Ve tevhid (Allah’ın birliği) inancı nedeniyle iç mekanlardaki işlemelerde insan, hayvan, ateş, gibi Allah’a ortak koşulabilecek tüm objelerden kaçınılmıştır.






Afganistan'dan bir cami



Diğer dinlerin aksine belirgin bir yapı tarzına sahip olmayan Musevilerin ibadet mekanları olan sinagogların mimarisi yapıldıkları yere ve döneme göre farklılık gösterir. Sinagogların genelde üç boyutlu süslemeler, heykeller ve resimler bulunmaz. İslamiyet’te camilerdeki Mekke’ye yönelimin bir benzeri de sinagoglarda bulunmaktadır. Tüm sinagoglar (kompleks bir yapının parçaları da olsalar) Kudüs'e değil doğu yönüne bakar buna İbranice'de mizrah adı verilir.






kaynak: kadimdostlar.com
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: DİNİ MİMARİ
« Yanıtla #1 : 13 Nisan 2010, 21:00:32 »
teşekkürler...
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: DİNİ MİMARİ
« Yanıtla #2 : 14 Nisan 2010, 07:54:31 »
ben teşekkür ederim canım ilgine... :)
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: DİNİ MİMARİ
« Yanıtla #3 : 13 Haziran 2010, 13:59:09 »
harika bir paylaşım mavi. teşekkürler

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: DİNİ MİMARİ
« Yanıtla #4 : 13 Haziran 2010, 14:56:34 »
muhteşem değil mi? ilginize teşekkürler... :)
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana