BİR SAHTECi; FRANSIZ DAVID STEIN
Fransız sahteci ressam David Stein; resim eğitimi almamış, fakat kendisini yetiştirmiş, yetenekli bir kişi olsa gerek. Babası eski tablolara merakı olan birisidir ve kendisi çocukluğunda, hafta sonları babasıyla birlikte Paris'in ünlü müzelerini, galerilerini gezmektedir. 1945 yılında 2. Dünya Savaşı sonrasında babasını kaybeden David Stein para sıkıntısı çektiği için 1960'lardan itibaren sahte resim yapmaya başlamıştır. Temiz baskılı röprodüksiyonlardan yaptığı bu "imalatlarını", her türlü yalan ifadeler kullanarak Paris'in galerilerine ve koleksiyonerlerine satmaktadır. Yaptığı sahte resimleri, orijinaline benzetmek için her türlü gayreti göstermektedir. Sahte mühürler yapmaktan, suluboyalarını ultraviyole ışınlarıyla eskitmeye kadar, tüm alternatifleri kullanmaktadır. Maceralı bir hayat yaşamış olan David, Fransa, İspanya ve Amerika gibi ülkeler arasında dolaşarak sahtecilik işini yaklaşık 10 yıl sürdürmüştür.
İşte David Stein 'in itiraflarından bazıları
“... Buna karşı çareyi de, kendi satın aldığım orijinal eserlerin doğruluk vesikalarının arkalarındaki yazıları taklit etmek ve eksper mühürlerinden kurulu bir koleksiyon meydana getirmede buldum. Bunları, gününün yarısı mühür, istampa damga yapan bir firmada çalışan kapıcıma sipariş edip yaptırıyordum . Adam bunları bir iki günde hazırlıyor ve çift nüsha olarak bana teslim ediyordu. Böylece resim satışı ile uğraşan müesseselerin mühürleri, damgaları elimde hazır bulunuyordu."
"Kolleksiyoncuların karşısında rahatça konuşabilmek için Anne-Marie (Eşi) ile aramızda şifreli dil kullanıyorduk. Buna göre mesela Chagallar Chag's, Picasso'lar Pik's oluyordu. Karıma: "bana tabloların buluduğu depodan lütfen chag getiriniz." Ricasında bulunursam bu, kendi imalatımız olan bir Chagall'ı al da gel demekti. Ama "Chagall" demişsem, EnneMarie hakiki bir Chagall getirirdi."
"Tahkikat sırasında, kendilerine "Chags"lar, "Piks'ler sattığım bir çok satıcının yalan söylediklerini gördüm, Mesela Madam X ... büyük jüri önünde benden sadece üç "Chags" aldığını söylemişti. Oysa ki, ben ona altı "Chags" satmıştım. "
"Saat 1I' de üç suluboyam tamamlandı. Onları, güneş yanığı lambası diye tanınan Ultraviyole lambası altına koydum. Bu, materyali gerçekleştiren son derece etkili, şaşmaz bir kurutma usulüdür. .. Yani bir pişirim! “
“... Oradan çerçeveciye koştum. "Bu resmin benim tarafıindan yapılmış olduğunu tasdik ederim," Yazıp Marc Chagall diye imzayı bastım, Chagall'ın el yazısını ve imzasını taklit etmeyi Franz Mayer'in monografisindeki mektupların röprodüksiyonlarından öğrenmiştim."
"Eksperlerin, satış komiserlerinin ve muhamminlerin bilgi ve davranışları mutlaka örnek teşkil edecek ölçüde değildir. Bundan başka bazı ahvalde ressamların kendileri bile resimlerin gerçekten kendi eserleri olup olmadığı hakkında da şüpheye düştükleri olur. Vlaminck bunu açıkça itiraf eder ve sonradan kendisine getirilen resimlerinin gerçekten kendi eseri olduğunu tasdik etmeyi reddederdi,"
Ocak 1967 yılında Amerika'nın Los Angeles eyaletinde yakalanana kadar, itiraflarından çıkardığımız sonuca göre, yüzlerce sahte resim yapmış ve satmıştır. Bu sahte resimler şu anda nerededirler? Bu resimlerin kaç tanesi Ortadoğu'nun petrol zenginlerine orijinal diye satılmıştır?
Türkiye'de tüm sanat çevreleri David Stein'in bu itiraflarından gerekli dersleri almak zorundadırlar. Sanat galericileri, antikacılar, sanat danışmaları, restoratörler, müzayede düzenleyen kuruluşlar, eksperler, sanat eğitimcileri, koleksiyonerler, müze yetkilileri vb, kendilerine gerekli olan çıkarımları yapmalıdırlar, Türkiye'de yakın dönemde ele geçirilen, diğer şüpheli resimler de yeniden değerlendirilmelidir. Aksi takdirde Avrupalı sanat çevreleri karşısında bu şüpheli resimler bağlamında, "'Fransız kalma" durumumuz devam edecektir.
Türkiye’de Sanat / Ali Koç