Gönderen Konu: YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ  (Okunma sayısı 6629 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ
« : 15 Ekim 2008, 18:09:50 »



SINIRSIZ FİKİR KAYNAĞINI KULLANMA

“Aranmadan ansızın akla gelen düşünceler çoğunlukla en değerli olanlardır ve bu yüzden korunmalıdırlar; çünkü nadiren tekrar gelirler.”
JOHN LOCKE

Hepimizin içinde, derinlerde yüzyılların bilgeliği yatar. Asla tüketilemeyecek, sonsuz bir yaratıcı fikirler kaynağı saklıdır içimizde. İnsanlar gereksinim duydukları fikirleri kitap sayfalarında ya da başkalarının düşüncelerinde ararlar. Hâlbuki bu fikirler her insanın kendi varlığının merkezinde vardır zaten. İnsanın var olduğuna inanma cesareti gösterdiği her şeyin ötesindeki ilham, insanın olduğu her yerdedir.






% 100 Düşünce Gücü – Jack Ensign Addington – Akaşa Yayınları – Sf:64
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ
« Yanıtla #1 : 15 Ekim 2008, 18:13:47 »


FİKİRLER NEREDEN GELİRLER?

Neden büyük şirketler, ayaklarını masalarının üzerine uzatıp dinlenmekten başka bir şey yapmıyormuş gibi görünen fikir adamlarına en yüksek maaşları verirler? Çünkü bu insanlar tüm kuruluşun başarısını sağlayan fikirleri üretirler. Müzisyenler, yazarlar, ressamlar, bilim adamları ve mucitler yaratıcı fikirlerini nereden alırlar? Nasıl olur da bir besteci kendisine tamamen yabancı olan bir senfoniyi zihninde daha önceden üretilmiş gibi duyar? Neden bazı insanlar diğerlerine göre daha yaratıcıdırlar?

Çünkü her gerçek yaratıcı, direkt temas kurduğu Evrensel Bilinçaltı’na, tüm fikirlerin görünmeyen kaynağına güvenmeyi öğrenmiştir. Kullandığı araç, sezgisidir. Sezgi; direkt bilme, yüce yol göstericilik, aydınlanma, fikirler ve içe doğma olarak adlandırılır. Nereden geldiği anlaşılamayan ve içimizin derinliğinden çıkıp gelen fikirler hep sezgidir.

Ben sezgiyi, mantık yürütmekten çok, içimizden ruhsal algılama yoluyla gelen bilgi olarak tanımlıyorum.

Sezgi, duanıza tam zamanında gelen bir yanıt olabilir. Projenizi gerçekleştiremeyeceğinize inandığınız anda ansızın uyanan fikirdir. Sezgi önceden düşünerek değil, bir anda yükselir; zorlanamaz. Bazen yapmakta olduğumuz şeyden vazgeçmemizi, bazen neşelenmemizi emreder; bazen de karar, yargı ve genel görüntüde ani değişiklikler yapmamıza neden olur. Dikkate alırsak hayatımızdaki en değerli şeydir. Gerçek anlamda başarıya ulaşanlar, sezgilerinin sesini dinlemeyi öğrenip onu izleyenlerdir.





% 100 Düşünce Gücü – Jack Ensign Addington – Akaşa Yayınları – Sf:64
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ
« Yanıtla #2 : 15 Ekim 2008, 18:16:32 »

BAŞARILI İNSANLAR DAİMA SEZGİLERİNE GÜVENİRLER

John K. Williams, Bilinçaltınızın Bilgeliği adlı harika kitabında şöyle der: “Bilincin, muazzam ve kuvvet veren bir bilinçaltının doruk noktası olduğu, psikolojide kabul edilen bir gerçek haline gelmiştir. Yapılan araştırmalar, bilincin derinliklerini harekete geçirme yeteneğinin bilim adamı, yazar, besteci, mucit gibi yaratıcıların ya da iş adamlarının başarılarını belirlediğini göstermiştir.”

“Töre bilimin kurucusu Sokrat zamanından, büyük dahi Edison, Ford, Markoni, Westinghouse, Einstein ve Kettering zamanına kadar çok az tanınan ve anlaşılabilen bu zihinsel faaliyet alanı, şu anda yaşadığımız çağdaş uygarlığı mümkün kılan ve destekleyen her büyük başarıya ilham vermiştir.”

Harvard Üniversitesi Yaratıcı Özgecilik Araştırma merkezi Yöneticisi Dr.Pitirin A. Sorokin, Sezgi Kaynağı’na “bilinçötesi” adını veriyor ki bu da sonsuz Zekâ’ya, yani Tanrı’ya verilen bir başka isimdir. Şöyle yazıyor Dr. Sorokin:

İnsanın yaratıcı zekasıyla ilgili olan bilim, din, felsefe, teknoloji, törebilim, hukuk, güzel sanatlar, ekonomi ve politika gibi alanlardaki tüm başarıların ve keşiflerin asıl kaynağı bilinçötesi gibi görünüyor. Onun dehası ve işlevi olmadan bilincin ve bilinçaltının kullanımıyla yalnızca vasat başarılar elde edilebilir, ama en büyükler asla. Bir edebiyat ya da beste uzmanı, edebiyat veya müzik dalında harika eserlerin oluşturulmasındaki tüm kural ve teknikleri bilir; ancak bilinçötesinin dehasından yoksun ise Shakespeare’in, Chaucer’in, Bach’ın ve Beethoven’ın kötü bir taklidi bile olamaz. Bir bilimsel yöntem uzmanı için de aynı şey geçerlidir. Bilinçötesinden yararlanamıyorsa Galileo, Newton, Eflatun ya da Kant gibi olma konusunda hiçbir şansı yoktur. Bu bakımdan bilinçötesi bilinen en yüksek yaratıcı enerjidir. Bilinçötesi, bilinçötesi sezgi yoluyla yaratır ve keşfeder. Algılama, gözlem gibi duyusal sezgilerden, matematiksel ve kıyaslamaya dayalı mantıktan çok farklıdır. Duyuların ve mantığın aksine, sezgisel ilham veya idrak, sabırlı bir gözlemden ya da matematiksel, mantıksal analizden farklı bir şekilde bir anda akla gelir. Bu anlık ışığın zamanının ve koşullarının önceden kestirilmesi, tahmin edilmesi ya da isteyerek yaratılması oldukça zordur.



% 100 Düşünce Gücü – Jack Ensign Addington – Akaşa Yayınları – Sf:65
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ
« Yanıtla #3 : 15 Ekim 2008, 18:35:10 »
SEZGİ NASIL OLUŞUR?

Sezgi küçük, beşeri ben’imizi aradan çıkardığımız zaman ortaya çıkan yüce ilhamdır. Sorokin’in dediği gibi, “Ego’yu tamamen ve koşulsuzca aşar.”

İsa da şu sözleri yüce bir sezginin ışığında söylemiş olmalı: Ben kendim hiçbir şey yapamam; her şeyi yapan içimdeki Baba’dır. Browning, “İçimdeki İhtişam”, Azize Theresa da, “Ben değil, benim vasıtamla çalışan Tanrı,” demiş bu sezgiye. Tüm mistik kişiler, yüce Ben’in tüm ihtişamıyla ortaya çıkabilmesi için önce küçük ben’in ölmesi gerektiğini biliyorlardı.

Tanrı bir kez söyledi, iki kez söyledi, ama insanlar anlamadılar. Bir gece, insanlar yataklarında derin uykuya dalıp düş görmeye başladıklarında onların kulaklarını açtı ve gerekli bilgiyi verdi. (Eski Ahit’in Eyüp Kitabı 33:14-16)

Elias Howe, yüz yıl önce bir gece derin uykudayken gördüğü bir düş, bir vizyon sayesinde modern dikiş makinesinin icadını sağlayan fikri buldu. Bu düşü görene dek haftalardır icadı üzerinde çalışıyordu Howe. Ancak makineyi tamamlayacak son parçayı yaratamıyordu bir türlü. İpliği iğneden geçirdikten sonra üst ucunu makinada nasıl tutacağını bulamıyordu ne kadar uğraşsa da. Bir gece geç saatlere dek çalıştıktan sonra bitkin halde yatağa uzandı. Rüyasında kendini yamyamlar tarafından esir edilmiş gördü. Yamyamlar kendisine, yirmi dört saat içinde makineyi tamamlayacak parçayı bulamadığı takdirde onu yiyeceklerini söylüyorlardı. Yamyamlar çevresinde dolanıp duruyorlardı ve birden şeflerinin elindeki mızrağın ucunda bir delik olduğunu gördü. Soğuk terler içinde uyandığında sorunun çözümünü bulmuştu!




% 100 Düşünce Gücü – Jack Ensign Addington – Akaşa Yayınları – Sf:64
« Son Düzenleme: 17 Ekim 2008, 21:05:14 Gönderen: SERM »
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ
« Yanıtla #4 : 17 Ekim 2008, 21:04:22 »

FİKİRLER HİÇ UMMADIĞINIZ ANLARDA GELİRLER

Mucitlerin, yazarların, sanatçıların, bestecilerin fikirlerini nasıl ürettikleri konusunda araştırmalar yapılmakta. Hepsi de gösteriyor ki fikirler en umulmadık anda, insanlar mücadeleden vazgeçtiklerinde, yarı uykudayken ya da hayal kurarken ortaya çıkmaktadırlar. Bazıları araba kullanırken, balık tutarken ya da avlanırken ya da iş dışında dinlenmek amacıyla bir şeyler yaparken aniden kafalarında çakan bir şimşekle bu fikirlerin doğduğunu söylüyorlar.

Çoğu ressam, tablosunu bütün olarak zihninde görüp tuvale döküyor. Besteciler senfonilerini içsel olarak duyup notalara döküyorlar. Mozart ilhamıyla ilgili olarak şöyle diyor: “Hayalimde, sıralı parçalar halinde değil de, oldukları gibi, bir anda duyuyorum… Ne büyük bir zevk olduğunu anlatamam.”

Paul Brunton, Kişiyi Aşan Bilgelik adlı kitabında, sezgiyi, bilinçli düşüncenin eşiğinin altındaki derin düşünce tabakasına yerleştiriyor:

Yazarlıkla uğraşan kişiler sık sık, kafalarında coşkuyla koşuşan düşüncelerle uyanıp bunları kâğıda dökmek için yataklarından fırlarlar. “Kubla Han” gibi uzun bir şiirin, şair Coleridge’in uykusunda ortaya çıktığını, uykuya dalmadan önce kafamızı meşgul eden bir sorunu ertesi sabah çözmüş olarak uyandığımızı, unuttuğumuz isimleri uyandıktan sonra hatırlayabildiğimizi göz önüne alırsak, çıkarabileceğimiz aşikâr sonuç, aklın gizemli bir biçimde gece boyunca ertesi gün bilince sunulmak üzere bitirilmiş bir sonuç verilmesini sağlayan gizli bir eylemde bulunduğudur. O muhteşem sanatsal ilhamların ve kafa karıştırıcı durumlara karşı zafer kazanan sezgiye dayalı kararların gizli kaynağı, bilinçli düşünme sınırının ötesindeki derin düşünce tabakasıdır.  “Tanrı doğruyu sevgili kullarına uykuda ulaştırır.” Der Davut Peygamber. Uykudayken gerçekleşen bu zihinsel eylemi kanıtladıktan sonra uyku için “bilinçsizliğe geçiş” demek, deneyimlenen şeyin yalnızca yüzeysel değerini dikkate alıp altında yatan her şeyi görmezlikten gelmektir.



% 100 Düşünce Gücü – Jack Ensign Addington – Akaşa Yayınları – Sf:67
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ
« Yanıtla #5 : 17 Ekim 2008, 21:15:32 »

YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ

Evrenin Yaratıcı Zekâsı’nın varlığını kanıtlamaya çalışmıyorum. Bu daha önce ve daha iyi bir şekilde yapılmış. Burada vurgulanması gereken nokta, hepimizin Yaratıcı Zekâ’ya birer geçit olduğumuzdur; Emerson’un dediği gibi hepimiz aynı şeyin giriş ve çıkışlarıyız. Önemli olan ilham perisini davet etmeyi öğrenmek. Eski Yunanlılar sanat ve bilimden dokuz tanrıçanın sorumlu olduğuna ve bir fikir üretebilmek için önce onların teveccühünün kazanılması gerektiğine inanırlardı. Bugün İngilizce’de “ilham perisi” anlamındaki sözcük, derin düşünceye dalmak, meditasyon anlamında kullanılıyor. Dalgın, kendinden geçmiş bir haldeyken, aynı zamanda derin düşünebilmek çelişkili bir durum gibi görünüyor, ama Evrenin Yaratıcı Zekâsı’nı bu şekilde işleyip geliştiriyoruz. Yüzeysel düşünceden uzaklaştığımızda bilinçaltının kaynaklarına dalıp derinlemesine düşünebiliyoruz.

Kendini yönetme yoluyla derin bilinçaltını belli bir çizgiye yönlendiriyoruz ve yeterince alıcı durumuna sokabilirsek bilincimiz de bizim için gerekeni yapmaya çalışıyor.



% 100 Düşünce Gücü – Jack Ensign Addington – Akaşa Yayınları – Sf:69
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana

Çevrimdışı •« Mа√i »•

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.646
  • Karizma Puanı: 1013
  • Güzel Bakan Güzel Görür.
Ynt: YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ
« Yanıtla #6 : 17 Ekim 2008, 21:45:38 »

YARATICILIĞI GELİŞTİRMEK İÇİN DÖRT KURAL

1.Düşüncelerinizi bir noktada yoğunlaştırın.
Bir besteci, müziği, özellikle ilgilendiği müziği düşünür. Düşüncesini fizik veya elektronikte yoğunlaştırmaz. Sanatçı, bilim adamı, desinatör, yazar; hepsi dikkatlerini, yaratıcı fikirleri aradıkları alanlara yöneltirler. Bir fikri alıp onunla birlikte yaşarsanız gördüklerinizle büyülenirsiniz. Kapıyı bir açtınız mı orijinal fikrinizi giydirmek için her yerden fikirler girer içeri. Hangi yöne gideceğinizi iyi belirleyin ve her seferinde tek bir fikri içeri alın.

2.Derinlemesine düşünmek aceleye gelmez.
En iyi sonuçlar için projenizi bilinçaltınıza tam anlamıyla yerleştirmeniz gerektiğini unutmayın. Zamanınız hiç tükenmeyecekmiş gibi rahat olun. Aklınıza gelen fikirlerle oynayın, onları sevin, suçlamayın. Uygulamalı İmgeleme adlı kitabı birçok yaratıcı düşünme dersinde kullanılan Alex F. Osborn, gelen fikirleri olduğu gibi kabul etmenin, yargılamamanın en önemli şey olduğunu, “eleştiriyi ertelemek” gerektiğini söylüyor. Gruplara, bir araya geldiklerinde fikirlerini serbestçe ortaya dökmelerini öneriyor. Burada ana kural, diğerlerinin fikirleriyle eğlenmemek, onları eleştirmemek. Aynı şey kişinin kendisi için de geçerli. Suçlamanın, düşünce akışını kesintiye uğrattığı kanıtlanmış bir gerçektir. Düşüncelerinizi değerlendirip eleme yapacağınız zaman daha sonra gelebilir.

Rahat olun, oyalanacak hafif bir şeyler bulun, isterseniz televizyon seyredin veya güzel bir müzik dinleyin. Derin zihniniz, her zaman verilen sipariş üzerinde derinlemesine düşünür ve kısa bir süre sonra fikirler öylesine hızlı akmaya başlar ki bunları nasıl yakalayacağınız endişesine düşersiniz.

3.Fikirler geldiğinde yakalamaya hazır olun.
Sezgiler kısa ömürlü, gelip geçici düşüncelerdir. Adeta birer parçanız olmuş, alıştığınız sınırlı düşüncelerinizden tamamen farklıdırlar. Bu düşünceler bir kelebek zarafetiyle gelir ve çabucak uzaklaşıp giderler. Henüz belleğinize kaydedilmemişlerdir. Araba kullanırken ya da uykuya dalmak üzereyken gelen ilhamı hatırlayabileceğinizi sanmayın. Birçok iyi fikir bu şekilde kaybolur gider. Durum ne olursa olsun, arabayı durdurun ya da kalkıp ışığı yakın ve fikrinizi bir yere yazın.

İçinizden gelen sesi dinlemeyi öğrenen yaratıcı insan, not defterini ve kalemini yanından ayırmaz. Fikirler genellikle uyanmak üzereyken ya da gece boyunca geldiği için kâğıt kaleminiz yatağınızın başucunda olsun. Birçok insan çözmek istediği bir soruyu yatmadan önce kendisine sorup, istediği yanıtla uyanmayı güvenle beklemeyi öğrenmiştir.

Bir konuşmacı ya da yazarsanız, kendinize bir taslak hazırlayın. Birkaç kez üzerinden geçerek aklınıza yerleştirin. Sonra da birkaç gün içinde gelecek fikirleri yakalamaya hazır olun. Diktiğiniz ağaca asın onları; göreceksiniz ki her zaman ki bilinçli düşüncelerinizin yapabileceklerinden çok daha iyilerini üreteceksiniz. Dahası, bu şekilde çalışmak sinir ve gerginliği de ortadan kaldıracaktır.

4.Şimdi fikirlerinizi kullanmaya hazırsınız.
Bundan önceki basamaklarla işiniz bittikten sonra artık eleyici olabilirsiniz. Şimdi birçok fikir içerisinden hangilerini kullanmak istediğinize karar verme, kalanları eleme ya da gelecekte kullanmak üzere depolama zamanıdır. Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, bir saatlik yaratıcı düşünme, çok uzun süre kullanabileceğiniz fikirler üretebilir ve her fikir yenilerini doğurur. Gerçekten de sezgi, Sonsuz’la bağlantımızdır.




% 100 Düşünce Gücü – Jack Ensign Addington – Akaşa Yayınları – Sf:70
"Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye." Mevlana