Türk Resminde Osman Hamdi Bey'den Günümüze Çocuk İmgesi
Batı resim geleneğinin belli başlı temalarından olan “Bebek İsa ve Meryem” ile “İsa'nın Doğumu”, küçük tombul oğlan çocukları olarak resmedilen melekler ve “Eros” gibi mitolojik figürler nedeni ile çocuk imgesi yaygındır. Özellikle Rönesans dönemi ile saray ressamları kral ve kraliçenin yanı sıra onların çocuklarını prens ve prensesleri de resmetmişler, ardından soyluları ve çocuklarını, daha sonra varlıklı kişileri ve çocuklarını, daha sonra da on dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru - ilgilerini çeken her kişiyi ve çocuğu resmeder olmuşlardır.
Ülkemizdeki figüratif resim geleneğimizin kurucusu sayılabilecek Osman Hamdi Bey, aile fertlerinin kızlarının, oğlunun ve yeğenlerinin- farklı yaşlardaki portrelerini yaparak ardında bu alan içinönemli bir birikim bırakmıştır. Keza aynı yaklaşım Halil Paşa'nın aile fertlerini İstanbul çevresindeki yaşantıları ve gezintileri çerçevesinde belgeleyen resimleri için de söylenebilir.
Hoca Ali Rıza'nın figürlere de yer verdiği bazı İstanbul manzaralarında çocuk imgelerine de rastlarız; keza Sami Yetik'in Ankara Saman Pazarı resminde de… Genelde özellikle yukarıda belirttiklerimizin dışında Cumhuriyet öncesi Türk resminde “çocuk imgesi”nin çok sınırlı bir yer tuttuğu söylenebilir. Ağırlık, manzarada, askeri ve allegorik konularda ve “kadın” dadır bu yıllarda…
“Çallı Kuşağı” ve “d Grubu” ressamlarının bu alanda az sayıda ve kendi aileleri ile yakın çevrelerini konu alan yapıtlar ürettikleri söylenebilir. Buna karşılık, 1940'lı yıllarda Eşref Üren ve Malik Aksel, öğrencilerini konu alan çok sayıda resme imza atarak bu yılların “öğrenci çocuk imgesi”ni oldukça kapsamlı biçimde kayda geçirmişlerdir. “Yeniler Grubu” üyelerinden ise Avni Arbaş'ın ve Sezer Tansuğ'un “Beş gerçekçi Türk ressamı” diye tanımladığı Turgut Zaim, Nuri İyem, Cihat Burak, Nedim Günsür ve Neşet Günal'ın da yapıtlarında çocuk imgelerine kendi resim anlayışları çerçevesinde önemli yer ayırdıkları söylenebilir.
Cumhuriyet döneminde devletin ve onunla bağıntılı çeşitli kurumların talebi karşılığında üretildiği bilinen veya düşünülebilecek yapıtlara da rastlanılır; örneğin, Malik Aksel ve Şeref Akdik'in “Yeni Mektep” ve “Okula Kayıt” resimleri gibi… Neş'e Erdok'un 1970'lerde “İstanbul Satıcıları” ve 1990'larda da “Selpak Satıcıları” dizileri ile çocuk imgesi konusunda önemli, tarihi dönemsel saptamalar yaptığı söylenebilir. Son dönemde, geleneksel anlatım alanları dışındaki çağdaş sanat üretimlerinde - fotoğraf, video, gibi… - projelerinde de çocuk imgesinin önemli bir yer tuttuğu gözlemlenebilir.
Çocuk yüzü her ne kadar geleneksel çizgisi içerisinde, yaşamın sıkıntılarının yansımadığı genellikle yuvarlak ve yumuşak hatları ile kendine özgü bir tür olarak gelişse de, son dönemde hızlı kentleşmenin ve dengesiz gelir dağılımının sonucunda şehirlerimizin sokaklarında rastladığımız ve her an yüzyüze geldiğimiz çeşitli yaşlardaki çocukların sanatçılara konu olan imgeleri, onların yaşamak durumunda kaldıkları zorlukların izlerini taşımaktalar ve sancılı bir dönemin ruh hallerini yansıtmaktalar…
Haşim Nur Gürel