Çocuk gördüğünü mü çizer,bildiğini mi? Çocuk resimlerinin algısal –kavramsal boyotu:
Çocuk resimlerinde görülen, çocuğun kendine özgü anlatım biçimleri, örneğin, bir nesnenin görünmeyen yanlarının da resimlerde gösterilmesi yada eş zamanlı resim denilen bir evin içi ve dışının aynı resimde yer alması bu resimlerin kavramsal olduğunun kanıtı gibi gösterilir.”Çocuklar gördüğünü değil, bildiğini çizer” savı çocukların önce görüp sonra öğrenmek yerine, önce öğrenip sonra gördüklerini vurgular gibidir.
Arnheim bu görüşe tam karşıt bir görüşle yanıt verir.Arnheim’e göre çocuklar bildiklerini değil gördüklerini çizerler.Bu resimdeki bize göre eksiklikler çocuğun kassal yetersizliğinden kaynaklanmaz.Çocuklar nesneleri yapısal ana karakterleriyle ve gördükleri gibi çizerler.Bu nedenle çocuk resimleri kavramsal bir soyutlama değil algısal genellemedir.Çocuklar elbette kavram da kurarlar ama bunlar algısal kavramlardır.Herşey algı alanında olur.(Arnheim, 1960)
Çocukta duyudan kavrama doğru gelişme öğrenme süreci içinde kavram öncesi aşamalardan, somut düşünmeye doğru olur.Soyutlama ve kavram çocukta erken yaşlarda elde edilmez.Bu nedenle çocuk resimlerini soyut ve kavramsal saymak doğru değildir.Çocuk kavram da kurar ancak bu algısal kavram da denilen doğrudan duyulara dayalı imgesel düşünme ürünüdür.Çocuğun bildiği, öğrenebildiği kadarı imgelerine bağlı algısal bir genellemedir.Bir soyutlama değildir.Çocukta nesnelere ilişkin özelliklerin,niteliklerin kavranması öğrenmeyle başlar.
Çocuk Resminin Özgür Anlatım ve Kendini Anlatma ile İlişkisi:
Çocuk resimlerinin birdenbire şaşırtıcı bir biçimde ilginç görüntülerle ortaya çıkışı önceleri “özgür anlatım” olarak tanımlanmıştır.Bu özgürlülüğü bozma korkusu her türlü öğretimi sanat eğitimi dışında tutmuştur.Çocuk resimlerinde özgür anlatım estetik yalınlığın ve saflığın tek koşulu,sanatsallığın itici gücü sayılmıştır.
Sanatçının anlattığı şey nasıl kendi günlük duygulanımları olmayıp insanlığın hissettikleri hakkındaki bildikleri ise; çocuğun da anlattıkları kendisi değil imgelerinin,duygularının ve düşüncelerinin nesnel gerçekler halinde anlatımıdır.Bir başka deyişle çocuğun anlattıkları belirli renkler, ve çizgiler aracılığı ile gördüğü, bildiği, öğrendiği yaşantısına kattığı deneyimlerdir.Yoksa salt bir dışa vurum yada kendini anlatma değildir.Çocuk bu yolla elbette kendini de anlatır. Ancak, sanat eğitimi açısından istenilen bu değildir.Aranan davranış çocuğun sanatsal gelişimi ve öğrenmesidir.
Çocuk Resimleri Ussal Gelişmelere Bir Fırsat Oluşturur mu?
Çocuğun bilişsel ve duyuşsal olarak birbirinden ayrılan davranışları,birincisi bilimsel,ikincisi sanatsal alanlarda sınırlı tutulmuştur.Doğrudan deneyime dayanan duyuşsal davranışların,bilişsel gelişmeye,öğrenmeye fırsat oluşturduğu savı giderek sanat derslerini araçsal bir konuma getirmiştir.Bu bağlamda çocuk resimleri okullarda akademik konuları öğrenmenin,kavram elde etmenin yardımcı araçlarıdır.
Sanat eğitimi değerlerle düşünme ve nitelikli ürünler verme yolunda çocuğun bilişsel davranışının gelişmesine yardım etmek için değil,Simmern’ in dediği gibi “Sanatsal Bilişi” i güçlendirmek için vardır.
Çocuk Resimleri Ve Ruh Sağaltımsal İşlevi
Kişinin iç dünyası ile dış dünya arasındaki uyum sorununda anlatım araçları önemli rol oynar.Bir anlamda kişinin bilinç altı süreçlerinin gizli, içsel yapısında yer alan ilişkilerin, çatışmaların, uyumsuzluğun ya da uyumun görünür hale gelmesi, anlaşılması ve yorumu anlatım yolu ile olur.Çocuk resimleri işte bu anlatım yollarından biridir.Böylece çocuk resimleri ruh sağaltımının hizmetine girer.
Çocuk Resmi Sanat mıdır?
Çocuk resmini sanatın saf ve yalın kökeni olarak gören görüş, çocuk resmi ile kimi modern sanatçıların resimlerini eşdeğerde görme gibi bir görüşü de beraberinde getirmiştir. Geçmişte çocuk resimleri yetişkinlerin standardına göre değerlendirilirken, bu kez büyüklerin resimleri çocukların standardına göre değerlendirmeye başlanmıştır. Picasso’nun Klee’nin, Debuffet’in, resimlerindeki çocuksu simgeler bu aşırı benzetme içinde yer almıştır.Herbert read çocuk resimlerinden oluşan bir sergide Picasso’nun kendisine “Ben bu çocukların yaşındayken Raphael gibi resim yapardım,bu çocuklar gibi resim yapmayı öğrenmek benim yıllarımı aldı “dediğini söyler.
Çocuk resimlerinin sanatsal değerini tartışırken her şeyden önce şu sorulara yanıt aramak gereklidir.
-Çocuk resimlerindeki niteliksel görünümler rastlantısal mı?
-Çocuk resimlerinde görülen teknik beceri,ussal kapasite,estetik ve anlatımsal güç onu sanat katına çıkaracak ölçüde midir?
-Çocuk resimlerindeki kimi sanatsal sorunların çözümüne ilişkin buluşlar bir başarısızlığın ürünü müdür, gelişimin bir gereği midir,yoksa isteyerek amaçlı olarak yapılmış bir anlatım mıdır?
-Çocuklar bizlerin çok hoşlandığı resimler üretirken gerçekte artistik simgelere karşı duyarlılıkları gelişmiş midir?
-Çocuk resimlerinin başarıları sürekli midir,yoksa bir yerde işlevini tamamlayıp,bitiren bir davranış mıdır?
-Çocuk sanat yapmak için mi resim yapar.
Çocuk resimlerinin estetik ve sanatsal niteliği bu soruların yanıtlarıyla birlikte aydınlanabilecektir.
Küçük çocuklarda Goodman’ın deyimiyle anlatımsallık ve değer kullanımındaki yetkinlik rastlantısal olarak bir araya geldiğinde ;yada Malraux’un görüşüyle çocuğun yeteneği yaratıcı gücünü kimi zaman denetimi altına aldığında bu resimler sanata yakın düşmektedir.Bu yakınlaşmaya bir de bu işten mutluluk duyma eklendiğinde çocuk resimlerinin sanat değil ama sanatsallığın ilk elden taslakları olarak algılanması olasıdır.
Çocukların bütünleyici görüşleri,ile niteliklerinin ayrımsanması olarak gelişen sanatsal yetkinliği parçalanmaya düşmeden birlikte yürütebilirse ancak o zaman bu resimlerin yetişkin sanatına bir çekirdek oluşturduğu söylenebilir.(Field,1973)
Çocuk için resim,yapmaktan sosuz mutluluk duyulan bir davranıştır.Çocuk hiçbir zaman sanat yapmak için resim yapmaz.Bu konuda kimi zaman ana-babaların aşırı davranışları (sergi açmak,özel öğretmen tutmak…gibi) Çocuğun sanata olan istek ve ilgisini geliştirici olmaktan çok kimi zaman ketleyici bile olabilir.
Çocuğun resimlerindeki sanatsallık konusunda söylenebilecek iki şey vardır.bunlardan birincisi,Çocuğun resim yaparken sergilediği davranışın sanatçınınkine çok benzemesi,ikincisi çocuğun sanata olan eğiliminin bu davranışının iyi gözlenmesiyle anlaşılmasıdır.
Bu tanımada, yönlendirmede ve en önemlisi sanatın eğitiminde eğitimciye kimi ipuçları sağlayan çocuğun ve gencin çizgisel gelişim evreleridir.