Sanat ve sanatsal karakter
KÜLTÜRÜ bazı bilim adamları, “bir toplumdaki anlamlar ağı” olarak tarif ederler. Bu anlamlar ağı, bir milleti diğer milletlerden ayırt eden en önemli özelliklerden biridir. Anlamlar ağı içinde sanatın ayrı bir yeri vardır ve ona bir canlılık, bir ruh verir. Güzellik, incelik, zarafet bu yolla kültürün içinde varlığını sürdürür. Sanat eserini ortaya koyan sanatkârın bilinci bu anlamlar ağı içinde ayrı bir yere sahiptir. Bilincin uyanışıyla birlikte zihne akan sembolik görüntüleri matematiksel, geometrik mimari olarak somutlaştırmak bir “sanat zekâsı”nı gerektirir. Bu sebeple, bakış açısı ve görüş açısını da çeşitlendirmek gereği vardır. Bakış açısı algı alanı ile görüş açısı da düşünce alanı ile ilgilidir. Sanat anlayışı da derinleştikçe insanın özgürlük ve özgünlüğü de gelişme gösterir. Çünkü anlamlar ağı içinde kişi yaşam tarzını biçimlendirir.
Sanatkar denge kurar
SANATIN iki unsurundan biri olan sanatkâr dış dünyayı algılamak, kavramak, özümsemek isteyen bir hayat tarzı ile yaşar. Diğer unsur ise, ortaya çıkan eserdir. Akıl ve duygu sanatkâr ile eserinde yaşayarak kesişir. Tarih, kültür, dil ve vatan sevgisi ile yoğrulan dolu bir bilinç ile formlar, renkler vb ile güzel bir eser ortaya çıkar. Sanatkâr büyük bir denge kurarak uyumlu, ritimli, ahenkli, akıcı bir koordinasyon sağlayarak somutlaşan, değer taşıyan anlamlı bir eseri izleyicisi ile buluşturur.
Eseri bilgi oluşturmaz
SANATIN gelişebilmesi için zihinlerde filizlenen tasarımların somutlaşması gerekir. Her tasarım somutlaştığında estetik değer taşımayabilir. Tasarımlar sanatkârın kendi benliği içinde yaşayarak yaşantısına katılırlar. Sanatkâr ayrıca dış dünya gerçekliğini simgeleştirerek bilincini de yaşantısına katar. Klasik sanatları icra eden sanatkârlar sanat ahlakının bütün özellik ve güzelliklerini benliklerinde hissetmeli, eserlerine yansıtmalı, böylece kendi kültürüne ve evrensel kültüre katkıda bulunmayı amaçlamalıdırlar. Sanat alanındaki bilgi sanat eserini ortaya çıkarmaz. Fakat sanatçı karakter sanat eserlerini yaratır. Sanatla ilgili bilgi yerine, “sanatkâr ruhlu karakterleri” yetiştirmek kültüre, anlamlar ağını zenginleştirmede vazgeçilemez nitelik olarak karşımıza çıkar.