Osiris Eski Mısır’da iyinin, gerçeğin tanrısı olup doğru yolu gösterendi. Bu tanrı maddi ve manevi iyinin temsilcisiyken, erkek kardeşi Seth de kötülüğün simgesiydi. Osiris efsanesinin bir açıklaması şöyleydi: O, Nil ırmağının tanrısıydı. Irmak taştığı anlarda toprakla (İsis’le) birleşti, ama ırmak çekildiği sırada onu kıskanan kuraklık devi (Seth ya da Thypon) tarafından öldürüldü. Çünkü toprakla taşkın ırmağın birleşmesindeki bolluk ve üretimin düşmanıydı Seth.
Başka bir açıklamada, Osiris buğday tanrısıydı. Bu tanrı yeryüzünü dolaştı ve bildiklerini Mısırlılara öğretti. Onu kıskanan kardeşi Seth, dönüşünde onu bir sandığa soktu ve sandığı çiviledi. Nil’e attı. İsi, bunu işitince onu aramaya koyuldu. Osiris’in bulunduğu sandık Suriye kıyısındaki Biblos’a geldi. Buranın kralı sandığa bir yer yaptı. İsis sandığın yerini öğrenip geldi, gövdeyi çıkardı, öptü, ağladı ve yas tuttu. Sonra sandığı bir gemiye bindirerek geri götürdü.
Oğlunu görmeye gittiği için sandığı bıraktı. Ama onu Seth buldu ve ondört parçaya böldü. Parçaları dört bir yana savurdu. İsi bulabildiği parçaları topladı, gömdü, bulamadıklarının da bir heykelini yaptı. Osiris’in erkeklik organını balıklar yemişti, İsis onun da heykelini yaptı. Apis denilen kutsal boğa Osiris’e adandı ve en iyi tarım yardımcısı olan bu hayvana Eski Mısır’da tanrı gibi tapıldı. Bir inanca göre de, İsis kanadıyla çamuru temizledi ve Osiris’i canlandırdı.
alıntı:mitoloji.info