Sanatın olmazsa olmaz iki şartı:
Aristodan beri günümüze kadar gelen estetik anlayış felsefesinin gelişiminde bir eserin sanat eseri olabilmesi için iki şartı yerine getirmesi beklenmesi konusunda görüş birliğine varılmıştır. Bunlardan ilki 1-Mimezis’tir. Mimesis kelimesi taklit etme kökünden gelmekte olup sanat eserindeki öğenin aslından daha başka bir şeyi, veya bir duyguyu tanımlaması anlamına gelir, buna bir örnek verecek olursak mesela bir peysajın ön planındaki büyükçe bir taş parçası mesela artık taş parçasını değil, yalnızlığı, eskiliği veya dayanıklı olmayı temsil etmektedir, yani aslında var olduğundan daha başka şeyler o taş görüntüsünün anlamı haline gelmiştir. Yani fotoğrafçı bir görüntü ile izleyicilerin aklında o görüntünün temsil ettiği başka şeyler veya başka duygular uyandırmalıdır. İkinci şart ise 2-Katarzis’dir. Bu ise insanda estetik bir çoşku uyandırma yeteneği demektir, estetik çoşku evrensel değerlerle uyumlu olmalıdır, bu değerler toplumların zamanla evrimleşip gelişmesiyle değişir, sanat bu yüzden toplumların gelişmesinde bir ölçü ve bu gelişmeye yardımcı bir öğedir. Katarzis’in kelime anlamı “Arınma anlamına gelir”, Aristoya göre sanat eserini seyreden kişi büyük bir çoşku duyar daha sonra duyguları dinginleşerek arınır ve bilinci az yada çok bir üst seviyeye ulaşır anlamında kullanılmıştır. Eski tanımlamaları bir kenara bırakırsak Katharzisin bugünkü tanımı sanat eseri karşısında duyulan coşku anlamına gelir, tıpkı çok sevdiğimiz bir müzik parçasını dinlerken duyduğumuz coşku gibi, buna çağdaş anlamda mimezis’ide eklenınce karşımıza bir sanat eseri çıkmaktadır. Teknik mükemmellik Katarzisin oluşmasında izleyicilere yardımcı olur.