Kurumsal sanat kuramı
Sanat eserini içinde bulunduğu kültüre bağlı olarak tanımlamaya yönelik bir kuramdır.
Kurumsal sanat kuramının temelleri ilk olarak Arthur Danto'nun 1964'te yazdığı, Andy Warhol'un Brillo Kutuları eserinin, sanat eseri olarak kabul edilmeyen gerçek Brillo kutularından görünürde ayırt edilemez olmasından yola çıkan The Artworld ("Sanat Dünyası") makalesiyle atılmıştır. Bir şeyin sanat eseri olarak kabul edilmesi için gözle görünen,kendi içindeki özellikler dışında sanat teorisi, sanat tarihi bilinci gibi bağlamların da gerekli olduğunu sanat dünyası adını verdiği bir çevre ile bağıntılı bir şekilde öne sürmüştür.
Danto'nun görüşleri daha sonra kurumsal teoriden semantik bir teoriye doğru kayarken, yazdığı makaleden etkilenip yola çıkan George Dickie bu teoriyi geliştirmiş ve 1974'te yazdığı Art and the Aesthetics ("Sanat ve Estetik") isimli kitabında sanatın tanımını: "Bazı taraflarının kendisine, sosyal bir kurumu (sanat dünyası) temsil eden bazı kişi/kişiler tarafından beğenilmeye aday olmaya hak kazandırdığı özgün bir yapıt" olarak yapmıştır. Bu tanımda sanat eseri değerlendirmeye alınmayıp tarafsız bir anlamda kullanılmış, sadece değerlendirmeye aday olduğu belirtilmiştir.
1997'de tekrar gözden geçirdiği tanımda şu değişiklikleri yapmıştır:
Sanat eseri, sanat dünyası ahalisine sunulmak üzere yaratılmış özgün bir yapıttır.
Sanatçı, sanat eseri yaratımına bilinçli olarak katkıda bulunan bir kişidir.
Ahali, kendilerine sunulan sanat nesnesini anlamak için belli bir birikime sahip kişilerdir.
Sanat dünyası, tüm sanat dünyası sistemlerinin bütünüdür.
Sanat dünyası sistemi, bir sanat eserinin bir sanatçı tarafından bir sanat dünyası ahalisine sunulmasına yarayan bir çerçevedir.