Gönderen Konu: Edgar Degas  (Okunma sayısı 43685 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Edgar Degas
« : 26 Ağustos 2010, 18:52:55 »




                                                                                               






                                                                                                             




Edgar Degas (19 Temmuz 1834 – 27 Eylül 1917), tam adı Hilaire-Germain-Edgar Degas olan, Fransız ressam, heykeltıraş ve çizer. İzlenimcilik akımının kurucularından biri kabul edilse de ressam bu terimi reddedip gerçekçi olarak tanınmayı tercih ettiğini açıklamıştır.[1] Tekniği başarılı bir ressam olan Degas, daha çok dans  temalı resimleri ile tanındı. Çalışmalarının yarısından fazlası dansçılarla ilgiliydi. Bu çalışmaları aynı zamanda onun hareketin betimlemesindeki ustalığını gösteriyordu. Dans kadar at yarışları ve çıplak kadınlar çizmekte de başarılıydı. Portreleri de sanat tarihinin en başarılarından kabul edilir.

Degas, kariyerinin başlarında tarihi temalar işleyen bir ressam olmayı istedi. Bu sebeple titiz bir akademik eğitim aldı ve klasik sanat üzerine çalıştı. Otuzlarının başlarına geldiğinde kararını değiştirdi. Böylece çağdaş konuları geleneksel metodlarla resmeden, modern yaşamın klasik ressamı haline geldi.[2]



Degas çoğunlukla izlenimci olarak tanımlandı. Bu tanımlama anlaşılabilirdi fakat ressam için uygun değildi. İzlenimcilik, 1860'lar ve 1870'ler arasında Gerçekçilik  akımının bir parçası olarak doğmuştu. İzlenimciler, dünyanın gerçeklerini parlak, göz kamaştırıcı renkler kullanarak, ışığın etkilerine konsantre olarak ve manzaraları doğrudan çizerek göstermeye çalışıyorlardı.

Teknik olarak, Degas, izlenimcilerden, sanat tarihçisi Frederick Hartt'ın dediğine göre "İzlenimcilerin renk parçalarını uygulamayarak" ayrılıyordu.[17] Ayrıca, açık havada resim yapmayı reddediyordu.[18] Bir başka sanat tarihçisi Carol Armstrong ise "Sergileri gezen eleştirmenlere göre o bir anti-izlenimciydi" dedi. Degas ise bu konuda "Hiçbir sanat benimkinden daha anlık olamaz." demişti.[19] Bütün bunlara rağmen başka sanat hareketleri ile karşılaştırıldığında en çok İzlenimci olarak tanımlanabildi. Paris hayatından manzaralar yansıttğı eserleri, renk ve şekille olan tecrübeleri, Mary Cassatt ve Manet gibi izlenimcilerle olan dostluğu onu izlenimci harekete yaklaştırıyordu.[5]

Degas'nın stilinde onun eski ustalar Jean Auguste Dominique Ingres ve Eugène Delacroix'e olan derin saygısı görünebiliyordu. Ayrıca, Japon sanatına çok meraklıydı ve koleksiyonunu yapıyordu. Japon resim sanatının kompozisyon kurallarından etkilendi. Atları ve dansçıları çizmesiyle meşhur olsa da "Geç Spartalılar" gibi tarihi resimleri de çok başarılıydı. Gençlik döneminde kişilerin ve grupların portrelerini çizdi. Bunun bir örneği Bellelli Ailesi idi (1858-1860). Bu tabloda ressam, halası, onun kocası ve çocuklarının psikolojik durumlarını da başarıyla yansıtan portrelerini yapmıştı. Bu resimde ve daha sonra çizeceği pek çok resimde, Degas, kadınlar ile erkekler arasındaki gerilimi yansıtacaktı.
Absent İçenler, 1876

1860'ların sonuna doğru Degas, tarzını, tarihi resimlerden modern yaşama ait orijinal gözlemlere kaydırdı. Atlar ve jokeylerin çizimi ressama çağdaş bir bağlamda çizme şansı veriyordu. Ressam, çalışan kadınları, kadın şapkacılarını ve çamaşırhaneleri resmetmeye başladı. 1868 yılında, Paris Salonu'nda Mlle. Fiocre in the Ballet La Source isimli tablosu sergilendi. Bu tablo, dansçıları çizdiği ilk eseriydi.[20]

Bu tabloyu izleyen pek çok resimde dansçıları sahne arkasında ya da provada çizdi. Bu resimlerde, dansçıların işlerini yapan profesyoneller olduğunu özellikle vurguluyordu. Degas, kafe hayatlarını da resmetti. Absent İçenler isimli tablosu buna örnektir. Diğer ressamları da mitolojik ya da tarihi tablolar yapmak yerine gerçek hayatı çizmeleri konusunda destekliyordu. Yaptığı birkaç edebi sahneyi konu alan eserlerde bile modern tavrından taviz vermedi. Mesela, İçeride (Tecavüz olarak da bilinir) isimli tablosunda Emile Zola'nın Thérèse Raquin isimli romanından bir sahne çizdiği söylenir.[21]

Degas'nın değindiği konular değiştikçe tekniği de değişti. Alman resimlerini anımsatan koyu renkler yerine parlak renkler ve koyu fırça darbeleri kullanmaya başladı. Concorde Meydanı gibi tablolar enstantane resimleriydi, izleyende zaman o anda dondurulmuş hissi uyandırıyordu. Renklerinde, fırça kullanımında ve kompozisyonundaki değişiklikler, izlenimci hareketin ve modern fotoğrafçılığın Degas üzerindeki etkisini gösterir.[5]
Orkestradaki Müzisyenler, 1872

Portrelerle günlük hayat resimlerini birleştiren Degas, fagot çalan arkadaşı Désiré Dihau'yu Operanın Orkestrası isimli resimde ondört müzisyenle birlikte çizdi (1868-1869). Resmi çizenin dinleyicilerden biri olduğu izlenimini uyandıran bu tabloada müzisyenlerin üst tarafında dansçıların sadece bacakları görünüyordu. Sanat tarihçisi Charles Stuckey, ancak Degas'nın sahnedeki hareketi rastgele bir izleyicinin gözlerinden gösterebileceğini ve bunun kelimenin tam anlamıyla izlenimci bir tavır olduğunu söyledi.[22]

Degas'nın olgunluk dönemindeki tarzı dikkat çeken bir şekilde bitmemiş parçalardan ayırt edilebilir. Ressam bu bitirememe halini gözlerinin bozuk olmasına bağlıyordu. Stuckey ise bu durumu: "Yetersiz bir bakış açısına sahip insanlar için resimleri infaz edildi." diye açıkladı.[23] Sanatçının bu yaptığının bir tercih olduğunu açıklarken öne sürdüğü sebeplerden biri de "yüzlerce şeye başlayıp hiçbirini bitirememek" oldu.[24]

Portreye duyduğu ilgi onun kişilerin sosyal itibarlarına, fizyonomilerine, tavırlarına, kıyafetlerine ve diğer niteliklerine dikkat etmesine ve bu konular üzerinde çalışmasına sebep oldu. 1879 yılında Stok Borsasından Portreler isimli bir çalışma yaptı. Bu eserinde bir grup Yahudi iş adamını resmetti. Bu resim onun Yahudi düşmanlığının kanıtlarını da içinde barındırıyor gibiydi. Dansçıları ya da çamaşırhane çalışanlarını çizerken bu insanların sadece kıyafetlerini ya da hareketlerini değil mesleklerini ve vücud tiplerini de ortaya çıkarıyordu. Balerinleri atletik bir fiziksel görünüme sahiptiler öte yandan çamaşırcılar şişman ve dayanıklı görünürdü.[25]

1870'lerin sonlarında Degas artık sadece geleneksel yağlı boya tablolarda değil, pastelde de çok başarılıydı. Karmaşık katlara ve dokulara uyguladığı kuru boyalar, ona etkileyici renkler elde etme konusunda bir hayli yardımcı oluyordu.
'Banyodan Sonra, 1898, Musée d'Orsay, Paris.

1870'lerin ortasında ise on senedir ilgilenmeyi reddettiği asitle resim oymaya döndü. Bu konuda geleneksel yolları değil, taşbaskısını ve deneysel monotiplerle denedi. Monotiplerden aldığı sonuçlardan büyülenen ressam pastelle yaptığı çalışmaları bir kere de bu metodla yaptı.[26]

Bu değişiklik Degas'nın bundan sonra eserlerinin hepsini etkiledi. Degas, kendini havluyla kurulayan, saçlarını tarayan ya da banyo yapan kadınları çizmeye başladı. ("Banyodan Sonra"'ya bakınız) Modeli çizerkenki fırça darbelerini önceye göre özgürleşti ve arka plan basitleşti.

Gençliğinin titiz doğallığı şeklin soyutlanmasında artışa sebep oluyordu. Parlak teknik ressamlığı ve şekle olan tutkusu haricinde bu son dönemlerinde yarattığı eserler gençlik dönemi eserleri ile yüzeysel bir benzerlik taşıyordu. İronik olarak, hayatının son döneminde çizdiği bu resimler, izlenimciliğin altın çağı geçtikten sonra izlenimciliğin renk tekniklerini ortaya çıkaran en önemli eserler oldular.[27]

Tarzındaki bütün gelişmelere rağmen, Degas'nın çalışmalarının özellikleri hayatı boyunca aynı kaldı. Her zaman iç mekanları çizdi, stüdyosunda çalışmayı tercih etti ve model ya da hafızasını kullandı. [28] Figür her zaman öncelikli konusu oldu. Çizdiği birkaç peyzajı ise hayalinden ya da hafızasının yardımıyla yarattı. Çalışmaları üzerinde çok düşünen bir ressamdı. Andrew Forge bu konuyla ilgili "hazırlanılmış, hesaplanmış, pratik yapılmış ve bölümler halinde geliştirilmiş eserler" diye yazdı. Resmi parçalara bölüyor ve bu parçaları sırayla yapıyordu. Her bir parça bütünü oluştururken, doğrusal düzenlemeleri sonsuz bir yansıma ve deneyin ürünü oluyordu. [29]
Ün [değiştir]
14 Yaşındaki Küçük Dansçı

Yaşamı boyunca kamuoyunun Degas'nın çalışmalarını kabulü takdir ile küçük görme arasında değişti. 1860'larda geleneksel üslupta umut vaadeden bir ressamken Paris Salonu'na kabul edilen birkaç çalışması oldu. Bu eserler Pierre Puvis de Chavannes'den ve eleştirmen Castagnary'den övgüler aldı. [30]

Degas daha sonraları izlenimcilerle gücünü birleştirdi. Salon'un ve genel olarak halkın sert kurallarını, değer yargılarını, seçkinciliklerini reddetti. Bu da halkın ve Salon'un izlenimcilerin deneyselciliğini reddetmesi ile sonuçlandı.

Ressamın çalışmaları tartışmaya açıktı fakat çoğunun tekniği takdir edildi. 1886'da izlenimcilerin sekizinci sergisinde sergilediği çıplaklar olumlu ve övgü dolu tepkiler aldı.[31] 14 Yaşındaki Küçük Dansçı isimli heykeli en çok tartışılan eseri oldu. Bazı eleştirmenler heykeli dehşet bir şekilde çirkin bulurken diğerleri onu güzel buldular.[32]

Hayatının son döneminde önemli bir ressam olduğu fark edilen Degas, izlenimciliğin kurucularından biri kabul edildi.[33] Resimleri, pastel çalışmaları, çizimleri ve heykelleri ölümünün hemen ardından müzeler tarafından keşfedildi.

Pek çok ressam Degas'dan etkilendi. Bu ressamlar arasında Jean-Louis Forain, Mary Cassatt, Walter Sickert[34] sayılabilir. Henri de Toulouse-Lautrec ise onun en büyük hayranıydı.

Ayrıca Degas yabancı kaynaklarda hakkında en çok aranan ve bilgi bilgi bulunan sanatçılardandır. Bu Degas'ın önem verildiğine ve eserlerinin ilgi gördüğüne bir gösterge olarak algılanabilir.































Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #1 : 26 Ağustos 2010, 18:54:24 »

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #2 : 26 Ağustos 2010, 18:57:06 »

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #3 : 26 Ağustos 2010, 18:58:47 »







Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #4 : 26 Ağustos 2010, 19:02:57 »

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #5 : 26 Ağustos 2010, 19:04:42 »









Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #6 : 26 Ağustos 2010, 19:05:58 »

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #7 : 26 Ağustos 2010, 19:06:59 »

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #8 : 26 Ağustos 2010, 19:07:57 »

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Edgar Degas
« Yanıtla #9 : 26 Ağustos 2010, 19:10:49 »






« Son Düzenleme: 26 Ağustos 2010, 19:13:11 Gönderen: yoldaş »