GELECEĞİN ŞEKİLLENMESİ İÇİN EĞİTİMDE YARATICILIK
Geleceğin şekillenmesi, eğitimin doğru biçimlenmesiyle ilintilidir. Eğer yaratımlarla, yaratıcılığa önem verirsek, bireysel farklılıkların ayırtında olursak bu bağlamda şekillenen eğitim, geleceğin umudu olur.
Yaratıcılık, salt eleştirel bakmak, eleştirip bırakmak değildir. Yeni önermelerde de bulunmaktır. Salt sorulara yanıt aramak değil soru da sormaktır. Sadece problem çözmek değil, problem de üretmektir. Bunlar gerçekleşirse montaj sanayi de kalmak yerine orijinali bulmak da bize düşer, gelişmek de…
Yaratıcılık yoktan var etmek de değil, var olanlar arasında yeni ilişkiler kurmaktır. Herkesin kurduğu ilişkilerden hareket etmek değil, kimsenin düşlemediği, düşünemediği farklı ilişkilerden hareket etmektir. Yani ıraksak düşünebilmektir. Yakınsak düşünmeyi aşmaktır.
Bir arkadaşıma çocuğunun öğretmeni, “sakın çocuğunuza farklı yollardan problem çözmeyi öğretmeyin.” Demiş ve devam etmiş. “Biz problem türüne göre olan kalıpları ezberletiyoruz. Böylece sınavda zamandan kazandırıyoruz.” Sınavda ezberle kazanılan zaman, yaşamın bütününden kaybedilen zamandır. Gelişmiş ülke olmaktan çalınan zamandır.
Halbuki alışılmışın, bilinenin dışında, farklı, yeni, özgün yollardan problem çözmektir eğitimin, ülkemizin, dünyanın geleceğine yatırım yapmak. Yaratıcılık dünyayı, ondan önce kendimizi değiştirme eylemliliğidir. Sanatsal, bilimsel, yaşamsal yaratma, değiştirme sürecinde iç yaşantının farklı dışa vurumudur yaratıcılık. Buna katkı, deneyimler, entelektüel bilgi, duyarlılık, sezgi, algılama tavrıdır. Böylece bilgi yeniden üretilirken yaratılır. Rüyalar, düşler, hayal gücü, espri ve düşünsellik, dikkat, yargılama, uslamlama sonucu oluşturulan eylemde hedefe farklı yollardan ulaşmadır yaratıcılık. Mevcut olaylar, kuramlar farklı bir bakış açısıyla yeniden ele alınır. Gidilen yol orijinaldir. Varılan sonuç özgündür. Bu duyarlılık sürecinin sonucunda yenilik vardır.
Corbusier, “yaratıcılık, sabırlı bir araştırmadır.” Demiştir. Bilgi ve deneyim birikiminden yararlanarak sentezleme sonucu yeni ürünler ortaya koymak gerekir yaratıcılık söz konusu olduğunda. Birbiriyle farklı olan, aralarında ilişkisi olmadığını sandığımız şeylerin ilişkisini kurmak ve yeniyi yaratmak gerekir.
E. P. Torrance göre yaratıcılık; “boşlukları, rahatsız ediciliği ya da eksik ögeleri sezip, bunlar hakkında düşünü ya da varsayımlar kurmak, bunları sınamak, sonuçları karşılaştırma ve olasılıkla bu varsayımları değiştirip yeniden sınamaktır.”
Yaratıcılık tüm zihinsel yetileri geliştirmede rol oynar. Bu yetiler toplamının içeriği doğru yöntemleri olan eğitim sisteminde, bilgiler arasında yeni ilişki ve bağlantılar kurarak genişletilir, geliştirilir.
Yaratıcılık konusunda araştırma yapan bir çok değerli bilim adamı ve psikologların-psikiyatristlerin değişik isimlerde de olsa yaratıcılık süreci konusundaki evrelendirmeleri birbirine çok yakındır.
* Hazırlık evresi-dönemi ( Araştırma Dönemi ); sorunu benimseyip yeniden ele almak gerekir. Ayrıca geniş boyutlu araştırmalara girilerek hazırlıklar yapılır.
* Oluşma evresi-dönemi ( Geliştirme Dönemi ); sorun saptanır düşünceler ayrıştırılır. Araştırmalar üzerinde çalışılır.
* Planlama evresi-dönemi; Hazırlıklar-araştırmalar bir plana oturtulur.
* Esinlenme evresi-dönemi ( Yaratıcılık Dönemi ); farklı bir sıçrayış yapılabilir. Hani beyinde bir ışık çakar-yanar, yaşadığımız ve psikoloji kitaplarından öğrendiğimiz gibi…Sezginin de yardımı olur tabii.
* Doğrulama evresi-dönemi; özgün bir yapıt ortaya çıkar. Fikirler yaşam bulur.
* Denetim eylemi ( Değerlendirme Dönemi ); her zaman ve her dönemde eleştirel bakmak ve değerlendirmeler yapmak gerekir.
Yaratıcılığın koşulları;Çalışmak, deneyim, gözlem, araştırma, sezgi, önsezi, bilgi, entelektüel birikime sahip olmak, merak, özgür, özerk davranma, hayalgücü, karar verme yetisi, algılama, anlama, başarma, kendini gerçekleştirme, paylaşım , eleştirel yaklaşım, değerlendirme, orijinallik, farklılık, farklı ilişkilendirme, fark ederek yaşamak, duygusallık, ıraksak düşünmek, çok yönlü bakış, çoğulluk; görsel - sözel - sessel - devinimsel, mizah, espritüellik, sınırları zorlama, sevme - tutku, kendine güven, kendi beklentilerinizin gerçekleştirilmesi ( başkalarının değil ), yetilerin ortaya konması, paylaşımcı, yetkin öğretmenlerle - kişilerle bir arada olmak ve yararlanmak, enerjinin doğru kanalize edilmesi, yoğunlaşma, saptamalar yapma, problem yaratma ve çözüm yolları arama, analiz, sentez, ( ayrıştırmacı-birleştirmeci ) not alma; görsel- yazısal- çizgisel, sorumluluk, esneklik, çözüm çeşitliliği içinde yaşamak, temel sorunlarla ilgilenmek, ayrıntıcı olmak, enerjik olmak, öz kanıtlama içersinde bulunmak, yüksek üretim gücüne sahip olmak, kuşku duymak, çok yönlülük, estetiksel yargıya sahip olmak, içe dönük bir yapı olabilir.( Bu problem değil, yaratıcı potansiyele sahip olmaktır. ) Coşkulu, etkileyen olmak. okumak, dikkat, duyarlılık, seçicilik, problem üretme, soru sorma, yeni alanlar yaratmak, çok fikir üretme…
“Yaratıcı insan düzen gereksinmesi ile güdülüdür.” BARON (1958)
Çocukta yaratıcılığı geliştiren etmenler;* Algıların zenginleştirilmesi için çocukların gözlem, araştırma yapma ve belleğini geliştirme eğitimine gerekli önemi vermek, tekrarlatmak yerine.
* Üretici düşünme yöntemi kazandırmak. Salt eleştirip bırakmak değil, önermelerde bulunmasını da sağlamak.
* Yeni biçimler aramaya, bulmaya ve bunları anlatıp yorumlamaya yöneltmek. Farklı ilişkilendirmeler yapmasını sağlamaya olanak tanıyan ortamlar yaratmak.
* Başkalarının çıkışlarını, yapıtlarını, ürünlerini gözlemleyerek birikim sağlamak.
* Duygu ve düşünceleri kullanma alışkanlığı kazandırmak, pratik, çabuk, kararlı, cesaretli olmalarına olanak tanımak. Başkalarının kişiliğinden değil, kendi yapısından hareket etmesini sağlamak.
* Hayalgücünü geliştirilmesine fırsat tanımak.
* Öğrencinin çevresinin ( sınıf, atölye, koridor,laboratuar, bahçe ) yapılan iş ve resimlerle donatılarak bir sanat, bilim çevresi yaratılması ve çevreyi gözlemlemesini, değerlendirme yapmasını, seçmesini sağlamak.
* Öğrencinin kendi kendine çalışıp, her yönden birikim ve doyum sağlayacağı ortam hazırlamak ( kitaplık-kütüphane, atölye, laboratuar vb. yerlerden yararlanması ve yaşaması gibi ),
* Sanatsal ve bilimsel etkinlikleri izleyebilme olanaklarının yaratılması ( müze, sergi vs. gezilmesi, konser izlemesi, panellere-sempozyumlara-söyleşilere katılması ),
* Konuların öğrencilerin çevresinden ve yaşamlarından seçilmesi ve ders ile yaşam arasında ilişki kurularak ilginin sürekliliğini sağlamak.
* Eğitim felsefesi doğru seçilmeli, amaçlar net ve doğru tespit edilmeli,
* Eğitim yöntemleri çağdaş olmalı
* Teknik donanım olmalı
* Her şeyden önce öğretim elemanı değil de öğrenci “merkez” olmalı,
* Merak, sorgulama, eleştirme, önerme - fikir üretme önemsenmeli,
* Ders programı; panel, konferans, söyleşilerle zenginleştirilmeli, farklı kişilerle karşı karşıya getirilmeli.
* Disiplinlerarası bir anlayışla hareket edilmeli,
* Sezgi, algı, bilgi birikimi, farklılık, problem üretme ve çözme , boşlukları görme, özgünlük, özgürlük, yeni yöntemler, yeni yollar deneme, tasarımlama, öngörüde bulunma, düşünme, öğrenmeyi öğrenme, okuma, araştırma alışkanlığı önemsenmişse yaratıcılık eğitim yoluyla geliştirilir.
Yaratıcılığın içinde sezgi vardır. Bilinen hikayedir, tanınmış bir sanatçı tanınmış bir bilim insanına sorar “biz sezgiyle yaratıyoruz. Siz buluşlarınızı nasıl gerçekleştiriyorsunuz?” diye. Yanıt, “bizde sezgiyle” olur. Birikim, bilgi, araştırma çok önemlidir, ama sezgi de bir o kadar geçerlidir. Yaratma eylemi içinde yararlanılan temel kaynaklardan biri de sezgidir. Önemli olan sezgiyi eyleme dönüştürmektir. Sezgi, hangi alanda olursa olsun bilinç altından gelen bir değer yapısıdır. Bunun oluşturduğu süreç izlenip eğitilebilir. Hem bilim, hem de sanat eğitiminde.
Eğitim, bireylerin yaşam içindeki yerlerini almalarını sağlamaya yöneliktir. Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kendi istemiyle değişim meydana getirme sürecidir. Eğitim, belli bir bilim ya da sanat dalında yetiştirme, geliştirme ve değiştirme işidir. Bu çerçevede yaratıcılığın ön planda olması çok önemlidir. Yoksa eğitim yoluyla beyinleri bloke ederek öğrencinin elinden yaşamı alınır.
Yaşamak öğrenmektir. Öğrenme biterse yaşam da biter. Bu bağlamda öğrenme bir gereksinmedir. Yaratıcılık insan varlığı ile birlikte yaşam bulan bir olgudur ve değişim, gelişim demektir. Öğrenme, merak, gereksinme yaratıcılığın başını çeker. Yaratıcı düşünme; bilgi çağında, bilgi üretme ortamında yaşam bulması ve geliştirilmesi gereken bir olgudur. Eğitimle yaratıcı düşün yeteneği geliştirilir.
Yaratıcılık söz konusu olduğunda yeni deneylere ve gerçeklere açık olmak gerekir. Yaratıcı düşünce, tüm bilgileri kullanmak durumundadır. Dolayısıyla bilgiler, veriler çoğaltılıp yoğunlaştırılarak yaratıcılık artırılabilir, geliştirilebilir. Bunun için öğrenciyi iyi tanımak gerekir. Bu anlamda çağdaş eğitim anlayışıyla, kitle eğitimi bağdaşamaz. Aksine bireysel eğitim söz konusu olmalıdır. Çünkü kitle eğitimi, katılımsız ve öğrenciye dayatma şeklinde gerçekleştirilir. Nasıl bilim eğitimi denemelerle, deneylerle gerçekleştirilirse sanat eğitimi de araştırmalarla bir konunun varyasyonlarıyla gerçekleştirilmelidir. Tabii bu sabır işidir. Bir çalışma yapıp, “ben yaptım oldu,” mantığı geçerli olamaz. Ayrıca hiçbir zaman sanat eğitimi, bilim eğitimi sınıfın dört duvarı içinde hapsedilemez. Gözlem zenginliği gereklidir. Duvarları, hatta ülke sınırlarını aşmak gerekir. Nasıl insandaki üzülmek, korkmak, kızgınlık, sevinmek gibi bazı duygular tüm dünyada aynı ise sanat da, bilim de evrenseldir. O zaman her yere uzanmak, başka kültürlerle de kendi kimliğimizi yok etmeden zenginleşmek gerekir. Doğru, genel birikim ve yaratıcılık için bu şarttır.
Yönetim, öğretim elemanı, öğrenci üçlemesinde merkezin yeri önemlidir. Her şey ona göre organize edilmelidir. Öğretmen merkezli olmak ki bu güne kadar böyle olmuştur, dolayısıyla öğretmenin kişiliği ön plana çıkmıştır. Bu durumda farklı bir kişilik olan öğrenci gelişemez. Yaratıcılığını sergileyemez. Öğretmenin-akademisyenin dediklerini yapan, tekrarlayan olmaktan ileri gidemez. Halbuki çağdaş eğitimde öğrencinin kişiliği, yaratıcılığı, niteliği ön plandadır. Yani merkezdir. Artık öğretmen - akademisyen aktif, öğrenci pasif konumda değildir. Böylece sınıfta – atölyede – laboratuarda bulunan öğrenciler bir tek kişiliğe, öğretim elamanının yapısına dönüşerek değil de, kendi kişilikleri doğrultusunda yaratıcılıklarını geliştirebileceklerdir. Öğretim elamanının kalıbında bilgi yinelemesi yerine araştırmacı kişilikler ortaya çıkacaktır. Öğrenci, kendinden ve kendi öğrenmesinden sorumludur. Bu sorumluluğu biz taşıdığımız sürece öğrenme değil, öğretme söz konusu olacaktır. Öğretim elemanının görevi; verimli öğrenme ortamı sağlamaktır. Öğrencinin öğrenmesine olanak tanımaktır. Tabii bilgilerini ve deneyimlerini gerektiğinde, yeri geldiğinde öğrenci ile paylaşmalı ve aynı paylaşımı öğrenciye tanımalıdır. Karşılıklı görüş alışverişinde bulunmalı, öğrencinin yaratıcılığını kullanabileceği, geliştirebileceği konu ve yöntemlerle ders işlemelidir. Yaşam yaratıcılıkla değiştiğine ve geliştiğine göre, yaratıcılık her alanı ( bilim, sanat, yaşam ) kapsar. Bu nedenle gününün çoğunu okulda geçiren öğrencilere hitap eden öğretmenlere-akademisyenlere çok büyük görevler düşmektedir. Esneklik içinde öğrenciye söz hakkı tanıma, düşündüğünü söyleme şansı verilmelidir. Öğretim elemanına düşen yönetme biçimi; müdahale etme değil, yönlendirme, organize etme, yaratıcılığı ortaya çıkartacak davranış biçimi olmalıdır. Öğretmen öğrenciyi farklı yollardan aramaya yönlendirme, doğru yanıtları öğrenciye dikte etmek yerine, onu düşünmeye, araştırmaya sevk ederek yaratıcı süreç içine sokmalıdır. Ayrıca öğrenciye, eğitime zaman ayırmalıdır.
Eğer bir eğitimin çekirdeğini “yaratıcılık” olgusu oluşturacaksa, yaşama geçirilecek yöntemin, uygulayıcılarının – yönetici ve eğitimcilerin – ve müfredat programının doğru olması gerekir. İlginin doğru eğitilmesi bireyin gelişimine neden olur. Kendimizi yaratarak ifade ederiz. Herkes kendi altyapısıyla, kendi yaratımıyla var olmak hakkına sahiptir. Kendi kültürünü oluşturarak doğayı değiştirme eylemine katkıda bulunulabilir. Pedagojik dayanağı olmayan eğitimden, eğitimciden yaratıcılık süreci beklememelidir.
Okuma, inceleme, sorgulama, eleştirme, ıraksak düşünme, zaman gerektirir. Programlar doldurulmak yerine, gereksinmelere, kişiliklere yanıt verecek şekilde yapılandırılmalıdır. Gereksinme duyulan öğrenilir. İlgi duyulan araştırılır. Konu, yöntem, ortam buna göre organize edilmelidir. Yüksek not öğrencinin hedefi olmaktan çıkarılmalıdır. Tek doğrulu sınav sistemi de çoklu düşünmeyi, araştırmayı engellemektedir. Ayrıca yanıtı yazarak, kompoze ederek vermediği için kendini ifade etme olanağı yoktur. O zaman test sistemi tartışmaya açılmalıdır. Çünkü sınavın test usulü yapılması yaratıcılığı engellemekte, yakınsak düşünceyi teşvik etmektedir. Aynı şekilde öğretim elemanının tutumunda, farklı yanıt vereni kabul etmemek, salt kendi düşündüğünü öğrencide görmek de varsa yaratıcılık engellenir Her şey karşınızdakine saygı ile başlar. Empatik olmak başarmayı da beraberinde getirir.
Yaratıcı düşünce sorularla oluşur. Neden, nasıl, niçin, nedir, ne kadar, ne söylenebilir gibi… Bunlara yanıt aramak yaratıcı sürece neden olur. Ancak burada daha önce edinilen alışkanlıkların yıkılması gerekir. Çağdaş eğitim anlayışında yönetici, öğretim elemanı, öğrenci arası iletişim önemlidir. Yöneticinin, kurumun çağdaş tavrı eğitimin geleceği için önemlidir.
Yaratıcı yöntemler;
Kapsamlı düşünme; birden fazla yöntem
Beyin fırtınası, ( A. OSBORN) grup çalışması
Kuluçka yöntemi; bir konu üzerinde uzunca çalıştıktan sonra dikkat başka bir konuya çevrilir. Kuluçkaya yatırılan esas konuya dönünce yaratıcılıkta sıçrama söz konusu olabilir
Not alma yöntemi; eskiz, karalama bir çok yaratıcı düşünce ya da buluş kağıt üzerine çabucak aktarılır. Bulunan çözümler, sürekli evrime uğrayarak gelişir ve zenginleşir. Her tür malzeme kullanılır, eskiz kağıdı, pelür, bilgisayar vs.
Sentez yöntemi; buluşlar çoğu kez birbiriyle çelişen, aykırı unsurların bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. ( Örn. PİCASSO’nun Kübizmin doğuşunu Afrika maskelerinden esinlendiğini söylemesi gibi ) Ayrıca bir not defterine sürekli not almak ya da yazmak ta yöntemlerden biridir. Daha sonra bu notlar değerlendirilir, ilişkilendirmeler yapılır.
Tasarım süreci;
* Problemin tanımı
* Araştırma, bilgi toplama
* Yaratıcılık ve buluş süreci
* Çözüm bulma
* Uygulama
Yaratıcılık bir süreçtir, eğitimle geliştirilebilir. Öğrenci çalışmaları izlenerek yaratıcılık süreci eğitilebilir. Önemli olan, olaylara, fikirlere, kurallara, davranışlara, nesnelere farklı bakmak ve değiştirmek istemektir. Yaratıcılık ayrıntının görülmesi ve birleştirilmesidir. Bu nedenle eğitim sürecinde yaratıcılık nefes almak olarak kabul edilmelidir.
Yaşamı biçimlendirme ve değiştirme, bize sunulanı kabul etmeme sanatı, bilimi ve eğitimi doğurmuş, geliştirmiş ve çeşitlemiştir. Disiplinlerarası anlayış buna olanak tanıyan güzel bir olgudur. Başka alanlardan beslenme farklı ilişkilendirmede kendini mutlaka gösterecektir. Yale Üniversitesindeki Tıp Fakültesi öğrencileri bir tanıyı doğrulayan ayrıntıları gözden sık sık kaçırıyorlarmış. Bu öğrencilere Güzel Sanatlar dersi verilmeye başlanmış. Sonuçta bu dersi alan öğrencilerin tanı yetilerinin geliştiği görülmüş (C Bilim Teknik Dergisi). Bakmayı öğrenmek, ayrıntıda gezinmek algıyı, duyuları geliştirdiği kadar zihni yetileri de olumlu etkiler. İnsan salt mantıkla örüntülü değil duyguyla da yüklüdür. O halde Bilim Eğitiminin yanında Sanat Eğitimi de gereklidir. Bu eğitimde disiplinlerarası çalışmalarda yaptırılmalıdır. Ancak bu, öğrenci kişiliğini yok edecek ve onu dolduracak şekilde değil besleyecek, ayıklayacak nitelikte yaptırılmalıdır. Bunda öğrencinin alt yapısı gözetilmelidir. Başka alanlardan besleneceği bilgi, uygulama, görgüyü kendi alanıyla ilişkilendirmesine olanak tanıyarak disiplinlerarası etkileşim, sağlıklı olmalıdır. Bu gün bir yapıt üretiminde sanatçı ve bilim insanı birlikte çalışmaktadır.
Albert Einstein’ın dediği gibi, “Yaratıcılıkta hayalgücü çok önemlidir”. Yaratıcılığın özünde özgürlük vardır, fakat ortaya çıkarılması disiplinli bir çalışma gerektirir. Disiplin; çalışmanın göstergesidir, özgürlük; bu çalışmanın içeriğinin, tavrının, tarzının belirleyicisidir. Yapılacak çalışma zihinde, duyuda oluşur. Bunların eğitimi ve ne ile ifadesi çok önemlidir. Eğitimde özgür bir yaratıcı, orijinal düşünür olmak durumundayız. Bir ülkenin gelişimi basmakalıp yinelemelerin yaşama geçirildiği eğitim tarzıyla değil, ütopyaların arkasında durmak, hayal gücünü zorlamak, orijinaliteyi yakalamakla olur. Bu da eğitimde yaratıcılığın ön plana alınmasıyla gerçekleşir. Yaratıcılıkta birey önemlidir. Ve tabii çevresi de. Bizim toplumumuzda, eğitim sisteminde yaşananlar ise süreç değil, başlangıç ve sonuçtur. Genellikle bilinenlerin yinelenmesidir. Halbuki yaratıcılık, farklı ilişkilendirmelerle başlar. Bir süreçtir. Yaratı, değişimdir, gelişimdir. Farklılaşma sürecidir. Beyinler hazıra mı alıştırılmış en baştan? Önemli olan budur. Kabul etmeyip, yeni bir önermede bulunmaktır aslolan. O zaman zihinsel faaliyetlerin tümü gelişir.
Tüm bunların çok küçük yaşlarda başlaması gerekir ki yaratıcılık konusunda başarı artabilsin. Düşüncenin, yaratının değeri çok erken yaşlarda verilmelidir. Yaratıcı süreçte her şeyde olduğu gibi gereksinmeler çerçevesinde varlığını sürdürür. Şunları hiçbir zaman akıldan çıkarmamalıdır; tüm bireyler değişik alanlarda yaratıcı yetilere sahiptir. Herkesin ilgi alanı gibi yaratı alanı da farklıdır ve yaratıcılığa giden yol gereksinmeden, duyarlılıktan geçer. Yeni yöntemler sınanırken doldurma yerine ilgi ve kapasite farklılıkları hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Öğretim elemanı bunu hep canlı tutmalıdır. Bu olguyu zenginleştirmek aileye ve öğretim elemanlarına düşer. Yapıcı eleştiri olumlu tavır için bir göstergedir. Eğitimin ereklerinden biri de öğrenciye özgüvenini sağlamaktır. İnsan varlığındaki akıl ve duygu yönünün doğru kullanılması değişimin, bir göstergesidir. Bu gösterge eğitimde ne kadar doğru yöntemlere oturtulursa başarı, sıçramalar, yaratıcılık o denli büyük boyutlu olur.
Tek kitap, tek insan, tek çalışma insanı hem kısırlaştırır hem de karşısındakinin kişiliğine büründürebilir. Çokluk tartmayı, değerlendirmeyi, zenginliği içerir. Mesele tek yönlü bakmamaktır. Her yöne geniş açıdan bakmakla donanımlı olunur. Bunun da o denli yaratıcılığa ve kişilikli yaşamaya, kararlılığa katkısı vardır. Aynı zamanda bu, eleştirel bakmayı da beraberinde getirir. Seçim yaparken, eleştiri de yaparız.
Kassel Üniversitesinden Prof. BOSH’a Üniversiteye 25 öğrenci almasını söylemişler. Başvuru 400 kişi olmuş ve BOSH hepsini almış. İtiraz edilince de “yeteneksiz insan yoktur, farklı yeteneklerde insan vardır” demiş. Tüm eğitimcilerin bu ayrıcalığı bilmeleri gerekir. Seçme, yorumlama ve yenileme çerçevesinde öğrenci bir kavramı, bir duyguyu, düşünceyi, bir algıyı kendi seçtiği malzemeyle gerçekleştirir. Ama bu seçim eğitimci tarafından yatsınırsa ya da yapılırsa öğrenci kişiliği de yoksanmış demektir. Kişiye özel eğitim yapıldığı sürece “yaratıcılık” olgusu yerini bulur. Düşünme, algılama, kavrama yetileri böyle gelişir. Yaratıcılık böyle yaşam bulur.
Algılama, düşünme ve her şeyden öte bunu ifadelendirme önemlidir. Cesaret gereklidir. Rollo May’ın dediği gibi “Yaratma Cesareti” . Bize verilenleri yıkma, kendi çabamızla savaşmak cesaret ister öncelikle kendimizle sonra çevremizle. İşte böyle bir şey için öncelikle öğrenciyi farklı bir kişilik olarak kabul etmek gerekir. Var olmanın ilkesi yaratıcılıktan geçer. Yoksa, bir başkasının gölgesinde yaşamak mahkumiyeti başlar.
Eğitimin ailede başladığı unutulmamalı. Okul ve çevre önemsenmeli. Çoklu zeka değerini bulmalı. Güven ortamında buluşma olanağı yaratılmalı. Öğrenci birbirleriyle mukayese edilerek değil, kendi geçmişiyle ele alınarak değerlendirilmeli. Konu seçimine, araştırma alanlarına ve karar vermeye kadar her şeyde öğrenci kişiliğini ortaya koymalı. Kısacası öğrenci kendi eğitiminde söz sahibi olmalı. Bunun için öğrenciye güvenilmelidir.
Tüm bunlar geleceğin doğru şekillenmesi için gereklidir. Bize düşen ise bu anlatımın yaşama geçirilmesidir.
15 – 12 – 2004
Tülay ÇELLEKYıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi
Beşiktaş / İSTANBUL
http://www.tulaycellek.com
KAYNAKLAR* VELİOĞLU,S., İnsan ve Yaratma Edimi / İş Bakası Yay. 2000
* ROUQUETTE,M.L.,Yaratıcılık / İletişim Yay. 1992
* MAY,R., Yaratma Cesareti / Metis Yay.
* SUNGUR, N., Yaratıcı Düşünce / Özgür Yay.
* SAN,İ.,Sanatsal Yaratma Çocukta Yaratıcılık / İş Bankası Yay.
* YAVUZ, H.S., Yaratıcılık / BÜ yay. 1994
*ÜSTÜNDAĞ,T. Yaratıcılığa Yolculuk / Pegem Yayıncılık Kasım 2002
*ROBİNSON, K. Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak / Kitap Yayınevi Nisan 2003
* COUDWEL, C Yanılsama ve Gerçeklik Pavel Yay. / 1974
* BERGER, J ., Görme Biçimleri / Metis Yay.1986
* İTÜ Bülten Tasarlama Eğitimi 1 – 2 , 1985
* BAŞARAN, İ.E., Eğitim Yönetimi / Kadıoğlu Matbaa 1983
* BAŞARAN, İ.E., Eğitime Giriş / Sevinç Matbaa 1973
* READ, H.,Sanatın Anlamı / İş Bank yay. 1974
* FİSHCHER,E., Sanatın Gerekliliği / Kuzey Yay. 1985
* BÜYÜKİŞLEYEN, Z., Sanat Eğitimi /Meteksan Yay. 1977
* BECER, E., İletişim ve Grafik Tasarım /Dost Kitapevi 1997
* NİETZSCHE, F., İyinin ve Kötünün Ötesinde Bir Gelecek Felsefesini Açış-Ara Yay. 1990
* GÜNDÜZ, V., Cehenneme Övgü Gündelik Hayatta Totalitarizm /Ayrıntı Yay.1996
* FROMM, E.,Sevgi ve Şiddetin Kaynağı /Payel Yay.1979
* ERBİL, H., Sanat Felsefesi Tartışmaları/ Ekin Yay. 1990
* DENEL, B.,Temel Tasarım ve Yaratıcılık / ODTÜ
* ERBAY, M., Yükseköğretim Düzeyinde Sanat Eğitimi Programlarının Uluslararası Bağlamda İncelenmesi / Sanatta Yeterlik Tezi 1995
* ÇELLEK, T., Ortaöğretimde Görsel Sanat Eğitimi Konusunda Yapılan Çalışmaların Analiz ve Yorumu / Yüksek Lisans Tezi 1991
* DORUK, B. Temel Dizayn / Öğretim Programını geliştirme Üzerine Bir Çalışma/İTÜ
www.tulaycellek.comhttp://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=267” YARATICILIĞIN EĞİTİMDEKİ YERİ "
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=332YARATICILIK VE ÖĞRENME
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=313” YARATICILIĞIN YAŞAMDAKİ YERİNDE EĞİTİMİN ROLÜ"
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=20YARATICILIK VE EĞİTİM SİSTEMİMİZDEKİ BOYUTU
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=312BİLİM, SANAT VE EĞİTİM ÜZERİNE
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=532GELECEĞİN ŞEKİLLENMESİ İÇİN EĞİTİMDE YARATICILIK
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=2SANAT VE BİLİM EĞİTİMİNDE YARATICILIK
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=131“NOKTA” ÜZERİNE
Tülay ÇELLEK