........................................................
ATİNA OKULU - RAFFAELLO SANZİO
Özellikle Yüksek Rönesans döneminde Antik Pagan dönemi prensipleri ve özellikle felsefeye bir merak başlamıştır Hristiyan Avrupa’da. “Ressamların Prensi” olarak da anılan Raphael Sanzio resim öğrenmek için Floransa’ya taşındığında henüz çok gençti. Leonardo Da Vinci’den ve Michelangelo Buonarroti’den çok şey öğrenmiştir Raphael.
Vatikan’daki ünlü fresco “The School of Athens” (Atina Okulu) olarak adlandırılır. Bu fresco antik çağ filozoflarının hepsini aynı çatı altında yüce bir yapıda resmeder. Batı sanatında ilk kez çok farklı görüşlere sahip filozoflar hepsi bir arada, büyük bir uyum içinde, hayali bir zaman ve hayali bir mekanda tasvir edilmişlerdir.
Her ne kadar Atina Okulu dense de, bu resimde Socrates, onun öğrencileri Xenophon, Alcibiades, Diogenes gibi Atinalılar; ve bunun yanında pek çok Atinalı olmayanlar yer alır. Atinalı olmayıp da Atina’yı ziyaret ettiği bilinen Parmenides ve öğrencisi Zeno; Aristotle’dan çok sonraları yaşadığı bilinen Epicurus gibi figürler de mevcuttur. Atinalı filozoflardan çok önceleri yaşamış olan Antik Perslilerden Zoroaster; ve Aristotle’dan yüzlerce yıl sonra yaşamış olan Aristotle felsefesinin büyük yorumcusu Averroes (İbn-i Rüşd) gibi düşünürler de bu tabloda yer alır. Görüldüğü gibi Raphael ortaya koymuştur ki, sadece Atina felsefi geleneği değil, ondan çok uzaklarda yer alan felsefecileri de içine alan bu tür bir resim, nasıl felsefi düşünce kültürler arası, tarihsel bağlantılardan gerektiğinde kopuk bir kavramdır.
Böylesine muhteşem bir mimari yapı içerisinde neredeyse dini bir deneyim derecesinde kutsal bir atmosferde resmedilen filozoflar, bizlere hayatın anlamını bulup anlatmak için çalışan bu insanların nasıl kutsallık derecesinde önemli figürler olduğunu ortaya koymaktadır. Resimde genel olarak mutluluk ve huzur hakimdir. Pek çok figürün bir arada kullanıldığı kalabalık olması gereken bir ortam, büyük bir sadelik içinde huzur veren bir atmosfere dönüştürülmüştür. Genel olarak hocalar, öğrencileri, ve izleyenlerin yer aldığı çok iyi bir kompozisyon olduğu düşünülebilir. Bir kaç izole figürün haricinde figürler genel olarak iletişim halindedir. Bu izole figürlerden biri Michelangelo şeklinde resmedilmiş olan Diogenes (The Cynic)’dir. Resimde odak noktasında yer alan, en önemli iki figür Plato ve Aristotle’dır. Her iki figür de çok kendine güvenli ve gösterişli biçimde resmedilmiştir. Her ikisi de kendi kitaplarını ellerinde tutmaktadır; Plato, Timaeus; Aristotle ise Ethics kitabını tutmaktadır. Bilindiği gibi, evrenin kökeni, hayatın anlamı, ve mutluluk gibi kavramlar antik felsefenin odağında olan düşünsel konulardı. Bu sorular halen bugün hayata ilişkin en ciddi sorular olarak anlamını korumaktadır.
Raphael bu iki merkezi figür üzerinden Plato’nun düşüncesinin esasını teşkil eden metafizik yaklaşımı ve Aristotle’ın daha ayakları yere basan, uygulanabilir düşüncesini sembolize etmiştir. Aristotle, Plato’nun öğrencisi idi, ve bir noktadan sonra farklı düşünmeye başlayan Aristotle hocasının “öbür dünya” (idealar dünyası) ile fazla kafasını yorduğunu düşünüyordu. Bundan dolayı Aristotle asıl şu an üzerinde yaşadığımız dünyada iyi bir yaşam için hangi erdemlere sahip olmalıyız konusuna vurgu yapıyordu. Ancak unutulmamalıdır ki, karşı iki fikiri temsil eden bu iki figür bütün resmin geri planını oluşturuyordu. Bütün figürlerin üzerinden geçen koskocaman kemerler ise hepsini çepeçevre saran felsefenin evrenselliğini (university) simgeliyordu. İşte bugünkü anlamında üniversite teriminin anlamını vurgulayan, bütün farklı fikirleri kucaklayan, armoni içerisinde bir araya getiren bir sembolizm vardır bu resimde.
Bu resmi yaptığında Raphael 27 yaşındaydı, Urbino şehrinden henüz gelmişti ve Papa’nın mimarı tarafından Papa’ya (Papa II. Julius) tavsiye edilmişti. Julius kütüphanesinin duvarına fresco yapması istenmişti Raphael’den, antik gelenekte kütüphane duvarları şairlerin portleri ile süslenirdi. Bu geleneği çok iyi bilen Raphael aynı tarzda bir yaklaşım getirmek istemişti.
Çoğunlukla reddedilse de, bazı yorumcular, sanat eleştirmenleri ve sanat tarihçileri bu resim ile Dante’nin Divine Comedy’si (İlahi Komedya) arasında bir bağlantı kurarlar. Dördüncü kitap İnferno’da Dante ve Virgil henüz cehennemin derinliklerine inmeden önce, Pagan döneminin erdemli kahramanları, şairleri ve filozoflarına rastlarlar. Bunlar her ne kadar en yüksek mertebe de yaşamasalarda, kendi ışıkları doğrultusunda iyi bir sonsuz yaşamın içindedirler. Fakat Dante’den farklı olarak Raphael kendi yorumuyla, bu figürleri cehennem yolunda değil, cennet gibi bir ortamda resmetmiştir. Cehennem gibi bir karanlıkta değil, ışık ve gökyüzünün aydınlığı içinde filozoflar hakikatin peşindedirler bu resimde.