Okulöncesi Eğitimde Drama ve Drama Etkinlikleri
Doç. Dr. Aysel KÖKSAL AKYOL
Ankara Üniversitesi, Ev Ekonomisi Yüksek Okulu
Çocuk Gelişimi Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi
Özet
Bu çalışmada, okul öncesi eğitimde dramanın önemi, uygulama aşamaları, okul öncesi eğitimin amaçları ve temel ilkeleri üzerinde durulmuştur. Okul öncesi eğitimin amaçları ve ilkeleri doğrultusunda, okul öncesi eğitimde drama etkinliklerini planlarken ve uygularken dikkat edilmesi gereken durumlar vurgulanmıştır. Bu dönem çocuklarına verilecek eğitim hakkında bilgisi olmayan kişilerin çocuklara yararından çok zararının olabileceği belirtilmiş ve ayrıca 60-72 aylık çocuklara yönelik örnek drama etkinliklerine yer verilmiştir.
Giriş
Okul öncesi eğitim bireyin yaşamında önemli bir yere sahiptir. İstenilen davranışlara sahip çocuklar yetiştirmek için bu dönemde çocukların etkin bir okul öncesi eğitim almaları önemli olmaktadır. Okul öncesi yıllar boyunca bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihinsel, dil gelişimi büyük ölçüde tamamlanmaktadır. Bu dönemdeki gelişmeler yaşamın ilerideki yıllarında oldukça etkili olmaktadır ve okul öncesinde verilen eğitimle çocukların bütün gelişim alanları desteklenmektedir. Günümüzde önemi giderek artan okul öncesi eğitimde drama etkinliklerine yer verilmekte ya da drama bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Drama gün geçtikçe önemi artan bir alan olarak dikkat çekmektedir. Günümüzde okul öncesi eğitimden başlayarak üniversite ve lisans üstü eğitime kadar, bütün kademelerinde drama çalışmaları yapılmaktadır. Pinciotti (1993)’e göre, drama, çocukların spontan oyunlarında ortaya çıkan, katılımcıların sanatsal duyarlılığını, kendisi, başka insanlar ve dünya hakkındaki bilincini artıran ve hayal gücünü geliştiren bir öğrenme aracıdır (s:1). Drama kavramı bazen bir yöntem, bazen bir alan, bazen de bir disiplin olarak karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda eğitim programlarında bir yöntem olarak kullanılmasının arttığı dikkati çekmektedir (Üstündağ, 1996:20; 1998:28).
Drama oyunun gücünü eğitimde kullanan bir alandır. Erken çocukluk döneminden itibaren yetişkinliği de içine alan bütün yaşam dönemlerinde oyuna eğilimleri vardır. Dramanın oyunsu özelliği, yaratıcı edimlere ve yaratıcılık süreçlerine uygunluğu dikkati çekmekte ve dramanın eğitimde kullanımı söz konusu olmaktadır. (Fleming, 1994:37; San, 1995:93-94)
Drama bir amaç ya da araç olarak kullanılabilir. Dramanın amaç olması, dramayı drama ile öğretmek anlamına gelir. Bunda amaç bireyin kişilik gelişimine yardımcı olmak, dramadan haz almayı sağlamak, iletişime yardımcı olmaktır. Dramanın araç olarak kullanılması, herhangi bir konunun drama yöntemiyle öğretilmesidir. Dramanın amaç ya da araç olarak kullanılmasını ise birbirinden ayırmak mümkün değildir. Sonuçta bir konunun drama yöntemiyle anlatılmasında da bir drama süreci vardır. Yaşanan bu drama süreci de doğal olarak yine bireyin kişilik gelişimine, dramadan haz almasına, iletişim becerilerinin gelişimine etki etmektedir (Sağlam, 1997:34).
Resim, heykel, dans gibi sanat formlarında var olan, sanatı gerçekleştiren bireyin bir uyarıcıya tepkisini göstermesi özelliği dramada da bulunmaktadır. Aktif katılımı gerektirmesi nedeniyle, drama çocuğun duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimine katkıda bulunan bir sanat alanı olarak kabul edilmektedir (McCaslin, 1990:2; Stewing ve Buege, 1994: 2). Drama tüm sanat alanlarından yararlanmaktadır. Dramada öykü, şiir, resim, heykel ve benzeri bir çok eserden yola çıkarak doğaçlamalar yapılmakta, bu çalışmalar sayesinde de katılımcılarda sanata karşı ilgi ve duyarlılık kazanmaktadır. San (1996)’a göre drama, “doğaçlama ve rol oynama gibi tiyatro ve drama tekniklerinden yaralanılarak, bir grup çalışması içinde katılımcıların bir yaşantıyı, olayı, fikri, eğitim ünitesini, soyut bir kavramı, davranışı eski bilişsel örüntülerinin yeniden düzenlenmesi yoluyla ve gözlem, deneyim, duygu ve yaşantıların gözden geçirildiği oyunsu süreçlerde anlamlandırılması, canlandırılması‿ dır (s:149).
Ömeroğlu Turan ve Can Yaşar (1999a) ise, çocuk oyunlarından ve benzer etkinliklerden yola çıkarak, değişik yaşam durumlarını canlandırma, olayları yeniden yaratıp irdeleme, bu yaşam durumlarından bilgilenme ve öğrenmeye geçme çalışmalarını drama olarak tanımlamaktadırlar (259). Drama çalışmalarına katılan bireyler, drama sürecinde durumları, olayları, ilişkileri keşfederek öğrenmektedirler. Katılımcılar gerçek dünyadaki bilgi ve deneyimlerini dramada hayali bir dünya yaratmak için kullanmakta ve dramada tasarladıkları durumları ve rolleri tanımlarken olayları ve ilişkileri incelemeyi öğrenmektedirler (O’Neil ve Lambert, 1991:11).
Drama ortamında katılımcılar yaratarak, geliştirerek ve yansıtarak kendilerini, arkadaşlarını, ailelerini ve içinde yaşadıkları gerçek dünyaya ait bir çok şeyi anlamaktadırlar. Çeşitli sosyal olayları inceleyerek insanların farklı koşullarda yaşadıkları, bu farklı koşullarda ne şekilde davrandıkları ile ilgili düşünmeye başlamaktadırlar. Farklı görüşler ortaya koyabilmekte, diğerlerine karşı kişisel görüşlerini tahlil edebilmektedirler. Bu da katılımcıları düşünce ayrılığı, tartışma ve çözüme götürmektedir (Fulford vd. 2001:2).
Bu çalışmada, drama çalışmalarının aşamaları, okul öncesi eğitimin amaçları ve ilkeleri ve bu amaç ve ilkeler doğrultusunda drama etkinliklerini planlarken ve uygularken dikkat edilmesi gereken durumlar üzerinde durulmaktadır. Ayrıca okul öncesi dönem çocuklarına yönelik drama, etkinliklerine ve eğitim durumlarına yer verilmektedir.
Dramanın Uygulama Aşamaları
Dramada uygulama aşamaları ısınma, oyun ve rahatlama ve değerlendirme olmak üzere üç grupta incelenebilir.
1. Isınma
Isınma çalışmaları oyuna katılma isteğini artırmakta, grubun birbirine, oyunlara, dramaya ısınmasını ve rahatlamasını sağlamaktadır. Bedensel ve düşünsel hazırlanmaya yönelik etkinliklerden oluşan ısınma çalışmaları katılımcıları doğaçlama yapmaya hazırlamaktadır (Öztürk, 1999:77; Ömeroğlu Turan ve Can Yaşar, 1999b:95; Okvuran, 2001:23).
Çeşitli yöntemlerle duyuları kullanma, gözlem yetisini geliştirme, bedensel ve dokunsal çalışmaların yapılması, tanışma, etkileşim kurma, güven kazanma ve uyum gibi özellikleri katılımcılara kazandıran, bedenini ve beynini duyumsama ile ilgili çalışmaların yapıldığı aşamadır (San, 1996:154; Üstündağ, 2000:39; San, 2001:86).
Isınma çalışmaları kendini tanıma, diğer bireyleri tanıma, iletişim kurma, ikili iletişimden daha çok kişili iletişim ve etkileşime geçme, grup dinamiğinin doğması, anıların anlatılması, öykü anlatma gibi sözellendirme ve etkileşim çalışmaları, oyun aşamasına geçme biçiminde ilerlemektedir (San, 1996:155). Isınma çalışmalarında yürüme, koşma, zıplama, çekme, itme, dönme, yuvarlanma, hayvan taklitleri ve yürüyüşleri farklı zeminlerde yürüme, kukla gibi ya da robot gibi hareket etme gibi aktivitelere yer verilebilir. Yapılan ısınma çalışmalar çocukların birbirleriyle daha iyi iletişim kurmalarına, içlerinden geldiği gibi doğal davranmalarına yardımcı olmaktadır (Aral vd. 2000:46).
2. Oyun / Doğaçlama / vb
Bu çalışmada belirlenmiş bazı kurallar vardır. Bu kurallar çocukların çalışmalarını sınırlandırıcı, çocukları kısıtlayıcı özellikte değildir. Belirlenen kurallar içinde çocuklar özgürce oyun kurmaktadırlar. Bu aşamada pantomim, rol oynama, doğaçlama, hikaye oluşturma, dramatizasyon gibi etkinliklerden biri ya da bir kaçına birden yer verilebilir. Çocukların yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini ön plana çıktığı bir aşamadır. (Aral vd. 2000:46-47).
Ömeroğlu, Turan ve Can Yaşar (1999b)’a göre pantomim, çocukların sözcükleri kullanmadan vücut ve yüz ifadeleri ile gereksinimlerini, yaşadıkları olayları ya da onların yaşantılarında olan bir çok günlük etkinlikleri canlandırmalarıdır (98). Rol oynama, başka birilerinin rolüne girme ve oynama anlamına gelmektedir. Çocuklar oynadıkları karakterlerin özelliklerini ve duygularını canlandırmaktadırlar. Doğaçlamalarda anında yaratma söz konusudur. Çocuklar bu yolla belli bir konuyu irdelemekte, oynamakta, yeniden gözden geçirmekte, rolleri değiştirmekte, edinilmiş bilgileri yeniden yaşama geçirmektedirler. Doğaçlamalarda çeşitli kuklalar, resimler, maskeler kullanılabilir (Ömeroğlu Turan ve Can Yaşar 1999b:99). Doğaçlamalar, daha az kesin olarak belirlenmiş bir süreç olup saptanan bir konu ya da temadan yola çıkılmakta ya da belirlenen bir amaca doğru belli aşamalarla yol alınmaktadır. Bireysel ve grup yaratıcılığının ön plana çıktığı bir aşamadır (San, 1996:155; San, 2001:86). Doğaçlama, herhangi bir metne bağlı olmadan, içten geldiği gibi ve aniden gelişen durum olarak ifade edilmektedir. Daha az kesin olan bir süreçtir. Bireylerin kendilerini rahatça ortaya koyması, bireysel olarak keyif alması söz konusudur Doğaçlamalar drama çalışmalarının bel kemiğini oluşturmaktadır (Üstündağ, 1998:32). Masal, öykü, şiir, tablo, fotoğraf, bir hayal durumundan yola çıkılarak doğaçlamalar yapılabilir. Hikaye oluşturmada, çocuklar yarım kalan bir hikayeyi tamamlayabilir ya da kendileri bir hikaye oluşturabilirler. Hikaye oluştururken fotoğraf, kukla, maske kullanılabilir. Sonra da oluşturulan hikayelerin canlandırmaları yapılabilir. Dramatizasyonda önce hikaye ya da masal okunmakta, sonra çocuklar bunları canlandırmaktadırlar.
3. Rahatlama ve Değerlendirme
Rahatlama bedensel ve zihinsel olarak gerçekleşir. Rahatlamayı kolaylaştırmak için dinlendirici bir ortam, uygun bir müzik ve sakinleştirici sözel yönergeler kullanılabilir. Bu çalışmada çocuğa olayın tamamlandığını hissettirmek ve rahatlatmak söz konusudur (Aral vd. 2000:47). Aşamalardan bir ya da birkaçından sonra değerlendirmeye yer verilmelidir. Lider “neler yaşadınız?‿, “neler hissettiniz?‿, “nerede zorluk çektiniz?‿, “daha başka neler yapılabilir?‿ gibi sorunlarla tartışmayı başlatabilir (San, 1996:155; Aral vd., 2000:47). Okul öncesi dönem çocuklarına uygun drama etkinliklerine makale sonunda yer verilmiştir. Bu etkinliklerden Örnek 1 ve Örnek 3 uygulanmıştır.
Okul Öncesi Eğitimin Amaçları ve Temel İlkeleri
Drama etkinliklerini planlarken ve uygularken okul öncesi eğitimin amaçları ve ilkelerinin dikkate alınması gerekmektedir. Okul öncesi dönem gelişim açısından oldukça önemli bir dönemdir. Çocukların bu dönemdeki öğrenme hızı çok yüksektir. Her yaş grubunun genel gelişim özellikleri olmakla birlikte her bir çocuk arasında bireysel farklılıkların olduğu unutulmamalıdır.
Okul öncesi eğitimin amaçları; çocukların bedensel, zihinsel ve duygusal gelişimlerini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak, çocukları ilköğretime hazırlamak, olumsuz çevre koşullarından ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetiştirme ortamı yaratmak, çocukların Türkçe’yi güzel ve doğru konuşmalarını sağlamaktır (Milli Eğitim Bakanlığı, 2002:
.
Okul öncesi eğitimin ilkeleri; eğitimde çocuğun ve ailenin etkin katılımını sağlamak gerekmektedir. Çocuğa verilen eğitim, onun gereksinimlerine uygun olmak zorundadır. Çocukların gereksinimlerini karşılamak amacıyla demokratik eğitim anlayışına uygun eğitim ortamları hazırlanmalıdır. Etkinlikler düzenlenirken çocukların ilgi ve gereksinimleri, okulun ve çevrenin olanakları dikkate alınmalıdır. Çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarına önem verilmelidir. Eğitime çocukların bildiklerinden başlanmalıdır. Çocukların deneyerek öğrenmesine olanak tanınmalıdır. Oyun çocuklar için en uygun öğrenme yöntemidir.Çocuğun, kendine saygı ve güven duyması sağlanmalı, öz denetim kazandırılmalıdır. Çocuklarla kurulan iletişimde baskı ve kısıtlamalara yer verilmemeli, kişiliğini zedeleyici şekilde davranılmamalıdır. Okul öncesi dönemde verilen eğitim ile çocukların sevgi, saygı, iş birliği, sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma davranışları geliştirilmelidir. Çocukların bağımsız davranışlar geliştirmesi desteklenmelidir. Yardıma gereksinim duyduklarında yetişkin desteği, rehberliği ve güven verici yakınlığı sağlanmalıdır. Çocuğun kendisinin ve başkasının duygularını fark etmesi desteklenmelidir. Çocukların hayal güçleri, yaratıcı ve eleştirel düşünme, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme becerileri geliştirilmelidir. Programlar hazırlanırken ailelerin ve içinde bulunulan çevrenin özellikleri dikkate alınmalıdır. Okul öncesi eğitimde çocuğun gelişimi ve okul öncesi eğitim programı düzenli olarak değerlendirilmelidir (Milli Eğitim Bakanlığı, 2002:9-10).
Drama Etkinliklerini Planlarken ve Uygularken Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar
Okul öncesi eğitimde çocukların gelişimlerini desteklemek üzerinde önemle durulmaktadır. Çocukların gelişim özelliklerinin temel alınması ile psiko-motor alan, sosyal-duygusal alan, bilişsel alan ve dil alanı, özbakım becerileri olmak üzere hedefler ve kazanılması beklenen davranışlar belirlenmiştir. Drama etkinlikleri, çocukların gelişimleri, gereksinimleri, ilgileri ve ayrıca da okul öncesi eğitimin amaç ve ilkeleri de göz önüne alınarak planlanmalı ve uygulanmalıdır.
Drama etkinliklerini planlarken ve uygularken dikkat edilmesi gereken durumlar şunlardır;
· Etkinlikler planlarken çocukların ilgilerinden, gereksinimlerinden, gelişim özelliklerinden ve yaşlarından yola çıkılmalıdır.
· Öncelikle hedef ve kazanılması beklenen davranışlar belirlenmelidir. Daha sonra bu hedefler ve kazanılması beklenen davranışlara ulaşabilmek için drama planı yapılmalıdır. Hedef alanları belirlenirken hep aynı hedef alanları ve kazanılması beklenen davranışlar seçilmemelidir. Çocukların gereksinimleri doğrultusunda bütün hedef alanlarına yer verilmelidir.
· Çocuklar içinde bulundukları yaşlardan dolayı benzer gelişim özellikleri göstermekle birlikte bireysel farklılıklara sahiptirler. Bu nedenle drama etkilikleri planlanırken bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır.
· Drama etkinlileri planlarlarken çocukların yaratıcılıkları, problem çözme becerileri, karar verme becerileri, iç disiplin kazanmaları, sorumluluk ve işbirliği duygularını geliştirmelerine önem verilmelidir.
· Drama etkiliklerine başlama yaşı ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır, farklı kaynaklarda beş yaşında ya da üç buçuk-dört yaşlarında başlanabileceği ifade edilmektedir (Ömeroğlu Turan ve Can Yaşar, 1999b:91-92; Önder, 1999:91-92). Dramada sonuç değil sürecin önemli olduğu düşünüldüğünde beş yaşından öncede drama çalışmaları yapılabilir. Ancak beş-altı yaşından küçük çocuklarla yapılan drama çalışmalarında dramanın bütün aşamalarını uygulayabilmek pek de mümkün olmamaktadır.
· Drama çalışmalarının mekanı güvenlik açısından uygun olmalıdır.
· Çalışmalar sırasında çocuklar başarısızlık duygusu yaşamamalıdırlar.
· Drama çalışmalarında kazanan ya da kaybeden olmamalıdır.
· Drama çalışmaları sırasında ortaya çıkan davranışlar ve yapılanların doğru olduğu unutulmamalıdır. Çocukların başkalarına zarara vermeyen davranışları doğru olarak kabul edilmelidir.
· İlk kim yaptı, ilk kim söyledi, en güzel kim yaptı gibi ifadeler çocukların heyecanla dramaya katılmalarını önlemektedir. Bu nedenle bu tür ifadelere yer verilmemelidir.
· Bazı çocuklar hep aynı arkadaşları ile oynamak isteyebilirler. Bazı çocuklarla ise hiç kimse oynanmak istenmeyebilir. Bu durumu ortadan kaldırmak için okul öncesi dönem çocukları için renk, hayvan vs isimleri verme gibi yöntemlerle çocukların birbirleriyle oynamaları sağlanmalıdır.
· Aile katılımına önem verilmelidir. Anne-babaların da içinde olabileceği drama etkinlikleri planlanabileceği gibi onlardan dramada kullanılabilecek bazı araç gereçlerin istenmesi gibi durumlarla aile katılımının sağlanması oldukça önemlidir (Bu makalenin sonunda Örnek 3’te verilen ve uygulanmış olan drama etkinliğinde aile katılımının güzel bir örneği görülmektedir. Bu çalışmada hem çocuklar hem de anne-babaların büyük bir keyif aldıkları gözlenmiştir).
· Çocuklarla çalışırken basitten zora doğru bir yol izlenmelidir. Önce pantomim, rol oynama, dramatizasyon daha sonra doğaçlama şeklinde bir ilerleme olabilir. İlk defa drama etkinliği yapılan çocuklarla başlangıçta dramanın aşamalarının hepsi gerçekleşemeyebilir. Süreç içinde aşamalarda ilerlemeler sağlanabilir.
· Drama etkinliği sırasında somut malzemeler kullanılmalıdır, böylece çocukların etkinliğe daha kolay katılmaları sağlanır.
· Drama çalışmalarından sonra mutlaka bir değerlendirme yapılmalıdır. Lider değerlendirmeyi çocuklar, plan ve kendisi açısından yapmalıdır. Yapılan bu değerlendirmeler daha sonra yapılacak olan drama etkinliklerinin planlanmasında ve uygulanmasında yardımcı olacaktır.
Sonuç
Okul öncesi eğitimin önemi giderek daha da artmaktadır. Çok yetersiz olmakla birlikte üç-altı yaşlarındaki çocuklar okul öncesi eğitim fırsatından yararlanmaktadır. Okul öncesi eğitim programları içerisinde de drama etkinliklerine yer verilmektedir. Drama etkinlikleri ile çocukların gelişimleri desteklenmekte, hoş zaman geçirmeleri sağlanmaktadır. Ancak bu dönem çocuklarının özelliklerini ve okul öncesi eğitimi bilmeyen kişilerin çocuklarla yapacakları drama çalışmaları çocukların gelişimlerini desteklemek yerine onlara zarar verebilir. Bu çalışmada okul öncesinde drama etkinlilerini planlarken ve uygularken nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Ayrıca 60-72 aylık çocuklara göre yapılmış drama etkinliklerinde yer verilmiştir. Ancak okul öncesi dönemde drama lideri olarak çalışabilmek için burada verilen bilgiler yeterli değildir. Bu nedenle okul öncesi dönem çocukları ile çalışan drama liderlerinin okul öncesi dönemin önemi, çocukların içinde bulundukları gelişim döneminin özellikleri, nelere dikkat edilmesi gerektiği, etkinliklerinin nasıl planlanacağı ve uygulanması sırasında nelere dikkat edileceği konularında kendini yetiştirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yapılan drama çalışmaları çocuklara yarar sağlamak yerine onlara zarar verebileceği unutulmamalıdır.
Örnek Drama Etkinlikleri
Örnek 1
Yaş Grubu: 60-72 Aylık Çocuklar
Hedefler: Psikomotor Alan
Hedef 1. Bedensel koordinasyon gerektiren hareketleri yapabilme
Kazanılması Beklenen Davranışlar:
3. Sözel yönergelere uygun olarak yürüme (yavaş, hızlı, taklit yürüyüşleri vb)
Sosyal-Duygusal Alan
Hedef 4. Başkalarının duygularını fark edebilme
Kazanılması Beklenen Davranışlar:
Başkalarının duygularını ifade etme, mutluluk ve sıkıntılarını paylaşma
Hedef 6. Başkalarıyla ilişkilerini yönetebilme
Kazanılması Beklenen Davranışlar:
2. Grupta sorumluluk almaya istekli olma
Bilişsel Alan ve Dil Alanı
Hedef 1. Gözlem yapabilme
Kazanılması Beklenen Davranışlar:
1. Değişik durumlarda gözlemlediklerini söyleme (boyut, renk, biçim, işlev, vb)
Hedef 2. Verilen nesne, durum, olay, sayı ya da öğeleri hatırlayabilme
Kazanılması Beklenen Davranışlar:
2. Verilen nesnelerin içinden eksilen ya da eklenen bir nesnenin adını söyleme
Araçlar: “Kırmızı Fili Gördünüz mü? adlı hikaye kitabı, renkli kurdeleler
Isınma
Lider çocuklara “çocuklar şimdi el ele tutuşup kocaman bir halka olalım der. Halka olunduktan sonra yere oturulur. Lider “çocuklar ben sizlerin adını bilmiyorum, siz de benim adımı bilmiyorsunuz. Şimdi sizlerle hem oyun oynayalım hem de adlarımızı öğrenelim. Adımızı, kaç defada söylüyorsak elimizi birbirine o kadar vurarak söyleyeceğiz. Örneğin, benim adım Ay-sel, kaç defada söylüyorum, iki defada, o zaman adımı söylerken iki defa elimi çırpacağım. Önce ben yapayım, sonra hep birlikte yapalım yönergesini verir. Bütün çocuklar için tekrarlanır. Ortaya değişik renklerde kurdeleler konur (az sayıyla başlanır, sayı artırılır). Lider çocuklara “şimdi biri dışarı çıkacak biz de bu kurdelelerden birini alacağız, arkadaşımız geldiğinde eksik olan renkteki kurdelenin hangisi olduğunu söyleyecek der, ilgiye göre oyun devam ettirilir.
Oyun / Doğaçlama vb.
“Kuşlar nasıl hareket eder, nasıl ses çıkarır. Şimdi hep beraber ayağa kalkıyoruz, herkes kuş oluyor, evet çok güzel kuşlar oldunuz. Şimdi de herkes kedi olsun…, balık olsun…, fil olsun…, tekrar kuş olalım… denir ve çocukların hayvan öykünmeleri yapması sağlanır. Lider Ferit Avcı’nın “Kırmızı Fili Gördünüz mü? adlı hikayesini (T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları: 1829, Çocuk Kitapları Dizisi: 167, Ankara, 1996) kitaptan çocuklara okur. Lider çocuklara “fil dışarı çıktığında nerelere gitmiş olabilir? Acaba kimlerle karşılaşmış? Dışarıda da yağmur yağıyormuş, acaba dışarıda neler yaşamış? Eve döndüğünde üzgündü ve yorgundu, neden üzülmüş olabilir? Üzülmemesi için file neler söyleyebiliriz? gibi sorular yöneltir. Alınan yanıtlar doğrultusunda öykünün devamı oluşturulur. Lider “çocuklar şimdi biz bu filin başına gelenleri oynayalım, verdiğim kurdeleye göre de hangi hayvan olacağımıza karar verelim. Filin rengi, kuşun rengi, farenin rengi, kedinin rengi, zürafanın rengi, balinanın rengi ne olsun (çocuklardan yeni kahramanlar da gelebilir, onlar da oyuna dahil edilir) der. Renkler belirlendikten sonra değişik renklerde kurdeleler çocuklara verilir, bileklerine bağlanır. “Şimdi omzuna dokunduğum kendisinde hangi rengin olduğunu ve hangi hayvan olduğunu söyleyecek. Evet şimdi filin başından geçenleri oynayabiliriz. Bu sırada, minder, sandalye ve benzerlerinden yararlanılarak filin yaşadığı ev, odadaki hayvanların olduğu çerçeve çocuklarla birlikte düzenlenir. Çocukların hikayeyi tamamlamalarına göre ortamda başka düzenlemeler de yapılabilir. Çocukların hepsi (yani her bir hayvan) çerçeve içindeki yerlerini alırlar ve doğaçlamaya geçilir.
Değerlendirme
Doğaçlamalar bittikten sonra çocuklarla halka şeklinde oturulur. Lider çocuklara “neleri beğendiniz, beğenmediğiniz şeyler oldu mu? gibi sorular yöneltir. Doğaçlamada sırasında ortaya çıkanlara göre sorular çeşitlendirilebilir.
*Bu etkinlik Oluşum Tiyatrosu ve Drama Atölyesi’nde uygulanmıştır.