Gönderen Konu: NECİP BEYLE SANAT SOHBET / ÇOCUK I  (Okunma sayısı 5305 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ...:::£sra:::...

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.764
  • Karizma Puanı: 2742
NECİP BEYLE SANAT SOHBET / ÇOCUK I
« : 23 Ocak 2008, 19:27:52 »





5’ten 15’e ve ötesi

Çocuk annesinden babasından ne görürse onu yapar. Boşuna ağaç yaşken eğilir dememişler. Çocuğun okumak gibi sanata özellikle resime ilgisi de otomatikman oluşmaz fakat küçük nedenler ilgilerinin veya tepkilerinin uyanmasına neden olabilir, dolayısıyla çocuğa annesi, eğitmeni başta olmak üzere yakınındakilerin sanatı nasıl tarif ettiği veya etmediği ciddi önem taşır. Şüphesiz kendi bilmeyen gösteremez, öğretemez sonuçta “bir milletin hayat damarlarından biri” hep eksik kalır.

Çocuk resimli kitapları karıştırmaya başladığında renk ve çizgi dünyasına girer, zevkle sayfaları çevirir, bununla beraber bir sanat eseri önünde, anlayabileceği bir dille olmak koşuluyla, dialog başlayabilmesi için, çocuğun kelime bilgisinin yeterli düzeyde olması gerekir ki bu da genelde 5 yaş demektir.

5 ile 7 yaş arası bir dönem,

8 ile 10 yaş arası bir dönem,

11-15 yaş arası bir dönemdir, bu yaşa kadar etapları yumuşak ve keyif alarak aşmış bir çocuk artık gençliğinde ve erişkinliğinde kültür ve sanatı yaşamının çok renkli ve kaliteli bir zenginliği olarak elde etmiş ve artık bir resimi okuyabilme yeteneğini kazanmış demektir. Fotografa, resime kızılmaz, sadece nereden gelinmiş, nerede bulunuluyor ve nereye gidiliyor tesbit edilir, yoluna daha sağlam devam edilir.

Sizler farklı olsunlar diye düşünüp tatil günlerinde büyük bir iyiniyetle çocuklarınızı, çok seveceksin, çok güzel diyerek müze, sergi gezmeye götürmek isteyebilirsiniz ama ilgilerini kolaylıkla uyandıramayacağınız, onların daha canlı ve hareketli olduğunu düşündükleri sinema, internet kafe, bilgisayar oyunlarını tercih edecekleri de bir vakıadır.

Aslına bakarsanız
belki aynı tepkiyi siz de vermektesiniz. Belki siz de dostlar alışverişte görsün diye müzeye, sergiye ilk götürüldüğünüzde anlamadığınız için sıkılmıştınız. Büyüdüğünüzde de yurt dışı turistik gezilerinizde, eve döndüğünüzde sadece alışveriş yapmış dememeleri için, belki ayağınız sürüye sürüye Louvre Müzesine, British Museum’a girdiniz, bu önemlidir, şu önemlidir diyerek hangi yapıtların önüne götürüldüyseniz birer hatıra fotografı çektirdiniz.

Dikkat bu tür anılar bulaşıcıdır, çocuğa da geçer. Tabii tam tersi de olabilir ki buradaki konumuz da işte çocuğunuzda bu ilgi, sevgi, bilinç ve keyifin oluşması için istiyorsanız neler yapabileceğinizdir. Gerçekten gördüklerinizden derin etkilenme içine girmişseniz, kendinize nedenini sormuşsunuzdur, sormadıysanız şimdi sormaya başlayın, muhakkak güçlü bir nedeni vardır işte o neden gerçek ve güçlü sanatçının sizde uyandırmak istediği ve bunu ne denli başarıyla yapabildiğidir, hiçbir nedeni bulmak için vakit geç değildir, belki de sizin için o vaktin vadesi şimdi gelmiştir, Bazen bir eserdeki bir detay, bir mesaj insan belleğine yapışır kalır, her hatırlandığında tekrar tekrar ders veya keyif verir. Aslında dikkatinizi çeken, size ulaşan veya sizin ulaşabildiğiniz basit, yalın görünen bir yer, bir renk tonu, bir his, bir sergi, bir gazete veya kitaptaki sözcük veya bir tablodaki, heykeldeki hatta yerdeki halıdaki bir detaydır.
Sanat sevgisi işte tam bu noktadan başlar.


Çocuğunuza çekinmeden beğendiğiniz, beğenmediğiniz, sizi etkileyen, güldüren, üzen, keyiflendiren sanat yapıtlarını işaret edin. Büyük bir olasılıkla nedenini merak edecektir ve neden bu kadar etkilendiğinizi size soracaktır, siz de ne düşünüyorsanız açıkça söyleyin, fikrini sorun, göreceksiniz o da size fikri sorulduğu için kendi sözcükleriyle görüşünü aktaracak, bazen abartacak, bazen anlamamış olacak fakat düşünecek ve sizinle dialoğa girecek, bırakın rahatça kendini ifade etsin, belki de daha önce kendisini artı veya eksi etkileyen bir olayı, anıyı fırsat bulduğu için şimdi size gösterdiğiniz yapıtı araç olarak kullanıp açıklayacaktır, siz de biliyorsunuz ki anne-baba olarak siz çocuğa güveni ve konforu temsil ediyorsunuz. Özellikle monolog içine girmeyin, sizinle konuşmak, size kendisini göstermek isteyen odur. Çocuğun istediği çok bildiğini her fırsatta göstermeye çalışan bir “büyük” değil kendisi ile oynayan, sohbet eden, benzer dili konuşabilen “büyük” tür. Bırakın sergi salonunda serbestçe dolaşsın ve ilgisini çekenin önünde dursun, yanına yaklaşın, siz de ilgilenin ve ne gördüğünü sorun, resim onunla konuşmaya başlamıştır ve çocuk sizinle sanat üzerine yapacağı keyifli sohbetin hareket noktasını bulmuştur.
Onun istediği sanat tarihi konferansı değildir sadece oyundur, keyiftir. Bu keyif iyi işlenirse ileride ciddi maddi-manevi tatmine dönüşecektir.

Zevkli ve yararlı bir sergi-müze gezisi için önemsiz gibi görülen fakat dikkat edilmesi ve yapılmaması gereken davranışlar:


Şüphesiz güneşli, sıcak günlerde tablo görmek için kapalı yere girmekten farklı şeyler yapmayı düşünürüz ama hava soğuk, yağmurlu olduğunda hadi bugün tam da müzeye, sergiye gidilecek gün demekten kaçının çünkü bu söylem çocuğun belleğine yapacak hiçbir şey kalmadığında sanatla ilgilenilir inancını yerleştirir. Bir tabloyu keyifli ve ışıklı bir günde izlemeyi, gri bulutların hâkim olduğu, palto, pardösü, şemsiyenizi nereye bırakacağınızı bilemeyeceğiniz bir günde izlemeye yeğlerim. Şüphesiz bir sergiyi gezmek için havanın nasıl olduğu sanatı seven amatör veya profesyonele fark etmez fakat bir çocuğu etkiler.

Daha gelmedik mi ?


Çocukların bir yere gidilirken sarf ettiği bu soru da anne-babalarca iyi bilinir. Eğer çocuklarla gidilecek sergi veya müze uzaktaysa yola çıkmayın daha iyi. Sıkıcı, uzun bir yolculuktan sonra bir de bilet kuyruğunda bekleyecek, sergi ve müze salonlarında yürüyecek olan çocuk için o gün anılarda pek de güzel yer etmeyecektir. Diyelim ki gittiniz, en azından kuyruğa girmeden ve salona girdikten sonra kafe, kafeterya benzeri bir yerde ailece dinlenin, enerji toplayın.

Sergide, müzede çocukla uzun süre kalmayın
Hepsini aynı günde görmeniz maratona dönüşmesin, az olsun keyifli olsun ki tekrar gelmek istesin. Zaten gezerken bağırma, çağırma, konuşma, elleme, kayma, oturma, onu kısıtlayıcı o kadar çok emir var ki. Koridorlarda hızlı hızlı bir saat yürümek yerine önemli eserlerin karşısındaki banka oturup izlemeniz ona da benzerini yaptıracak, neye bakıyor, ne görüyor diye meraklanacaktır, az eser görün, sorun değil, esas olan kalitedir, miktar değil.

Bir müze-sergi nasıl gezilir, girişten önce çocuğa anlatmakta büyük fayda vardır


Neden yüksek sesle konuşulmaz, diğer izleyenleri rahatsız etmemek için, bizim serbest alanımızın sınırı başkalarının serbest alanlarının sınırına kadardır….(işte müze gezdirirken çocuğa demokrasinin temel kuralını öğrettiniz, farkına varmadı ama belki de tüm yaşamı boyu sürecek çok değerli bir hediyeyi ona bu vesileyle verdiniz), sanat eserleri ellenmez, korunabilmeleri, güzellikleri bozulmasın, eldeki mikroorganizmalar bulaşmasın, tırnaklarımız çizmesin diye, neden flaşla fotograf çekilmez, neden bir çok müzede fotograf makineleri vestiyere bırakılır, çünkü sürekli flaş ışığına hedef olan tablo yüzeyinde zamanla yanıklar oluşabilir (işte çocuğa yine toplum yararına zarar vermemeyi, bencil olmamayı, topluma mâl olmuş değerleri birlikte koruma güdüsünü aşıladınız) ..gibi gibi bilgileri sizden duymasında yarar vardır. Bu eserlerin çoğu depreme, yangına, yağmaya, bombaya, kötü muameleye maruz kalmış olmasına rağmen bugüne gelebilmişler ise sevenler sayesindedir, çocuğunuz ve siz de o güzel insanlardansınız (aidiyet bilinci).

Çocuğunuzun boyunu hesaba katın.


O küçük olduğu için yapıtlara sizin baktığınız açıdan bakamaz, aşağıdan bakar, bu da onda yapıtı sizin gördüğünüzden daha devasa görme izlenimini uyandırır ama bazen da sizden daha şanslıdır çünkü onun baktığı açıdan gördüğünü siz baktığınız açıdan görememiş olabilirsiniz. Sanat eserleri vücuda getirilirken sanatçısı tarafından matematiksel hesaplar da yapılır, izleyicinin muhtemel bakış noktası ve açısına göre perspektif çalışması yapar, öne çıkarmak, arka plana almak istediği mesajları, şekilleri, renkleri bilinçli bir yöntemle esere aktarır.

Yön bulma oyunu


İşte çocuklara müze gezmeyi bir oyun haline getirecek fırsat. Girişte müze planı alırsınız, görmek istediğiniz yapıtları işaretlersiniz sonra da çocuğunuzdan define arama oyunu gibi sizi defineye onun götürmesini istersiniz. Böylece çocuğun yön bulma yetisini geliştirirsiniz. Eserler nasıl yerleştirilmiş, dönemlere göre mi, akımlara göre mi, sanatçılara göre mi, milliyetlere göre mi, farkına varmadan program yapmayı, programlı çalışmayı, düzeni görür. Eserleri ararken tabelaları, etiketleri okur, araştırır, kelime bilgisi gelişir.

Tekrar
Bildiğiniz gibi çocuklar ve gençler sevdikleri bir müzik parçasını veya filmi yüzlerce kez arka arkaya izleyebilirler, bu bilinenle tanınanla ne kadar uzun süre birlikte olunursa hissedilen konfor o denli uzarın ifadesidir. Anne karnının sıcaklığını asla unutmayan çocuk ellisine de gelse fırsat bulduğunda anne göğsüne başını koyar, o tanıdık rahatlığı, sıcaklığı beyin algılar, güvene, huzura bağlar. Aynısını çocuklarla tekrar gideceğiniz müzede de
yaparsınız, bildiği eseri gidip bulacak ve eski bir dost yanında kendini rahatlamış bulacak, gururla anı kayıda geçirmek isteyecektir.

Çıkışta kartpostal, hediyelik eşya, kalem, silgi, çanta, kaşkol, şemsiye, bloknot, pazıl vs alın ki eve ganimetle dönsün, odasının duvarlarına assın, koleksiyonculuğa başlaması için vesile olsun, güzeli tanısın ki çirkinden ayırd edebilsin, okulda arkadaşlarına sükse yapsın, insanlarda imrenme duygusu ciddi bir motivasyon aracıdır, böylece çocuğunuz arkadaşlarını da müzeye, sanata çekmiş olur, hem ülkeye, hem insanlığa yararı olur.

çok çalışmak zamanı

Çevrimdışı elfuu

  • Tecrübeli
  • ***
  • İleti: 406
  • Karizma Puanı: 97
Ynt: NECİP BEYLE SANAT SOHBET / ÇOCUK I
« Yanıtla #1 : 17 Ekim 2008, 10:10:06 »
esra hocam bu güzel paylaşım için çok teşekkür ederiz. +1

Çevrimdışı ...:::£sra:::...

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.764
  • Karizma Puanı: 2742
Ynt: NECİP BEYLE SANAT SOHBET / ÇOCUK I
« Yanıtla #2 : 06 Aralık 2008, 09:58:53 »
ben teşekkür ederim elfuu öğretmenim konuya ilginize
çok çalışmak zamanı