Uşak Seccadeleri
16. yüzyıl Uşak halıları yanında önemli bir yer alan Uşak seccadeleri, kalın yünü, sağlam düğümü, uzun havları ve parlak renkleri ile diğer seccade gruplarından ayrılır. Bölgeler içinde çeşitli tipleriyle 19. yüzyıl sonuna kadar en uzun devreyi kaplayan bu seccadeler, genellikle kareye yakın büyük boyda, kırmızı yün iplikten argaç ve arışlarla Gördes düğümlü olup, saçakları uzundur, bazen ipek saçak kullanılmıştır.
Berlin Müzesi'ndeki iri bulut motifli meşhur Uşak seccadesi, prensip olarak iç içe iki nişli seccadeler grubuna bağlanmaktadır. Bu bakımdan Uşak seccadelerinin en erken örneği olarak 16. yüzyılın ilk çeyreğine girmekte, madalyonlu ve yıldızlı Uşak halılarının başına geçmektedir.
Koyu mavi zemin üzerinde altta açık mavi renkte, bütün alt kenarı dolduran çok büyük bir bulut motifinin çevrelediği kırmızı zeminli niş ile, üstte ince beyaz konturlarla belirlenen şematik büyük palmetle sınırlanan halı zeminin meydana getirdiği niş, iç içe mihraplı seccade şemasını çizmektedir. Kırmızı zeminli köşe dolguları şematik iri Rûmilerle doldurulmuştur. Halının arada kalan koyu mavi zemini de bulut motifleri, madalyonlar, stilize çiçek, yaprak ve dallarla doldurulmuştur.
Bundan sonra en sık görülen grup, iki uçta tekrarlanan mihraplarla, çift mihraplı seccadelerdir. Bunların ortasına bir madalyon motifi yerleştirilmiştir. Bu çeşit seccadeler müzelerde ve özel koleksiyonlarda çok bulunup, 16. yüzyıl ortalarından, 17. yüzyılın ikinci çeyreği'ne 1620'ye kadar İtalyan, Flaman ve diğer Avrupalı ressamların tablolarında da tasvir edilmiştir. Sade mihrap nişi zemini bazen bir madalyon ve kandil motifi ile süslenmiş, bazen kıvrık dallar, çiçek, yaprak, ibrik gibi dolgularla zenginleştirilmiştir. Mihrap ve bordur zemini çok defa aynı renkte olduğu gibi, değişik renkte olanları da vardır.
Siebenbürger veya "Transylvanians" olarak tanınan seccadeler de, bazıları Anadolu' nun çeşitli merkezlerinde yapılmakla beraber, çoğunluğu Uşak grubuna girer.
Macaristan'ın, şimdi Romanya ait olan dağlık bölgesindeki küçük Protestan kiliselerinde çok sayıda bulunmuş olan bu seccadeler, dünya müze ve koleksiyonlarına dağılmıştır. Bunlar 17. yüzyıl ortalarından geriye gitmez, 18. yüzyıl sonlarında da ortadan çekilir. Zemin kırmızı, sarı ve mavi renktedir.
Beyaz zeminli halılar gibi Uşak seccadeleri de yapılmıştır. Bunlardan Chicago Art Institut koleksiyonundan bir seccadede zemin çintemani motifleriyle doldurulmuş, alınlıkta sadece üçlü pars benekleri tekrarlanmıştır. Renkli bir zemin üzerinde bulut motiflerinin alternatif sıralandığı Uşak bordürü karakteristiktir.
Münih National Museum'daki diğer bir örnekte, beyaz zeminde ince zigzag konturlu, boğumlu mihrap nişi yer almış, ayak yerleri süslü takunya motifi ile belirtilmiştir. Bordürler karşılıklı palmetler, köşe dolguları kıvrık dallar, rûmiler ve stilize çiçek motifleriyle süslenmiştir.
XVII. yüzyıldan itibaren, Osmanlı saray halılarına dayanan saf seccadeler, çeşitli örnekler halinde bol miktarda yapılmaya başlanmıştır. Bunların kıvrak konturlu mihrapları, daima yenilik arayan değişik renk ve dekorları ile çekici kompozisyonlar meydana getirmişlerdir. Mihrap zemini daima tek renkli olmakla beraber, çok defa zengin motiflerle doldurulmuş, üstüne asılı bir kandil, ayak yerlerine de işlemeli takunya motifleri yerleştirilmiştir.
Natüralist bir çiçek ve yaprak dekoru, bütün Osmanlı sanatında görüldüğü gibi bu seccadelerde de hâkim olmuştur. Bahar açmış erik dalları, lale, karanfil, gül ve sümbüller çiçekli bir bahçede namaz kılıyormuş gibi bir his uyandırır.
İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde bunların, yıpranmış olmakla beraber, çok güzel örnekleri vardır.
16. Yüzyıl Saray Seccadeleri
XVI. yüzyıl ortalarından itibaren saray için lüks olarak yapılan Osmanlı Saray halıları grubundan seccadeler, yüksek sanat kuvveti ve kompozisyonları, teknik ve malzeme bakımından en başarılı ve tatmin edici şekilleri meydana getirmişlerdir. Kıvrak konturlu mihraplarının içi bazen boş ve tek renkli, bazen de natüralist yaprak ve çiçeklerden bir dekorla doldurulmuştur. Zengin renkli motifler, Osmanlı süsleme sanatının diğer kollarındakilerinin aynıdır. Saray halılarından bazıları gibi, bu çeşit seccadelerin 16. yüzyıl sonunda ve 17. yüzyıl'da İstanbul, Edirne, Bursa tezgâhlarında yapıldığı kabul edilir. Mihrap nişi tek renkli olanlar en çok göz dolduranlardır. Saray seccadeleri'nin genellikle argaç ve arışları ipek, düğümleri de yün ve pamuk ipliktendir. Uşak seccade'leri ve daha sonra Gördes seccadeleri, bunların kompozisyonlarını devam ettirirler. Mihrap sütunları, mihrap içindeki çiçek dolguları ve kandil motifleri gibi bordürlerin natüralist çiçekli motifleri de aynıdır. Saray halılarının zemininden alınan kesitler, seccadelerin iç dolgusu olarak kullanılmıştır.
Yeşil mihrap zemini ile böyle bir seccade, İstanbul işi diye Sultanahmet Camii'ne vakfedilmiş, sonradan oradan alınıp aynı isimle envantere kaydedilerek İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ne mal edilmiştir. Bunun argaç ve arışları ipekten, yeşil, kırmızı, sarı ve kahve renkler çok ince yumuşak parlak yünden, beyaz ve açık mavi renkler pamuktan yapılmıştır. Çok yıpranmış olan seccadenin, ortadan bir parçası eksik olup öylece dikilmiştir. Bunun çok iyi durumda bir eşi, Berlin İslam Sanatı Müzesi'nde bulunmaktadır ve 1610 tarihini taşır.
İstanbul seccadesi ise, Sultanahmet Camii' nin tamamlanması tarihinde (1617), mihrabın önüne konulmak üzere buraya vakfedilmiş olmalıdır. Sultan Ahmet 'in seccadesi diye tanınan ve belki de camiinin hünkâr mahfiline konulmak üzere yapılmış diğer bir seccade, halen Topkapı Sarayı'nda hazine depo'sunda bulunmaktadır. Bu seccadenin fıstıki renk mihrap nişinin ortasında koyu kırmızı sivri oval bir madalyon dolgusu vardır. Köşe dolguları krem rengi bir zemin üzerine firuze kıvrık dal ve Rûmiler den meydana gelmiştir. Bordur, bu tip seccadelerin klasik bordürlerine benziyor.
Bunların yünü o kadar incedir ki, ilk bakışta ipek intibaını uyandırır. Türk ve İslam Eser'leri Müzesi'nde Kabe motifli kahverengi bir seccade, Osmanlı saray halılarının 18. yüzyıl ortalarına kadar devam ettiğini açıkça gösterir. Bu halının mihrap nişi üç kemer ve ikisi bordürle kesilmiş olan dört sütunla üç bölüme ayrılmıştır. Kabe motifi ortadaki koyu yeşil bölümde kemerin içine yerleştirilmiştir. Mihrap kemerine asılı kandiller, K motifi, yıldızlar ve sütun başlıkları gibi bazı kısımlarda gümüş sırma kullanılmış ve bunlar aşındığından, alt'tan arış ve argaçlar meydana çıkmıştır.
Herhalde istenildiği zaman veya sipariş verilince İstanbul'da ve Bursa'da özel tezgâhlar da bu kalitede halı veya seccade yapılmış olması akla yakın gelmektedir. Her defasında yeni örneklerin Kahire'ye gönderilmiş olması'nı kabul etmek biraz güçtür. Sonra Kahire'de bu halılar bu kadar uzun zaman yapılmış olsa idi, orada bir iz bırakması gerekirdi. Halbuki Osmanlı Saray halıları geleneği Anadolu'da ve İstanbul'da günümüze kadar yaşamaya devam etmiştir.
Örnekleri mütemadiyen değişiklik gösteren ve zenginleşen Osmanlı saray halılarının geleneği, İzmir işi denilen seccadelerle, 1844'te kurulan Hereke tezgâhlarından yapılan seccadelerde günümüze kadar yaşamaya devam etmiştir.
Gördes Seccadeleri
Türk düğümüne adını veren Gördes'in seccadeleri Osmanlı saray halılarından geliştirilmiş olup, en zengin grubu meydana getirmektedir. Kıvrak konturlu mihrap kemeri yük'sek ve ince kademelidir. Kaliteleri çok yüksektir, iyi cins parlak yünden sık düğümlüdür (10 cm2'de 3600, 60 x 60), havları kısadır. Argaçlar çift bükümlü yün, arışlar tek bükümlü yün veya pamuktur. Mihrap zemini lacivert, mavi, kırmızı veya yeşil olur. Lacivert olanlar çok kıymetlidir. Mihrabı beyaz zeminli Gördes seccadeleri pek nadir bulunur. Belki de mihrap şamdanlarını sembolize eden stilize çiçekli birer marpuç iki yanda yer alır. Hepsinde ince bir şeritle orta zeminden ayrılan ayetlik ve tabanlık daima vardır. Canlı ve zengin kırmızı, yeşil, sarı, mavi, beyaz renklerin açık ve koyu tonları çok kullanılmıştır. Bitki motifleri geometrik bir düzenle sıralanır.
Marpuçlu Gördes'ler, Osmanlı saray halıları üslubunu devam ettirir. Mihrap kemeri yüksek, yuvarlak ve boğumlu veya ince basamaklı üçgen şeklindedir. İnce çizgiler halindeki mihrap nişinin kenarları ince dişli zigzaglarla çevrili olup, içinden çok defa sümbüller veya küçük çiçekler sarkar. Tepesinde çok seyrek olarak alem vardır, iki yanda uzanan marpuçların içi baklava dolgulu olup, stilize lotuslu düz çubuklar veya uçları ibrikle biten stilize çiçekler halindedir.
Altta ve üstte iki mihraplı Gördes'ler, belki de gelinlik, çeyiz olarak hazırlandığından bun'lara Kız Gördes denir. Renkleri krem, kırmızı veya mavi, yünleri de kısa ve donuktur.
Kula Seccadeleri
Argaçlar, kırmızı beyaz çift bükümlü; arışlar, tek bükümlü beyaz yün veya pamuk ipliktir. Gördese yakın olduğu için aralarında benzerlik vardır. Kula seccadelerinde mihrap daha sadedir, üçgen şeklinde düz veya ince kademelidir. Küçük çiçekli bir şerit mihrap nişini çizer. Üstte yatık dikdörtgen ayetlik vardır. Mihrap zemini yumuşak kırmızıdır, sarı, lacivert, beyaz olanlar da vardır. İçinde stilize çiçekler, ortadan inen ters vazolar görülür, iç kenarlardan küçük karanfiller sarkar, küçük çiçekler kandilin yerini almıştır. Kula seccadelerinin renkleri daha mattır. Kayısı ve altın sarısı, en önemli olarak kırmızı, mavi, beyaz ve seyrek olarak yeşil kullanılmıştır. Bordürler detaylı işlenmiş ince şeritler halindedir. Sayıları 10'a kadar çıkan bu şeritler, bazen hep aynı genişlikte (ortalama 2,5 cm), bazen biri esas bordur olarak daha geniş tutulmuştur.
Kula seccadelerinin en göze çarpan şekilleri, mihrap zemini manzara motifleriyle doldurulmuş olanlarıdır. Bunlarda küçük evlerle bir çeşit servi ve bir ağaçtan ibaret kompozisyon mihrap zemininin iki tarafına üst üste sıralanmıştır. Serviler arasında mezar taşları da görüldüğünden, bunlara Mezarlıklı Kula adı da verilir. Basamaklı mihrap üçgeni iki taraflıdır, ortası iri çiçeklerle bir eksen halinde belirtilmiştir.
En karakteristik Kula seccadeleri, 17. ve 18. yüzyılda yapılmıştır. 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyılda bütün Anadolu seccadelerinde bir karışma, kalite düşüklüğü, desenlerde çözülüp dağılma kendini gösterir. Bu zamanda Gördes ve Lâdik etkileri ile marpuçlu ve üç nişli Kula seccadeleri yapılmış olup, bunları Gördes'lerden ayırmak güçleşir. Kula bölgesinde saf seccade yapılmamıştır.
BURDANN ALINTIDIRRR