Kıbrıs Türk Seramik Sanatı
Neolitik Çağdan itibaren, Kıbrıs-Anadolu-Kuzey Suriye etkileşimi bilinmekte, Anadolu’dan gelen insanların beraberlerinde Kıbrıs’ta olmayan malzeme ve üretim kültürlerini de adaya getirdikleri yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır. Doğada bulunan bakır filizlerinin işlenmeden, alet olarak kullanıldığı çağ olarak bilinen ve MÖ 3500 – 2300 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Çağda, Doğu Anadolu’da yaşayıp Kirbet Kerak denilen seramiği üreten insanların da Kıbrıs’la ilişkilerde bulundukları kabul edilmektedir
[http://www.kibrisabakis.com/resim/kibris-turk-seramik-sanati/kibris-seramik-sanati2.jpg/img]]M.Ö 2300 – 1050 yıllarında (Tunç Çağı Dönemi) Anadolu ? Kıbrıs ilişkilerinde bir yoğunluk görülmektedir. Kıbrıs’ın maden kaynaklarının var olmasına karşılık bunları işleme ve kalayla bakırı karıştırmak suretiyle tunç elde etme fikrinin, Batı Anadolu’ya özgü bir işçilik olduğu araştırmacılar tarafından kabul edilmektedir.Bu çağda Anadolu’nun yanı sıra, Mısır, Sabit, Suriye, Yunanistan, Girit ve diğer Ege adaları da Kıbrıs buluntusu veren yerlerdir. Bu çağın ikinci yarısından sonra bazen Mısır hakimiyetinde, bazen de bağımsız olan adanın, 14.yy’da Hitit İmparatorluğunun hakimiyetine girdiği çeşitli kaynaklardan anlaşılmaktadır
Anadolu’da bu bölge dışında kalan Pamfilya, Kapadokya, Malatya, Alişar, Trakya ve Batı Anadolu’daki Datça, Fokoya, Mirina’da da bol miktarda Kıbrıs seramiği ele geçmiştir. Şunlardan ayrı olarak aynı devirde Anadolu’da yaşayan Frik, Hitit Ve Urartu’ların Kıbrıs’la temas kurduklarına işaret sayılan maden kalıntıları da Kıbrıs’ta bulunmuştur
Anadolu Kilikya bölgesine hakim olan Persler, Arkaik Dönem sonu ile Klasik Dönem boyunca Kıbrıs’a hakim olmuşlar ve Kıbrıs’ta bulundukları sure içerisinde varlıklarını hissettirir duruma gelmişlerdir. Kıbrıs’a ait madeni paraların Kilikya sahillerindeki Issus, Mailis, Nagidus, Pompeipolis ve Tarsus’ta da bulunmuş olması ve Kıbrıs ile Kilikya’daki madeni paraların Pers sisteminde darbedilmesi, bu iki yerdeki birliği göstermektedir M.Ö. 325 – 58 yılları arasına tarihlenen Hellenistik Devirde Kilikya’daki Tarsus şehriyle, Kıbrıs arasında temasların olduğu, Tarsus’ta bulunan seramiklerin incelenmesiyle ortaya çıkmıştır
Ada, Roma idaresine girdiği M.Ö 58 yılından M.S. 39S yılına kadar Anadolu’daki Kilikya eyaletine bağlanarak Kilikya’dan gönderilen valiler tarafından idare edilmiştir.
Salamis denizinde çıkarılan Efes şehrinin eski tanrıçası Efes Ertemis’e ait heykel de Kıbrıs ile Efes şehri arasındaki temasları perçinler niteliktedir.
Yakın Dönem Kıbrıs Türk Seramik Sanatı Evrimi
Kıbrıs’ta ilk çağlardan beri izlenmekte olan seramik sanatının yakın dönem gelişimine bakıldığında, 1962 yılında Birleşmiş Milletlerin Kıbrıs El Sanatlarını araştırma, geliştirme ve yenileme amacıyla, Türk Ve Rum halkının ortak kullanımı için yardımlar yaptığı ve bu çerçevede komiteler kurulduğa gözlenmektedir. Türk Komitesi Fikri Direkoğlu, Hikmet İbrahimler, Cahit Tilki, Şinasi Tekman ve Sema Zihni’den oluşmaktaydı
Köyler dolaşılarak el sanatlarıyla uğraşanlar teşvik edilmekte, Lefkoşa’daki Saray Otel binasının altında bir dükkan açılmış olup, el sanatları halkın satışına sunulmaktaydı. 1964 yılında Maarif Müdürü Hüsnü Feridun Bey’in gayretleri ile El Sanatları Enstitüsü kuruldu ve şimdiki Lefkoşa Kooperatif Merkez Bankası binası yanındaki binada el sanatları yapım faaliyetine geçildi. Dört kişi de Seramik, Halı, Bebek ve Ağaç işlerinde eğitilmek üzere Türkiye’ye gönderildi.
Atölye, 1987′de tekrar eğitim Bakanlığı’na devredildi ve o tarihten beri Atatürk Kız Meslek Lisesinin Seramik Atölyesi olarak konuma devam ettirmektedir Eğitim Kurumlarından, Doğu Akdeniz Üniversitesi Seramik Atelyesinde de seramik çalışmaları yapılmaktadır. Seramik alanındaki özel çalışmaları yürütenlerden, I974′de kurulmuş ve ticari anlamda çalışmalarda bulunan Dizayn 74 sayılabilir. Burada üretimde bulunan seramik sanatçıları Tomrul Tomgüsehan ve Hasan Eminağa’
[/img] kıbrıs'a bakış sitesinden alıntı