Gönderen Konu: Beyşehir Halıları  (Okunma sayısı 4218 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ...:::£sra:::...

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.764
  • Karizma Puanı: 2742
Beyşehir Halıları
« : 21 Şubat 2010, 12:03:23 »

Beyşehir Halıları

Martin'den 25 yıl sonra 1930'da R. M. Ritahl tarafından Beyşehir Eşref oğlu Camiinde, Konya'nın güneydoğusunda ve Beyşehir Gölü kıyısında böyle dört halı parçası daha bulundu. Bunlardan biri Konya halılarından birinin çok benzeri, diğer ikisi yüzyılın sonundan veya 14. yüzyılın ilk yıllarından kalmış olmalıdır. Dördüncü parça 15. yüzyıldandır, iki Selçuklu halısından biri, baklava örneğinin bir değişik şeklini gösteriyor. Hemen hemen 5 metre uzunluktaki büyük halının parçası olan diğerinde koyu mavi üzerine açık mavi olarak üsluplanmış çiçek motifleri dik bir eksen üzerinde bir sağa bir sola dönük olarak sıralanmıştır. Bunların içinden çıkan küçük bir sap üzerinde köşeli tomurcuklar sarkmaktadır. Çilerin ucu kanca biçiminde kıvrılmış olup, ayrıca sapların iki tarafında küçük yapraklar iniyor. Bütün desenler beyaz şerit halinde hır konturla çevrilidir.

Riefstahl'in Beyşehir Eşref oğlu Camii'nde bulduğu halılardan Selçuklu devrine giren iki'li, Konya Mevtana Müzesi'ndedir. 1.70 x 2.54 n. boyutlu olanı, 3 Mayıs 1932'de getirilmiş olup, koyu mavi zeminde açık mavi olarak iki tarafından çengeller çıkan baklavaların sonsuz sıralanmasını gösteriyor. Bunların ortala-da kırmızı, koyu mavi veya sarı yerleştirilen yıldızların göbeklerinde de zıt renkte kare veya baklavalardan dolgular vardır. Çengeller ırası boşluklar kırmızı, açık mavi ve sarı benekli birer baklava ile doldurulmuştur. Kırmızı zemin üzerine beyaz kufi bordürden çok küçük bir parça kalmıştır.



Bu halının iki yandan kancalı baklavalarla zemin örneği Londra'da Piccadilly'ye yakın Ceylon Tea Center'in çay kutularında amblem olarak kullanılmıştır. Doğduğu ülke olan Hindistan'da kaybolan Budizm Seylan'da yasaldır. Belki Budist bir sembol olarak Uygurlar' dan Anadolu'ya gelmiş bir motiftir diye arada bağlantı kurulabilir. Aynı motif daha sonraları 18. yüzyılda Anadolu halı ve seccadelerinde yaşatılmıştır. İnce sütunlarla ayrılmış üç mihraplı Lâdik seccadesinin bordürün de bunun karakteristik bir örneğini görüyoruz.



Çok küçük bir parça olan diğer Selçuklu halısı (0.49 x 1.16 m.), kırmızı zemin üzerine kahverengi olarak ikinci Konya halısının örneğini renk farkı ile tekrarlıyor. Oradaki sekiz köşeli çifte yıldızlardan sadece kenarlar kalmış, fakat bunları birleştiren kancalı şeritler iyice belli olmaktadır. Geniş bordur dördüncü Konya halısının esas bordürüne benzemekte, koyu kahve zemin üzerine firuze renkte iç içe sekiz köşeli çift yıldızların dört tarafından kanatlar çıkmaktadır. Ortadaki yıldız kırmızı renktedir. Dar bordürlerde kırmızı üzerine beyaz çifte kufi harflerden bozma bir motifin sıralanması görülür.

Üçüncü halı Beyşehir'den Konya'ya getirildiği zaman kayıptı ve yalnız R. M. Riefstahl' in yayınladığı resimlerinden biliniyordu. Kendisi makalesinde bunun 5 m. uzunlukta büyük halıdan kalma parça olduğunu yazıyordu ve Selçuklu çiçekli halısı olarak Sivas'ta Gök Medrese Çifte Minareli Medrese, Amasya'da Turumtay Türbesi güneybatı köşesi taş işlemeler ile desenler arasında bağlantı kurmakta idi. Ayrıca iki yandan kancalı baklavalarla diğer Beyşehir halısının da bu motifi Bizans kumaşlarından aldığını, fakat sistem olarak tamamen farklı bir zemin örnek münasebetiyle Türk karakteri kazandığını belirtmektedir. (Persian Islamic Stucco Sculptures" Art Bulletin, 1931, XIII).



Koyu mavi üzerine açık mavi olarak üsluplanmiş beyaz konturlu köşeli bir çiçek motifi dik bir eksen üzerine bir sırada sağa, bir sırada sola uzanan paralel saplarla ilk defa burada ortaya çıkıyor. Uçları kancalı çiçekler içerisinden küçük saplı, köşeli tomurcuklar sarkıyor. Geniş bordur patlıcani zemin üzerine kovu mavi olarak kufiden gelişen ve eli belinde motifleriyle zenginleştirilmiş bir kompozisyon (terkip) görülür. Dar bordürlerde kızıl kahve üzerine açık sarı çifte kufilerle tekrarlayan bir örnek vardır.

Bu kayıp halının büyük bir parçası geçen yıllarda Londra'da Edmund de Ungerin Keir koleksiyonunda meydana çıkmış ve koleksiyonun Fr. Spuhler tarafından hazırlanan Halı kataloğun da 1978'de renkli olarak yayınlanır. 207 x 185 cm. büyüklükteki bu parçaya göre halıda argaçlar beyaz ve açık kahverengi tabii yünden, arışlar kızıl kahverengi olup (28 x 26) Gördes düğümü sayılmıştır.

Riefstahl'in 1927'de Beyşehir'de bulduğu gibi, 5 metre uzunlukta olan halıdan burada yalnız 2 metresi vardır. Tanınmış Fransız koleksiyoncu diplomat, 1922-1930 arasında Türkiye'de bulunmuş olan Jean Pozzi koleksiyo'nundan gelmedir. Paris'te Hotel Drouot'da 30 Nisan 1971'de Jean Pozzi terekesi müzayede'sinde satın alınmıştır. Kuvvetle üsluplanan çiçek motifleri geometrik şekiller almıştır. Amasya eserlerine benzer bu motifler, Orta Asya tekstil örneklerine bağlanmaktadır. Koyu mavi üzerine açık mavi olarak köşeli bir çiçek motifi bir sırada sağa bir sıra'da sola uzanan paralel saplar ile ilk defa bura'da ortaya çıkıyor.



Eksik bordürlerden çizgi halinde kalan iz, zeminin genişliğini belli etmektedir ki, bu 130 cm. kadardır. Üst tarafta da dar bordürden kalan düğümler belli olmaktadır. Bordur 63 cm. zeminin yarısı kadar genişliğe varmış olup, halının tam genişliği 260 cm. kadardır. Yayın'larda açık mavi üzerine koyu mavi olarak gösterilen geniş bordur kızıl patlıcani üzerine koyu mavi olarak eli belinde motifleriyle zenginleştirilmiş bir süs kufisi, dar bordürler ise açık sarı üzerine kızıl kahverengi küçük çifte kufi harflerden bir örnek gösteriyor. Bu 5 metre olduğu tahmin edilen uzunluğun yarısına yakın bir ölçü vermektedir. Konya ve Beyşehir Selçuklu devri halılarının hiçbiri bu genişliğe varmamaktadır.

Almanya'da bir özel koleksiyonda bulunan diğer parça bunun üst yarısı olup, kolayca bir birini tamamlamaktadır. Uzun ve geniş bordürlerin çizgi halinde kalan izleri halının tamamını ortaya çıkarmaktadır. Uzun bordur yalnız bir tarafta kalmış olup, diğer uzun bordürle alt ve üst bordürler yoktur. Bu durumda halının 5 metreye varan boyu ile 260 cm. genişliği de belirlenmiş olacaktır.

Bu halının Eşref oğlu Camii'nin tamamlanma ve açılış tarihi olan 1298'den sonraya tarihlendirilmemesi için sebep yoktur. Camii için yaptırılan halının açılış tarihinde hazır olması gerekir, böylece 13. yüzyılın son yıllarına mal edilmesi uygun olur, üslûp gelişmesi de buna uygundur.
Paris'teki bu müzayededen 14 yıl kadar önce 1957'de Kurt Erdmann, Washington Textile Museum'u ziyareti sırasında müzenin direktörü kendisine satın alınmak üzere bir Selçuklu halısı teklif edildiğini ve bunu satın alacaklarını bildirerek halının bir fotoğrafını gösteriyor. Bu aslında kaybolan Beyşehir Selçuklu halısının ta kendisiydi. Müdür durumu öğrenince satın almaktan vazgeçiyor. Halıyı getiren müzeye her zaman satış yapan biri idi ve tabii halının sahiplerini açıklaması beklenemezdi. Paris satışından sonra durum aydınlanmış, dolaşık yollardan halının asıl sahibi de meydana çıkmıştır.

1960 yılı başlarında Avrupalı bir koleksiyoncu tarafından Kahire'de satın alınan Beyşehir Selçuklu halı parçası halen Oxford Ashmolean Museum'a sergilenmek üzere verilmiş olup oradan Oriental Galleries'de teşhire konulmuştur.



BURDAN ALINTIDIRRRR
çok çalışmak zamanı