Gönderen Konu: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı  (Okunma sayısı 30576 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« : 15 Eylül 2014, 10:30:54 »



Esat Akbal’ın “Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş” isimli kitabı çıktı






Esat Akbal’ın “Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş” isimli kitabı çıktı


Kitaba Ankara, Eskişehir ve İstanbul'da aşağıdaki kitabevi ve adreslerden ulaşabilirsiniz. Ayrıca diğer illerde İnternet üzerinden de alabilirsiniz:

Ankara'da;

Seçkin Yayıncılık – Kitabevi : Merkez: Sağlık Sok. No: 21 veya Şube: Strazburg Cad. No: 23

Dost Kitabevi  Şubeleri – Karanfil, Konur, Çayyolu

Turhan Kitabevi – Yüksel-Konur


Eskişehir’de;

Dost Kitabevi


İstanbul'da;

Seçkin Kitabevi – Şişli Şubesi


İnternette;

İnternet üzerinden aşağıdaki bağlantılarla da alabilirsiniz:

www.seckin.com.tr - http://www.seckin.com.tr/kitap/n/664914213/title/gorsel-sanatlar-egitimine-giris-esat-akbal.html,

www.kitapyurdu.com - http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=702776&sa=175948119,

www.insancilsahaf.com - http://insancilsahaf.com/urun.aspx?urunid=32350,



Kitap Tanıtımı
      Esat Akbal’ın 2014 yılı ortalarına kadar yapmış olduğu Görsel Sanatlar ve Eğitimi ile ilgili değişik internet siteleri ve gazetede yayınlanan yazıları ile Risale Akademi tarafından düzenlenen Sanat Çalıştaylarında sunduğu çalışmalar kitapta bir araya toplanmıştır.

     Bu kitapta yer alan çalışmalarda genel olarak sanatın, özel olarak da görsel sanatlar alanının temel bazı konularına farklı bir nazarla yaklaşılmakta, hakikati arama adına yeni sorgulamalar yapılmaktadır.

     Özellikle geçtiğimiz yüzyılda ve bu yüzyılda gittikçe etkisini gösteren ve kendi ülkemizin bir değeri olarak dünya çapında etkiye sahip olan Risale-i Nur eserlerinde yer alan sanat ve görsel sanatlarla ilgili konular batı tarzı sanat eğitimi karşısında yeniden kimliğimizi sorgulama imkanı vermektedir.
     
     Sanat insan yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır. İster ilgi duyalım ister duymayalım, ister sanatla uğraşalım ister uğraşmayalım, sanat mutlaka bizim yaşamımızın içinde yer alır.
     
     Bir film seyrederken, bir müzik dinlerken, bir resme bakarken, bir elbise alırken, bir sergi veya tarihi eser gezerken… mutlaka hoşumuza giden şeyleri güzel diye severiz ve tercih ederiz. Hoşumuza gitmeyenleri ise çirkin olarak nitelendiririz.
     
     Bu insanın yaratılışına konulan bir duygudur. Buna estetik biliminde “Estetik tavır” adı verilir. Etrafımızda bulunan her şey ya güzeldir veya çirkindir. Tabii güzellik ve çirkinlik kişiden kişiye, toplumdan topluma, kültürden kültüre farklılık arz eder. Fakat yine de değişmeyen normlar dediğimiz bir takım evrensel ölçüler vardır ki bunlar bize güzel ile çirkini ayırt etmede yol gösterirler.
     
     Bugün elimizde bulunan ve günlük dilde yazılmış eserlerin çoğunluğu batı toplumu ve kültürünün estetik düşüncesini yansıtmaktadır. Konuya zenginlik katması amacıyla ve farklı güzellik felsefelerini karşılaştırmak için Osmanlı son dönem ilim adamı ve düşünürlerinden Bediüzzaman’ın Risale-i Nur eserlerinin incelenmesine estetik ile ilgili düşüncelerinin sanat dünyasına kazandırılmasına çaba sarf edildiği görülmektedir.
 
         Ümit ediyoruz ki eğitim ve sanat dünyasına ve estetik bilimine katkısı olur.
 
         İşte kitapta yer alan özlü sözlerden birkaç cümle:
 
         • San'atlı bir eser san'atkârı icap eder.

         • Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister.

         • Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.
 
         • Ruhun manevî güzelliğidir ki ilim vasıtasıyla san'atında tezahür ediyor.
 
         • Güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları da yaratır.
 
         • Güzelin güzelliğini arttıran çirkinin çirkinliğidir.
 
         • Herkes kendi san'atında büyüktür.
 
         • Çirkinin icadı çirkin değil güzeldir. Çünkü neticelerin çoğu güzeldir.
 
         • Çok güzellikleri intaç veya izhar eden bir çirkinlik dahi, dolayısıyla bir güzelliktir.
 
         • Bu kâinat bin birlikler perdeleri içinde sarılı bir gül goncası gibidir.
 
         • Hem de san'atı hayaliyesiyle tabiata şakirtlik etmek gerektir. Ta tabiatın kavanini onun san'atında in’ikas edebilsin.
 
         • Her şey zıddı ile bilinir.
 
         • Bu kâinatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyor ki; bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kâinat, bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle, o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder.
 
         Farklı sanat ve estetik anlayışını anlama adına giriş niteliğindeki bu çalışma ileride daha derinlemesine tahlil ve değerlendirmelerin yolda olduğunu göstermektedir.
 
         Özellikle Ortaokul, Lise ve Üniversite Güzel Sanatlar Resim/Görsel Sanatlar Alanı Dersleri ile ilgili görevli eğitimciler ve öğrencilere tavsiye edilen Esat Akbal’ın “Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş” isimli kitabı Son Çağ Yayıncılıktan çıkmış, dağıtımını ise Seçkin Yayıncılık yapmaktadır. İnsancıl Sahaf ise internet üzerinden http://insancilsahaf.com/urun.aspx?urunid=32350, bağlantısıyla isteyenlere ulaştırmaktadır.
« Son Düzenleme: 15 Eylül 2014, 10:51:36 Gönderen: Esat AKBAL »

Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #1 : 18 Eylül 2014, 14:25:37 »



Kitabın arka kapağı;










Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #2 : 22 Eylül 2014, 15:15:09 »



Kitabın jenerik kapağı;






Çevrimdışı dağlarkızı

  • Üye
  • *
  • İleti: 88
  • Karizma Puanı: 6
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #3 : 22 Eylül 2014, 21:05:07 »
Kitabın hayırlı olsun Esat.Eşin hala aynı okulda görev yapıyorsa,ona birkaç kitap bırakabilir misin?Ben anasınıfına uğrar eşinden alırım.
kişilikli olmak kimse görmediği zaman da doğru olanı yapmaktır..

Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #4 : 25 Eylül 2014, 18:11:14 »
Teşekkür ederim. Eşim aynı okulda. Ona birkaç tane veririm. Oradan da alabilirsiniz.

Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #5 : 10 Ekim 2014, 10:55:05 »
ESAT AKBAL KİMDİR?






- 1972 Yılında Çorum’un İskilip İlçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kırıkkale’de tamamladı.

- 1988’de TCDD Adapazarı Pratik Sanat Okulu’ndan mezun oldu ve Ankara Loko Bakım Atölyesi’nde çalışmaya başladı.

- 1991’de Ankara Yenimahalle Mimar Sinan Lisesinden mezun oldu ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümü’nü kazandı ve 1997’de mezun oldu. 1996’da “Yeni Çizgi Sanat Merkezi”ni kurdu. Bu merkezde ve Ülkü Ocakları'nda Güzel Sanatlara Hazırlık kursları verdi.

- 1998’de Niğde’de Resim-İş Öğretmeni olarak göreve başladı. 2001’de Van Çaldıran’da Yedek Subay Öğretmen olarak askerlik görevini tamamladı.

- 2001’de Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Planlaması Yüksek Lisans Programını kazandı. 2002’de Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalında Yüksek Lisansını kazandı ve 2005’te “Plastik Sanatlar Eğitiminin Televizyon Yardımıyla Yaygınlaştırılması” konulu Yüksek Lisans Tezi ile mezun oldu.

- 2003–2004 yıllarında Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü Kültür Bölümü Resim Komisyonunda görevlendirildi. 2003 yılında Başkent Öğretmenevinde “Öğretmenler Resim Sergisi” sergi ve katalog hazırlama komisyonunda, 2003 – 2004 eğitim öğretim döneminde Ulusal ve Uluslararası gerçekleştirilen İlköğretim ve Ortaöğretim okulları düzeyi birçok resim yarışmaları Ankara ili değerlendirme komisyonu başkan ve üyeliklerinde,  2004 yılında Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi kapsamında resim uygulamalarının değerlendirme komisyonu üyeliğinde, 2004 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca Nevruz etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Türk Kültüründe Nevruz” konulu resim yarışması değerlendirme kurulu başkanlığında, 2004 yılında TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulunun düzenlediği “TBMM ve Cumhuriyet” konulu resim yarışması seçici kurul üyeliğinde bulundu.

- 2004-2010 yılları arasında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığında çeşitli projeler ile program geliştirme ve ders kitabı inceleme bölümlerinde çalıştı.  2004’te “İnsan Hakları, Demokrasi ve Vatandaşlık Eğitimini Geliştirme” projesi, 2007 yılında Yeşil KUTU Projesinde çalıştı, 2011’de Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Projesi kapsamında çalışma grubunda yer aldı.

-2008’de Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinin Resim Alanı derslerinden Grafik 11, Türk Resim-Heykel Sanatı, Sanat Tarihi, İki Boyutlu Sanat Atölye ve Sanat Eserlerini İnceleme Derslerinin ders kitaplarının yazımına rehberlikte bulundu. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ders kitaplarının teknik tasarım ve düzenleme konusunda rehberlik yapmak üzere görevlendirildi. Öğretim Materyallerini Geliştirme, İnceleme Merkezi Müdürlüğünde ders programları, ders kitapları ve eğitim araçlarını inceleme ve değerlendirme komisyonlarında başkan ve üye olarak, Ders Kitaplarını Değerlendirme Seminerinde eğitim görevlisi olarak görev yaptı. 2008’de Fen ve Sosyal Bilimler Liselerine Resim öğretmenlerinin seçiminde oluşturulan mülakat komisyonu üyeliğinde bulundu.

- 2009’da KKTC Ortaokul ve liselerinde okutulmakta olan Kıbrıs Tarihi ders kitaplarının yeniden hazırlanmasında katkıda bulunmak üzere bu ülkede görev yaptı.

- 2010’da Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı sınavını kazandı, 2011 yılında Milli Eğitim Denetçi Yardımcısı, 2014 yılında da Maarif Müfettişi olarak atandı. Halen Maarif Müfettişi olarak görevine devam etmektedir.

- İlköğretim Programları ve Ders Kitaplarının Değerlendirilmesi ve Değerlendirme Sonuçlarının Ortaöğretim İle Paylaşılması Çalıştayı, Ortaöğretimde Okul Çeşitliliği Yerine Program Çeşitliliğini Esas Alan Bir Yapıya Geçilmesi Çalıştayı, İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgelerinin Değerlendirilmesi Çalıştaylarına katıldı. Ayrıca Risale Akademi tarafından düzenlenen Sanat Çalıştaylarına (1-2-3) katıldı ve birer tebliğ sundu.

- 1992 yılında Gazi Üniversitesi Temel Sanat Sergisi,

- 1994 yılında Gazi Üniversitesi Grafik Sergisi,

- 1995 yılında Vakıf Bank Sanat Galerisinde Karma sergi,

- 1996 yılında İngiliz Kültür Merkezinde Karma Fotoğraf Sergisi,

- 2002 yılında Sincan Öğretmenler Resim Sergisi,

- 2003 yılında Başkent Öğretmenevinde  “Öğretmenler Resim Sergisi”ne katıldı.

- 1994 yılında “Lale ve Dostluk” konulu yarışmada mansiyon ödülü aldı.

- 1993 yılında TCDD Çalışanları ve Emeklileri Sosyal Yardımlaşma Vakfı amblem ve logo yarışma faaliyetleri çerçevesinde teşekkür belgesi,

- 2001–2002 Eğitim-Öğretim Yılındaki çalışmaları nedeniyle Ankara Sincan Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından teşekkür belgesi,

- 2004 yılında Cumhuriyetimizin 80. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde “Cumhuriyet Döneminde Ankara’mız” konulu kompozisyon, şiir, resim ve yemek yarışmasında jüri üyeliği çerçevesinde Ankaralılar Derneği tarafından teşekkür belgesi,

- 2003-2004 eğitim öğretim döneminde Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü Okullar Arası 7. Tiyatro, 6. Resim ve Müzik Şenlikleri Komisyonlarındaki çalışmaları nedeniyle Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından teşekkür belgesi,

- 15–16 Ekim 2005 tarihlerinde Mili Eğitim Bakanlığı, MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesinin ortaklaşa düzenlediği “Kadına Karşı Ayrımcılığın ve Şiddetin Önlenmesi” konulu Atölye Çalışmasına katılımı çerçevesinde teşekkür belgesi,

- 11–13 Temmuz 2005 British Council, Milli Eğitim Bakanlığı,  Citizenship Foundation’ın ortaklaşa düzenlediği 2005 Eğitim Yoluyla Avrupa Yurttaşlık Yılı Projesi “İnsan Hakları, Demokrasi ve Yurttaşlık Eğitimi Semineri”ne katılımı çerçevesinde teşekkür belgesi verildi.

- Rasim SOYLU’nun “Âsar-ı Bedîiyye’de Estetik” isimli çalışmasında editörlük yaptı.

- Çeşitli internet siteleri ve gazetede yazıları yayınlanan Esat AKBAL evli ve üç çocuk babasıdır. 


« Son Düzenleme: 10 Ekim 2014, 11:07:27 Gönderen: Esat AKBAL »

Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #6 : 31 Ekim 2014, 18:14:56 »
ÖNSÖZ

2014 yılı ortalarına kadar yapmış olduğum Görsel Sanatlar ve Eğitimi ile ilgili değişik internet siteleri ve gazetede yayınlanan yazılar ile Risale Akademi tarafından düzenlenen Sanat Çalıştaylarında sunduğum çalışmalar bu kitapta bir araya toplanmıştır.

Görsel Sanatlar ve Eğitimi alanında çalışmalara devam edilmekte olup, ilerleyen zamanlarda da yapılan çalışmalar bir araya getirilecektir.
Bu kitapta yer alan çalışmalarda genel olarak sanatın, özel olarak da görsel sanatlar alanının temel bazı konularına farklı bir nazarla yaklaşılmakta, hakikati arama adına yeni sorgulamalar yapılmaktadır.

Özellikle geçtiğimiz yüzyılda ve bu yüzyılda gittikçe etkisini gösteren ve kendi ülkemizin bir değeri olarak dünya çapında etkiye sahip olan Risale-i Nur eserlerinde yer alan sanat ve görsel sanatlarla ilgili konular batı tarzı sanat eğitimi karşısında yeniden kimliğimizi sorgulama imkanı vermektedir.

Bu çerçevede kitapta yer alan çalışmalara bu gözle bakılmasını, eksik ve yanlış noktaların yazarın kısır anlayışından kaynaklandığını, iyi ve güzel noktaların ise ilham kaynağı olan eserlerden ve bu eserlerin sahiplerinden geldiğini okuyucuların göz önünde tutmasında fayda vardır.

İstifadeye medar olması dileğiyle, en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
            

   Esat AKBAL
« Son Düzenleme: 31 Ekim 2014, 18:16:24 Gönderen: Esat AKBAL »

Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #7 : 21 Kasım 2014, 13:19:35 »
 
TAKDİM

       
Sanat insan yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır. İster ilgi duyalım ister duymayalım, ister sanatla uğraşalım ister uğraşmayalım, sanat mutlaka bizim yaşamımızın içinde yer alır.
       Bir film seyrederken, bir müzik dinlerken, bir resme bakarken, bir elbise alırken, bir sergi veya tarihi eser gezerken… mutlaka hoşumuza giden şeyleri güzel diye severiz ve tercih ederiz. Hoşumuza gitmeyenleri ise çirkin olarak nitelendiririz.
       Bu insanın yaratılışında var olan bir duygudur. Buna estetik biliminde “Estetik tavır” adı verilir. Etrafımızda bulunan her şey ya güzeldir veya çirkindir. Tabii güzellik ve çirkinlik kişiden kişiye, toplumdan topluma, kültürden kültüre farklılık arz eder. Fakat yine de değişmeyen normlar dediğimiz bir takım evrensel ölçüler vardır ki bunlar bize güzel ile çirkini ayırt etmede yol gösterirler.
       İşte insan psikolojisini bu denli etkileyen bu duyguyu araştıran Estetik bilimine katkıda bulunmak için Yeni Çizgi Sanat Merkezi tarafından ön çalışmalar başlatılmıştır.
       Bugün elimizde bulunan ve günlük dilde yazılmış eserlerin çoğunluğu batı toplumu ve kültürünün estetik düşüncesini yansıtmaktadır. Konuya zenginlik katması amacıyla ve farklı güzellik felsefelerini karşılaştırmak için Osmanlı son dönem ilim adamı ve düşünürlerinden Bediüzzaman’ın Risale-i Nur eserlerinin incelenmesine estetik ile ilgili düşüncelerinin sanat dünyasına kazandırılmasına çaba sarf ettik. Ümit ediyoruz ki Estetik bilimine ve sanat dünyasına biraz olsun katkısı olur.

(Soylu, Rasim. 1996, Ankara, Yeni Çizgi Sanat Merkezi Yayınları. Âsar-ı Bedîiyye’de Estetik)
(http://rasimsoylu.tr.gg/ASAR_I-BEDiiYYEDE-ESTETiK.htm)
 


Esat Akbal’ın “Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş” isimli kitabı çıktı[/color][/font]






Esat Akbal’ın “Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş” isimli kitabı çıktı[/color][/b]


Kitaba Ankara, Eskişehir ve İstanbul'da aşağıdaki kitabevi ve adreslerden ulaşabilirsiniz. Ayrıca diğer illerde İnternet üzerinden de alabilirsiniz:

Ankara'da;

Seçkin Yayıncılık – Kitabevi : Merkez: Sağlık Sok. No: 21 veya Şube: Strazburg Cad. No: 23

Dost Kitabevi  Şubeleri – Karanfil, Konur, Çayyolu

Turhan Kitabevi – Yüksel-Konur


Eskişehir’de;

Dost Kitabevi


İstanbul'da;

Seçkin Kitabevi – Şişli Şubesi


İnternette;

İnternet üzerinden aşağıdaki bağlantılarla da alabilirsiniz:

www.seckin.com.tr - http://www.seckin.com.tr/kitap/n/664914213/title/gorsel-sanatlar-egitimine-giris-esat-akbal.html,

www.kitapyurdu.com - http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=702776&sa=175948119,

www.insancilsahaf.com - http://insancilsahaf.com/urun.aspx?urunid=32350,
« Son Düzenleme: 21 Kasım 2014, 13:26:20 Gönderen: Esat AKBAL »

Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #8 : 23 Aralık 2014, 22:52:14 »
 
RİSÂLE-İ NUR GÖRSEL SAN’ATLAR EĞİTİMİNE RUH VERİYOR
       Görsel Sanatlar anaokulu, okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarımızdan üniversiteye, yüksek lisans ve doktoraya kadar uzanan geniş bir yelpazede ele alınan ve eğitim ve öğretimi yapılan bir alandır. Her kademede farklı düzeylerde ele alınan Görsel Sanatlar Eğitiminin nasıl olması gerektiği konusu uzmanlar tarafından halen tartışılmaktadır.
       Konuya zenginlik katması ve farklı bir pencereden yaklaşmak adına Risâle-i Nur’da görsel san'atlara bakış ile ilgili kısa bir giriş yapmaya çalışalım.
       Risâle-i Nurda genel olarak san'at denilince akla gelen bazı sözler vardır. Bunlardan birkaçını hemen sıralayalım:
       • San'atlı bir eser san'atkârı icap eder.
       • Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister.
       • Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.
       • Ruhun manevî güzelliğidir ki ilim vasıtasıyla san'atında tezahür ediyor.
       • Güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları da yaratır.
       • Güzelin güzelliğini arttıran çirkinin çirkinliğidir.
       • Herkes kendi san'atında büyüktür.
       • Çirkinin icadı çirkin değil güzeldir. Çünkü neticelerin çoğu güzeldir.
       • Çok güzellikleri intaç veya izhar eden bir çirkinlik dahi, dolayısıyla bir güzelliktir.
       • Bu kâinat bin birlikler perdeleri içinde sarılı bir gül goncası gibidir.
       • Hem de san'atı hayaliyesiyle tabiata şakirtlik etmek gerektir. Ta tabiatın kavanini onun san'atında in’ikas edebilsin.
       • Her şey zıddı ile bilinir.
       • Bu kâinatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyor ki; bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kâinat, bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle, o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder.
       Yukarıdaki sözlerden de anlaşılacağı üzere Risâle-i Nur’da konuyla ilgili oldukça derin düşünceler mevcuttur. Bu konuda derinlemesine araştırma yapmak için ilgili kitapları okumak ve yorumlamaya çalışmak gerekir.
       Burada amacımız kısaca bazı önemli noktalara dikkatlerin çekilmesi için anaokulundan üniversiteye kadar Görsel San'atlar Eğitimi ile ilgilenenlere ve herkese bir pencere açmaktır. Ta ki herkes bu pencereden kendi ufkuna düşen hisseyi alabilsin.
       Bugün okullarda ağırlıklı olarak uygulamaya dönük işlenen Görsel San'atlar Dersi ile ilgili teorik ve felsefi boyut zayıf kalmıştır. Bu ilköğretim düzeyinde normal karşılansa bile ortaöğretim ve üniversite boyutunda üzerinde durulması gereken bir konudur. Ancak bu teori ve felsefe boyutunun da sadece Avrupa felsefe tarihinden yola çıkılarak dayatılmaması gerekmektedir. Bizim kültürümüze ve birikimlerimize ait değerlerin, düşüncelerin ele alınması ve Avrupa ile kıyaslanarak işlenmesi gerekmektedir. Ancak böylelikle dengeli bir eğitim gerçekleştirilmiş olur. İşte bu konuda Bediüzzaman’ın düşünceleri ve onun en önemli eseri olan Risâle-i Nur bizlere ışık tutmaktadır.

(http://www.yeniasya.com.tr/2008/06/17/egitim/default.htm)

Çevrimdışı Esat AKBAL

  • Üye
  • *
  • İleti: 44
  • Karizma Puanı: 7
Ynt: Görsel Sanatlar Eğitimine Giriş Kitabı
« Yanıtla #9 : 03 Ekim 2015, 10:10:54 »
 
GÖRSEL SANATLAR EĞİTİMİ


(22 Mayıs 2010 Cumartesi günü "1. Risale-i Nur ve Sanat Çalıştayın'da sunulan 9. tebliğ)
 

 
       Görsel Sanatlar anaokulu, okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarımızdan üniversiteye, yüksekokul, lisans, yüksek lisans ve doktoraya kadar uzanan geniş bir yelpazede ele alınan ve eğitim ve öğretimi yapılan bir alandır. Her kademede farklı düzeylerde ele alınan Görsel Sanatlar Eğitiminin nasıl olması gerektiği konusu uzmanlar tarafından halen tartışılmaktadır.
 
       Burada amacımız kısaca bazı önemli noktalara dikkatlerin çekilmesi için anaokulundan üniversiteye kadar Görsel Sanatlar Eğitimi ile ilgilenenlere ve herkese bir pencere açmaktır. Ta ki herkes bu pencereden kendi ufkuna düşen hisseyi alabilsin.
 
       Bugün okullarda ağırlıklı olarak uygulamaya dönük işlenen Görsel Sanatlar Dersi ile ilgili teorik ve felsefi boyut zayıf kalmıştır. Bu ilköğretim düzeyinde normal karşılansa bile ortaöğretim ve üniversite boyutunda üzerinde durulması gereken bir konudur. Ancak bu teori ve felsefe boyutunun da sadece Avrupa felsefe tarihinden yola çıkılarak dayatılmaması gerekmektedir.
 
       Bizim kültürümüze ve birikimlerimize ait değerlerin, düşüncelerin ele alınması ve Avrupa ile kıyaslanarak işlenmesi gerekmektedir. Ancak böylelikle dengeli bir eğitim gerçekleştirilmiş olur. İşte bu konuda Kur’an-ı Kerim ayetleri ve Bediüzzaman’ın düşünceleri ve onun en önemli eseri ve bir çeşit Kur’an-ı Kerim tefsiri olan Risâle-i Nur bizlere ışık tutmaktadır.
 
       Şimdi genelde sanat, özelde de görsel sanatlar eğitimi açısından önemli olan bazı başlıklara birlikte göz atalım:
 
       Sanat-Sanatçı-Sanat Eseri
 
       “Arkadaşı ona cevap vererek dedi ki: ‘Seni topraktan, sonra bir damla döl suyundan yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklinde düzenleyen Allah’ı inkâr mı ediyorsun?’ ” (Kehf Sûresi, 37).
 
       “Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar?” (Tûr Sûresi, 35)
 
       “Hem nasıl ki, bir hâne ustasız olmaz. Bâhusus öyle bir hâne ki, hârika san'atlarla, acîb nakışlarla, garip zînetlerle tezyin edilmiş. Hattâ, her bir taşında bir saray kadar san'at derc edilmiş. Ustasız olmak, hiçbir akıl kabul edemez; gayet mâhir bir san'atkâr ister… Öyle de, şu kâinat nihayetsiz hakîm, alîm, kadîr bir Sâni ister… Nasıl böyle bir sarayın Sâniinden gaflet edilebilir?” (Nursi, S. Sözler, 10. Söz, Mukaddeme).
 
       “San'atlı bir eser san'atkârı icap eder.” (Nursi, S. Sözler, s. 619)
 
       Sanat eğitiminde üç önemli sacayağı vardır:
 
       1. Sanat
 
       2. Sanatkâr
 
       3. Sanat Eseri
 
       Şimdi bununla ilgili yukarıdaki ayetleri ve Risale-i Nur’daki sözü ele alalım:
 
       Burada görüleceği üzere ortada bir eser varsa bu eseri ortaya çıkaran birisi olması gerektiği, hele bu eser sanatlı ise mutlaka bir sanatkârının bulunması gerektiği belirtilmektedir. Eserden sanatkâra giden bir yol izlenmektedir.
 
       Gerçekten de bir fiilin failsiz olması mümkün olmadığı gibi sanatkârsız bir sanat dahi mümkün değildir.
 
       Burada akla şöyle bir soru gelebilir: “Sanatçı olarak kabul ettiğimiz kişilerin eserlerini sanat eseri olarak kabul ediyoruz ancak tabiattaki güzellikleri ve eserleri de sanat eseri olarak kabul edecek miyiz? Eğer böyle kabul edersek tabiattaki sanat eserlerinin sanatkârına Allah mı diyeceğiz?”
 
       Elcevap: Evet. Bir eserin sanat eseri olduğunun kabulü için onun bir irade ve kasıt ile yapılmış olması gerekmektedir. Tabiattaki eserlere baktığımızda da bu irade ve güzelleştirme kastını bizzat görmekteyiz. Hiçbir şey tesadüfen ve kendi kendine olmamaktadır.
 
       Sanat Eğitiminde Sergi
 
       “Allah yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır” (Nûh Sûresi, 19-20).
 
       “Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz” (Zâriyât Sûresi, 48).
 
        “O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün…” (Mülk Sûresi, 15).
 
       “…Demek, bir seyrangâh-ı dâimîye gidiliyor. Mâdem numunelerini göstermek için beş altı gün seyrangâhlara bu kadar masraf ediyor, bu memleketi kurdu; elbette, hakiki hazînelerini, kemâlâtını, hünerlerini makarr-ı saltanatında öyle bir tarzda gösterecek, öyle seyrangâhlar açacak ki, akılları hayrette bırakacak…” (Nursi, S. Sözler, s. 54, 55).
 
       “Her cemâl ve kemâl sahibi, kendi cemâl ve kemâlini görmek ve göstermek istemesi sırrınca, o sultan-ı zîşan dahi istedi ki, bir meşher açsın, içinde sergiler dizsin; tâ nâsın enzârında saltanatının haşmetini, hem servetinin şâşaasını, hem kendi san'atının hârikalarını, hem kendi mârifetinin garîbelerini izhâr edip, göstersin.”  (Nursi, S. Sözler, 11. Söz).
 
       Sanat eğitiminde sanatın niçin yapıldığı konusu da ele alınmalıdır. Bu ayetlerden ve sözlerden de anlaşılacağı üzere sanatçı eserini ortaya koyarken kendisinde bulunan güzelliklerin ve mükemmelliklerin ortaya çıkmasını ister. Bu güzellik ve mükemmellikleri hem kendisi bizzat görmek hem de bu güzellikleri takdir edeceklerin bakışı ile görmek ister. Bunun için de çeşitli sergiler açar, gösteriler düzenler, konserler verir. Kâinat sanatkârı Allah da bunun için bu sergi salonlarını ve gösteri merkezlerini yaratmıştır.
 
       “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.” (Nursi, S.).
 
       Sanat eğitiminde güzel görmek ve güzel düşünceler ortaya koymak esas olmalıdır. İzleyicilerin sanat eserlerinden etkilenerek güzel düşünceler geliştirmeleri beklenmekte ve böylece daha mutlu olmalarının yolu açılmaktadır. Felsefeciler buna “katarsis” yani “arınma” demektedir.
 
       Kâinattaki güzellikleri ve nitelikli sanat eserlerini gören ve güzel düşünceler geliştirenler hayatlarında daha mutlu olmaktadırlar.
 
       Sanat Eğitiminde Bakma ve Görme
 
       (Mânâ-i Harfî - Mânâ-i İsmî)
 
      “De ki: Göklerde ve yerde neler var, bir baksanıza.” (Yûnus Sûresi, 101).
 
       “De ki, ‘Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?’ De ki: Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O, birdir, mutlak hâkimiyet sahibidir.” (Ra'd Sûresi, 16)
 
       “Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik.” (Şu'arâ Sûresi, 7).
 
       “O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.” (Mülk Sûresi, 3, 4).
 
       “Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O her şeyi hakkıyla görendir.” (Mülk Sûresi, 19).
 
       “Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!” (Ğâşiye Sûresi, 17–20).
 
       “Evet, Kur'ân-ı Hakîm, … mevcudâta mânâ-i harfî nazarıyla, yani, onlara Sâni hesâbına bakar; ‘Ne güzel yapılmış, ne kadar güzel bir sûrette Sâniin cemâline delâlet ediyor’ der. Ve bununla, kâinatın hakiki güzelliğini gösteriyor.
 
       Ammâ, ilm-i hikmet dedikleri felsefe ise, hurûf-u mevcudâtın tezyinâtında ve münâsebâtında dalmış ve sersemleşmiş, hakikatin yolunu şaşırmış.
 
       Şu kitâb-ı kebîrin hurufâtına mânâ-i harfî ile, yani, Allah hesâbına bakmak lâzım gelirken, öyle etmeyip, mânâ-i ismî ile, yani, mevcudâta mevcudât hesâbına bakar, öyle bahseder. ‘Ne güzel yapılmış’a bedel ‘Ne güzeldir’ der, çirkinleştirir. Bununla kâinatı tahkir edip kendisine müştekî eder.” (Nursi, S. Sözler, 11.Söz)
 
       Sanat eğitiminde bakış açısı, bakma ve görme çok önemlidir. Hergün yanından geçtiğimiz bir çiçeğe veya ağaca bakarız ama göremeyebiliriz. Sanat eğitimi işte bize bakma ve görme eğitimi vermektedir. Tabiattaki varlıkları gözlemleme ve onların özelliklerini keşfetme sanat eğitiminin amaçlarından biridir.
 
       Yukarıdaki ayetler ve sözlerden de anlaşılacağı üzere tabiattaki varlıklarda tecelli eden (yansıyan) güzelliklerin keşfedilerek sanatkârının takdir edilmesi insanın yaratılışının en önemli gayelerinden biridir. Hem Kur’an’da hem de onun tefsiri olan Risale-i Nurda bu durum özellikle vurgulanmaktadır.
 
       Sanat Eğitiminde Renk, Şekil, Ölçü, Ahenk, Denge
 
       “Biz Allah’ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir?(Bakara, 138).
 
       “O, sizi rahimlerde, dilediği gibi şekillendirendir.” (Al-i İmran, 6).
 
       “Sizin için yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri de sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir toplum için bunda ibretler vardır.” (Nahl Sûresi, 13).
 
       “O her şeyi yaratmış ve yarattığı O şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir.” (Furkân Sûresi,  2).
 
       “Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir…” (Rûm Sûresi, 22).
 
       “Görmüyor musun ki Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşitli renklerde yollar (katmanlar) var, simsiyah taşlar da var. İnsanlardan, (yeryüzünde) hareket eden (diğer) canlılardan ve hayvanlardan yine böyle çeşitli renklerde olanlar vardır. Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar.” (Fâtır Sûresi, 27, 28).
 
       “Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.” (Kamer Sûresi, 49).
 
       “Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.” (Rahmân Sûresi, 7).
 
       “Allah her şeye bir ölçü koymuştur.” (Talâk Sûresi, 3).
 
       “Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı? Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk. Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz!” (Mürselât Sûresi, 20-23).
 
       “(Ey inkarcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir. O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı. Ardından yeri düzenleyip döşediOndan suyunu ve merasını çıkardı. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.” (Nâzi'ât Sûresi, 27-32).
 
       “O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır. O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir.” (A'lâ  Sûresi, 2, 3).
 
       “Her şeye hassas mîzanlarla, mahsus ölçülerle vücud vermek, sûret giydirmek, yerli yerine koymak, nihayetsiz bir adâlet ve mîzan ile iş görüldüğünü gösterir.” (Nursi, S. Sözler, 10.Söz, Mukaddime).
 
       Sanat eğitiminde sanat elemanları ve ilkeleri olan renk, şekil, ölçü, ahenk, denge vb. sanatın icrası ve anlaşılmasında kullanılan araçlardır. Bu konular anlaşılmadan sanatın gerçek manasıyla anlaşılması mümkün değildir. İşte bu konuda da Kur’an-ı Kerim ve tefsiri Risale-i Nur bize yol göstermektedir.
 
       Sanat Eğitiminde Güzellik-Çirkinlik
 
       “O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.” (Secde Sûresi, 7).
 
       “Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!” (Mü'min sûresi, 64).
 
       “Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı…” (Teğâbun Sûresi, 3).
 
       “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder. O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi? Sonra bu, bir “alaka”3 oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi.” (Kıyâme Sûresi, 36, 37, 38).
 
       “Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık” (Tîn Sûresi, 4).
 
       “Hem, bir şeyin kuvvet ve zaafça merâtibi, o şeyin içine zıddının müdâhalesidir. Meselâ, hararetin derecâtı, soğuğun müdâhalesidir; güzelliğin merâtibi, çirkinliğin müdâhalesidir; ziyânın tabakàtı, karanlığın müdâhalesidir.” (Nursi, S. Sözler, 10.Söz, Hatime).
 
       “Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakiki bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki herşey, her hâdise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir; veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir.” (Nursi, S. Sözler, s.210).
 
       Modern estetik ve sanat eğitiminde güzelliğin yanı sıra çirkinlik de ele alınan bir konudur. Bu açıdan güzellikle beraber çirkinliğin de ele alınıp ne olduğunun izah edilmesi gerekmektedir. Güzelliği farklı derecelerde olması onun içerisine zıddı olan çirkinliğin karışmasıyla olmaktadır. Ayrıca bir şeyin ya bizzat güzel olduğu veya neticeleri itibariyle güzel olduğu vurgulanmaktadır.
 
       Sanat Eğitiminde Helal – Haram 
 
       “De ki: “Allah’ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?”… De ki: “Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah’a ortak koşmanızı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.” (A'râf Sûresi, 32, 33).
 
       “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler... Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar…” (Nûr Sûresi, 31).
 
       “Cinler Süleyman için dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı…” (Sebe' Sûresi, 13).
 
       “İbrahim şöyle dedi: ‘Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?’ ‘Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır.’ ” (Sâffât Sûresi, 95, 96).
 
       “Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak ‘Ba’l’e mi tapıyorsunuz?’ ”  (Sâffât Sûresi, 125-126).
 
       “Hani ona akşamüstü bir ayağını tırnağı üstüne dikip üç ayağının üzerinde duran çalımlı ve soylu atlar sunulmuştu. Süleyman, ‘Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim’ dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman, ‘Onları bana geri getirin’ dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.” (Sâd Sûresi, 31, 32, 33).
 
       “Ulaşmaz dest-i edeb-i garb-ı hevesbâr-ı hevâkâr-ı dehâdâr
 De’b-i edeb-i ebed-müddet-i Kur’ân-ı ziyâbâr-ı şifâkâr-ı hüdâdâr
 
       • Kâmilîn insanların zevk-i maâlîsini hoşnut eden bir hâlet, çocukça bir hevese, sefihçe bir tabiat sahibine hoş gelmez,
 
       • Onları eğlendirmez. Bu hikmete binâen, bir zevk-i süflî, sefih, hem nefsî ve şehvânî içinde tam beslenmiş, zevk-i ruhîyi bilmez.
 
       • Avrupa’dan tereşşuh etmiş şu hazır edebiyat, romanvâri nazarla, Kur’ân’da olan letâif-i ulviyet, mezâyâ-i haşmeti göremez, hem tadamaz.
 
       • Kendindeki mihengi ona ayar edemez. Edebiyatta vardır üç meydan-ı cevelân; onlar içinde gezer, haricine çıkamaz.
 
       • Ya aşkla hüsündür, ya hamâset ve şehâmet, ya tasvir-i hakikat. İşte yabânî edebse, hamâset noktasında hakperestliği etmez.
 
       • Belki zâlim nev-i beşerin gaddarlıklarını alkışlamakla kuvvetperestlik hissini telkin eder. Hüsün ve aşk noktasında aşk-ı hakiki bilmez.
 
       • Şehvetengiz bir zevki nefislere de zerk eder. Tasvir-i hakikat maddesinde, kâinata san’at-ı İlâhî sûretinde bakmaz,
 
       • Bir sıbga-i Rahmânî sûretinde göremez. Belki tabiat noktasında tutar, tasvir ediyor, hem ondan da çıkamaz.
 
       • Onun için telkini aşk-ı tabiat olur. Maddeperestlik hissi, kalbe de yerleştirir; ondan ucuzca kendini kurtaramaz.
 
       • Yine ondan gelen, dalâletten neş’et eden ruhun ıztırâbâtına, o edebsizlenmiş edeb müsekkin, hem münevvim, hakiki fayda vermez.
 
       • Tek bir ilâcı bulmuş, o da romanlarıymış. Kitap gibi bir hayy-ı meyyit, sinema gibi bir müteharrik emvât. Meyyit hayat veremez.
 
       • Hem tiyatro gibi tenâsuhvâri, mâzi denilen geniş kabrin hortlakları gibi şu üç nevi romanlarıyla hiç de utanmaz.
 
       • Beşerin ağzına yalancı bir dil koymuş, hem insanın yüzüne fâsık bir göz takmış, dünyaya bir âlûfte fistanını giydirmiş, hüsn-ü mücerred tanımaz.
 
       • Güneşi gösterirse, sarı saçlı güzel bir aktristi kàrie ihtar eder. Zâhiren der: "Sefâhet fenadır, insanlara yakışmaz."
 
       • Netice-i muzırrayı gösterir. Halbuki sefâhete öyle müşevvikàne bir tasviri yapar ki, ağız suyu akıtır, akıl hâkim kalamaz.
 
       • İştihâyı kabartır, hevesi tehyic eder; his daha söz dinlemez. Kur’ân’daki edebse, hevâyı karıştırmaz.
 
       • Hakperestlik hissi, hüsn-ü mücerred aşkı, cemâlperestlik zevki, hakikatperestlik şevki verir. Hem de aldatmaz.
 
       • Kâinata tabiat cihetinde bakmıyor. Belki bir san’at-ı İlâhî, bir sıbga-i Rahmânî noktasında bahseder; akılları şaşırtmaz.
 
       • Mârifet-i Sâniin nurunu telkin eder, herşeyde âyetini gösterir. Her ikisi rikkatli birer hüzün de veriyor; fakat birbirine benzemez.
 
       • Avrupazâde edebse, fakdü’l-ahbabdan, sahipsizlikten neş’et eden gamlı bir hüznü veriyor; ulvî hüznü veremez.
 
       • Zîrâ sağır tabiat, hem de bir kör kuvvetten mülhemâne aldığı bir hiss-i hüzn-ü gamdâr. Âlemi bir vahşetzâr tanır; başka çeşit göstermez.
 
       • Sûrette gösterir, hem de mahzunu tutar, sahipsiz de olarak yabânîler içinde koyar, hiçbir ümit bırakmaz.
 
       • Kendine verdiği şu hiss-i heyecanla git gide ilhâda kadar gider, ta’tîle kadar yol verir. Dönmesi müşkül olur; belki daha dönemez.
 
       • Kur’ân’ın edebi ise, öyle bir hüznü verir ki, âşıkàne hüzündür, yetimâne değildir. Firâku’l-ahbabdan gelir; fakdü’l-ahbabdan gelmez.
 
       • Kâinatta nazarı, kör tabiat yerine, şuurlu, hem rahmetli bir san’at-ı İlâhî onun medâr-ı bahsi. Tabiattan bahsetmez.
 
       • Kör kuvvetin yerine, inâyetli, hikmetli bir kudret-i İlâhî ona medâr-ı beyân. Onun için, kâinat vahşetzâr sûret giymez.
 
       • Belki muhatab-ı mahzunun nazarında oluyor bir cemiyet-i ahbab. Her tarafta tecâvüb, her cânibde tahabbüb; ona sıkıntı vermez.
 
       • Her köşede istînâs, o cemiyet içinde mahzunu vaz’ ediyor bir hüzn-ü müştakàne; bir hiss-i ulvî verir, gamlı bir hüznü vermez.
 
       • İkisi birer şevki de verir. O yabânî edebin verdiği bir şevk ile nefis düşer heyecana, heves olur münbasıt; ruha ferah veremez.
 
       • Kur’ân’ın şevki ise, ruh düşer heyecana, şevk-i maâlî verir. İşte bu sırra binâen, şeriat-ı Ahmediye (a.s.m.) lehviyâtı istemez.
 
       • Bâzı âlât-ı lehvi tahrim edip, bir kısmı helâl diye izin verip; demek hüzn-ü Kur’ânî veya şevk-i tenzilî veren âlet zarar vermez.
 
       • Eğer hüzn-ü yetimî veya şevk-i nefsânî verse, âlet haramdır. Değişir eşhâsa göre; herkes birbirine benzemez.” (Nursi, S. Sözler, s. 676- 678).
 
       Sanat eğitiminde en çok tartışılan konulardan birisi de helal ve haram olup olmadığı konusudur. Bu konuda Kur’an-ı Kerim ve tefsiri olan Risale-i Nurda konuyla ilgili bazı bölümler yukarıda yer almaktadır. Bu konular derinlemesine ele alındığında sanatta nelerin helal, nelerin haram olduğu ortaya çıkacaktır. Ancak Nursi’den alınan bölümün sonunda bu durumun şahıslara göre değişeceği vurgulanmaktadır.
 
       
 

 
Kaynaklar:
 
         T.C. Diyanet İşleri Başkanlığının resmi web sitesinde yer alan Kur’an-ı Kerim mealinden faydalanılarak hazırlanmıştır. Adres:
 http://www.diyanet.gov.tr/kuran/default.asp

 
         NURSİ, S. Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, Ocak 2001
 
         www.risaleinurenstitusu.org/
 
(Risale-i Nur ve Sanat Çalıştayları I-II-III. 2013, Ankara. Risale Akademi Bilimsel Etkinlikler Serisi - 5. Merak Yayınları.).
 
http://www.risalehaber.com/gorsel-sanatlar-egitimi-116867h.htm