Eğitimdeki eğrilikler
İnsanların ilgileri, eğilimleri ve yetenekleri yönünde uygulanan bir eğitim, kişiyi hem kendine, hem de topluma kazandırır. Oysa herkesin herşeyi öğrenmesini ve birbirine benzemesini amaçlayan bir eğitim sistemi, insana bir şey kazandırmadığı gibi, varolan yeteneklerinin de dumura uğramasına yol açar.
'Hayvanlar okulu' öyküsü bu gerçeği çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Hayvanlar insanlara bakıp özenerek, onlar da kendilerini geliştirecekleri bir okul kurmaya karar verirler.
Tavşan, kuş, balık, sincap, ördek ve diğer bütün hayvanlar bir araya gelerek bir hayvanlar kurultayı oluştururlar ve hep birlikte bir öğretim programı hazırlamaya koyulurlar.
Tavşan, programa koşmanın, özellikle yokuş yukarı koşmanın konmasında diretir. Kuş uçmanın, sincap ağaca tırmanmanın, balık yüzmenin, öteki hayvanlar da kendi özelliklerinin öğretim programına girmesi konusunda ağırlıklarını koyarlar. Böylece programa önerilen bütün dersler konulur.
İnsanları örnek aldıklarından daha işin başında ilk büyük yanlışı yaparlar. Sonra, hayvanların tümünün bütün derslere katılmasını zorunlu kılmak gibi ikinci bir yanlışa düşerler. Sonunda bakın ne olur?:
Tavşan yokuş yukarı koşmada en başarılı hayvandır, hiçbiri onun gibi koşamaz. Ama tavşandan uçması da istenince iş değişir. Tavşan uçmaya çalışırken düşer, ayağı kırılır, kafatası çatlar. Zavallı hayvan, uçmak bir yana, koşamaz da artık.
Benzer bir durum kuşun başına gelir. Kuş, uçma dersinde bir numaradır. Havada taklalar atar, türlü gösteriler yapar ve diğer hayvanlara dudak ısırtır. Ama öğretmenler bununla yetinmez, kuşun gelişmiş, çok yönlü bir hayvan olması için, onun da köstebek gibi toprağı kazması ve yer altında tünel yapmasını isterler.
Kuş, iyi niyetle toprağı kazmaya ve tünel açmaya çalışırken gagası ve kanatları kırılır. Tünel kazamaması bir yana artık uçamaz da.
Ve eğitim böylece sürüp gider. Son sınıfa gelindiğinde, birinci kim olur dersiniz?
Zekası pek gelişmemiş, sıradan bir hayvan olan yılanbalığı. Çünkü herşeyi biraz yapabilmiştir. Sonunda aklı yok diye aşağıladığımız hayvanların çoğu okulu bırakır, her biri kendi yetenekleri yönünde yaşamlarını sürdürür.
İnsanlar da artık bunun farkına varmalı ve öğretim programlarını ona göre düzenleme yapılmalıdır.