Gönderen Konu: Hayatın içinden sıcacık öyküler...  (Okunma sayısı 13133 defa)

0 Üye ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı AlinA

  • AlinA
  • Üye
  • *
  • İleti: 39
  • Karizma Puanı: 14
  • merhaba!
Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« : 22 Haziran 2010, 16:04:38 »

                      BABAMI İSTİYORUM
 adam yorgun argın eve döndüğünde beş yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.Çocuk babasına'' baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun? ''diye sordu.Zaten yorgun gelen adam ''bu senin işin değil''diye cevap verdi.Bunun üzerine çocuk''babacığım lütfen bilmek istiyorum''
 diye üsteledi.Adam ''illada bilmek istiyorsan 20 milyon'' diye cevap verdi.''peki bana 10 milyon borç verir misin?'' Adam iyice sinirlenip '' benim senin saçma oyuncaklarına ayıracak param yok.Hadi, derhal odana git.'' dedi.Çocuk sessizce odasına gidip kapısını kapattı.Adam sinirli sinirli ''bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder'' diye düşündü.
    Aradan bir saat geçtikten sonra adam sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü;'' belki gerçekten lazımdı...''.Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı.Yatağında olan çocuğa '' uyuyor musun? '' diye sordu.Çocuk  '' hayır '' diye cevap verdi.
   ''Al bakalım istediğin 10 milyon.Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm.Ama uzun ve yorucu bir gündü'' dedi adam.Çocuk sevinçle haykırdı
''teşekkürler babacığım...'' Hemen yastığının altından buruşuk paraları çıkardı.Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.Bunu gören adam iyice sinirlenerek ''paran olduğu halde neden benden para istiyorsun.Benim senin saçma oyuncaklarına ayıracak vaktim yok'' diye kızdı...Çocuk '' param vardı ama yeterince yoktu'' dedi ve yüzünde mahcup bir gülümsemeyle paraları babasına uzattı.
          ''İşte 20 milyon... Şimdi bir saatini alabilir miyim babacığım?'' 


                                  Bundan sonra ne zaman girersem elimde ki hikaye veye öykülerden birer tane yazıcağım.
en çirkini en güzel kılan bir şey var herkese yakışan...AĞLAMAK

Çevrimdışı auguste

  • Çalışkan
  • ****
  • İleti: 869
  • Karizma Puanı: 54
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #1 : 22 Haziran 2010, 16:16:01 »
bu küçük öykü için teşekkürler. duygulu 510a

paylaşıım için teşekkürrler +1

Çevrimdışı auguste

  • Çalışkan
  • ****
  • İleti: 869
  • Karizma Puanı: 54
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #2 : 22 Haziran 2010, 16:16:38 »
ilk karizmanızı ben vereyim öğretmenim :)

Çevrimdışı AlinA

  • AlinA
  • Üye
  • *
  • İleti: 39
  • Karizma Puanı: 14
  • merhaba!
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #3 : 22 Haziran 2010, 16:19:05 »
teşekkür ederim.
en çirkini en güzel kılan bir şey var herkese yakışan...AĞLAMAK

Çevrimdışı yoldaş

  • Yönetim K.Ü
  • Üstad
  • *
  • İleti: 14.457
  • Karizma Puanı: 4092
  • görsel tasarım uzmanı
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #4 : 22 Haziran 2010, 20:11:22 »
çok hoş bir öykü. teşekkürler paylaşım için. +1

Çevrimdışı AlinA

  • AlinA
  • Üye
  • *
  • İleti: 39
  • Karizma Puanı: 14
  • merhaba!
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #5 : 23 Haziran 2010, 13:40:05 »
                     ÖN YARGI
    Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşı çift, Boston treninden indikten sonra utangaç bir tavırla rektörle görüşmek için üniversiteye gittiler.Rektör`ün bürosundan içeri girer girmez, sekreter masasından fırlayarak önlerini kesti...Öyle ya, bunlar gibi ne olduğu belirsiz taşralıların Harward gibi bir üniversitede ne işleri olabilirdi.Adam, yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi.İşte bu imkansızdı.Rektörün o gün onlara ayıracak saniyesi yoktu.Yaşlı kadın. ''Bekleriz'' diye mırıldandı.Sekreter ''Nasıl olsa bir süre sonra sıkılıp gidecekler'' diye düşündü.
    Saatler geçti, yaşlı çift pes etmedi.Sonunda sekreter, dayanamayarak yerinden kalktı.''Sadece bir kaç dakika görüşseniz, yoksa gidecekleri yok'' diyerek rektörü ikna etmeye çalıştı.Anlaşılan çare yoktu...Genç rektör, isteksiz bir biçimde kapıyı açtı.Sekreterin anlattığı tablo içini bulandırmıştı.Zaten taşralılardan, kaba saba köylülerden nefret ederdi.Onun gibi bir adamın ofisine gelmeye cesaret etmek, olacak şey miydi bu!
Suratı asılmış, sinirleri gerilmişti.
     Yaşlı kadın hemen söze başladı.Harward`da okuyan oğullarını bir yıl önce bir kazada kaybetmişlerdi.Oğulları, burada öyle mutlu olmuştu ki; onun anısına okul sınırları içinde bir yere, bir anıt dikmek istiyorlardı.Rektör, bu dokunaklı öyküden duygulanmak yerine öfkelendi.''Eğer'' dedi sert bir sesle,
''Biz Harward`da okuyan ve sonra ölen herkes için bir anıt dikecek olsak, burası mezarlığa döner...'' ''Hayır, hayır'' diterek haykırdı yaşlı kadın.''Anıt değil...Belki, Harward`a bir bina yaptırabiliriz.'' Rektör, yıpranmış giysilere nefret dolu bir bakış fırlatarak; ''Bina mı?'' diyerek tekrarladı.''Siz bir binanın kaça mal olduğunu biliyor musunuz? Sadece son yaptığımız bölüm yedi buçuk milyon dolardan fazla çıktı.'' Tartışmayı noktaladığını sanıyordu.Artık bu ihtiyar bunaklardan kurtulabilirdi.Yaşlı kadın, sessizce kocasına dönerek ; ''Üniversite inşaatına başlamak için gereken para bu muymuş? Peki biz niçin kendi üniversitemizi kurmuyoruz, o hâlde...''Rektörün yüzü karmakarışıktı...Yaşlı adam başıyla onayladı.Bay ve bayan Leland Stanford dışarı çıktılar.Doğu California`ya, Palo Alto`ya geldiler.Ve Harward`ın artık umursamadığı oğulları için onun adını ebediyen yaşatacak üniversiteyi kurdular.
          Amerika`nın en önemli üniversitelerinden birini, STANFORD`u

     
en çirkini en güzel kılan bir şey var herkese yakışan...AĞLAMAK

Çevrimdışı dbhi

  • Yönetim K.Ü
  • Sanat Kurdu
  • *
  • İleti: 7.078
  • Karizma Puanı: 2256
  • Dünyaya karşı nazik olun...
    • http://alanay-alanaysblog.blogspot.com/
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #6 : 23 Haziran 2010, 13:45:13 »
her iki öyküde hem çok güzel hemde oldukça düşündürücüydü... 340a  340a  340a teşekkürler alinacığım...kocaman öpüyorum seni 570a +1
İyi ki gökyüzünde yıldızlar,Çiçekler şükür ki yeryüzünde...Yoksa kimbilir ne zahmetle toplayabilirdik onları renk renk...Kimbilir nasıl getirilirdi gökyüzünden , sevdiklerimize götürülecek çiçekler!

Çevrimdışı ömür banu

  • Yönetim K.Ü
  • Uzman
  • *
  • İleti: 3.263
  • Karizma Puanı: 677
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #7 : 23 Haziran 2010, 20:10:44 »
iremcim  harika  iki dokunaklı öykü....paylaşım için teşekkürler.bu öyküleri nerden alıntı  yaptığını da yazarsan  ya da  yazarın   adını   tambir paylaşım olur.
tşekkürler  +1

Çevrimdışı AlinA

  • AlinA
  • Üye
  • *
  • İleti: 39
  • Karizma Puanı: 14
  • merhaba!
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #8 : 23 Haziran 2010, 20:25:05 »
Teşekkür ederim.ben bunları evimizdeki bir kitaptan alıntı yapıyorum kitabın adı da konunun başlığıyla aynı olarak hayatın içinden sıcacık öyküler yazarı da reşan yıldırım karizma içinde teşekkürler öğretmenim 570a
en çirkini en güzel kılan bir şey var herkese yakışan...AĞLAMAK

Çevrimdışı AlinA

  • AlinA
  • Üye
  • *
  • İleti: 39
  • Karizma Puanı: 14
  • merhaba!
Ynt: Hayatın içinden sıcacık öyküler...
« Yanıtla #9 : 25 Haziran 2010, 19:56:40 »
               HİÇ HAYALLERİNİZDEN SIFIR ALDINIZ MI?
    Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin oğluna kadar uzanır...Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası.Çocuk bütün gece oturup, günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan yedi sayfalık bir kompozisyon yazdı.Hayalini ince ayrıntılarıyla anlattı.Hatta hayalindeki iki yüz dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi.Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi.Krokiye, iki yüz dönümlük arazinin üzerine oturacak bin metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.Ertesi gün hocasına sunduğu yedi sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi.İki gün sonra ödevi geri aldı.Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir ''0'' ve ''Dersten sonra beni gör'' uyarısı vardı.''Neden sıfır aldım?'' diye merakla sordu hocasına çocuk...''Bu senin yaşında olan bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal'' dedi hocası.''Paran yok.Gezginci bir aileden geliyorsun.Kaynağınız yok.At çiftliği kurmak büyük para gerektirir.Önce araziyi satın alman lazım.Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor.Bunu başarman imkansız'' ve ekledi ''Eğer ödevi gerçekçi hedefler belirledikten sonra yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm''.
    Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü.Babasına danıştı.''Oğlum'' dedi babası, ''bu konuda kararını kendin vermelisin.Bu senin hayatın için önemli bir seçim!''.Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra, ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına...''Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin'' dedi.''Bende hayallerimi...''
    O orta iki öğrencisi, bugün iki yüz dönümlük arazi üzerindeki bin metrekarelik evinde oturuyor.Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı...Öykünün can alıcı yanı ise şu: Aynı öğretmen, geçen yaz otuz öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi.Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine dedi ki:
   ''Sana şimdi söyleyebilirim.Ben senin öğretmeninken, hayal hırsızıydım.O yıllarda öğrencilerimden bir çok hayal çaldım.Neyse ki sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın.''
 
            ''En büyük işler, büyük hayal sahipleri tarafından başarılmıştır.''
                                                                          W.RUSSEL
en çirkini en güzel kılan bir şey var herkese yakışan...AĞLAMAK