Görsel Sanatlar Platformu - GorselSanatlar.org
GENEL KATEGORİ => Forum Kullanımı => ARŞİV => Konuyu başlatan: renklerintanrıçası - 12 Ağustos 2007, 21:48:43
-
Günde kaç şey düşünürüz
ŞİMDİ kaç yıl geçti hatırlamıyorum.Münzevi günlerimden biriydi.Rakamların gizli dünyasıyla uğraşıyordum.
Aklıma şöyle bir soru takılmıştı:
Acaba bir insanın aklından günde kaç düşünce geçer?
Bir meditasyonda kaç düşünce silinir, kaçı birkaç saatliğine durdurulabilir?
Bunun kaçı düşünce, kaçı düştür?
Kaçı kendime, kaçı ötekilerine aittir?
Kaçı geçmişe, kaçı geleceğe...
Kaçı yaşadıklarıma, kaçı henüz yaşamadıklarıma...
Kaçı belki de aklıma getirip sonra korkumdan hemen kovduğum şeylere aittir?
O gün öylesine sormuş, sonra unutup gitmiştim.
Bu sorunun cevabını geçen gün okuduğum bir kitapta buldum.
Biraz da hayret ettim.
Neden hayret ettiğimi de anlatacağım.
* * *
İnsanın aklından günde 60 bin civarında düşünce geçermiş.
Şimdi dikkat.
Bunun 50 bini geçmişe aitmiş.
Geriye kalan 10 bini ise geleceğe...
Demek ki insan daha çok mazide yaşayan bir varlıkmış.
Yani daha çok yaşadıklarını düşünebiliyormuş.
Yaşayabilme umuduna ayırdığı yer çok azmış.
Keşfetmeye, fethetmeye, ayak basmaya, başka liman aramaya, hiç olmazsa denemeye karşı fena halde cimriymişiz.
Oysa cimrilik, yedi büyük günahtan biridir...
Peki böyle bir bilgiyi nereden bulduğumu hiç mi merak etmediniz?
Kim, insanın aklından, fikrinden, zikrinden günde kaç düşünce geçirdiğini merak etmiş ve bunu bulmuş?
O da ilginç.
Bu sorunun cevabını "Mevláná ve Sufizm" üzerine bir kitapta buldum.
* * *
Niye hayret ettiğime gelince, onu da anlatayım.
Benim düşünce hafızam zengindir.
Ama hayal derseniz, o üç beş, bilemediniz sekiz on konuya takılıp kalmıştır.
"Ondan başka bir şey düşünemem" bile diyebilirim.
O yüzden insanın günde 60 bin farklı şeyi düşünebileceğini hiç düşünememiştim.
Benim gibi, ruhu üç beş konuya takılıp kalmış, fiksasyonu karakterinin temel direği sanan insanlar için bu rakam işte o yüzden hayret vericidir.
Çünkü içimdeki harika egoist şu soruyu sorar:
60 bin düşünce içinde, hayatımın temel direği sandığım üç beş şeye ne kadar zaman ayırabilirim ki?
İhanet derseniz, bana göre en büyüğü budur.
Sadakatsizliğin fatal ispatı.
* * *
Böyle derin bir hayretle, 50 binlik muazzam maziye daldım ve kazılara başladım.
Şahsi arkeolojimde acaba neler vardır
Fark ettim ki çok şey var.
Envanter epey yüklü.
Ama her gün 50 bin mazi derseniz, ben bu rakama ulaşamadım.
Bende bu kadar mazi yok.
Belki de, umudumu yitirmediğim için atiye kıyak geçtim.
Hiç olmazsa 20-30 binini de geleceğe, yaşayacaklarıma ayırdım.
* * *
Bu derin meditasyondan çıkardığım sonuca gelince...
Özetim kitaptaki o cümledir:
"Yaşanacak dört mevsimimiz vardır, fakat bunların üçü geçip gitmiş olabilir..."
Öyleyse geriye kalan o tek mevsim çok önemlidir.
O mevsimin her günü önemlidir.
Kıymetini iyi bilmek lazım.
Maziden biraz çalıp geleceğe eklemek, yani hatıranın yerine henüz yaşanmamışı koymak lazım.
Açtığın şarap kötüyse hemen dökmek, yerine bir yenisini açmak lazım.
Bir de şuna bakmak lazım:
Acaba daha yaşanabilecek neler vardır?..
Tabii her şeyden önce yaşanan anın kıymetini bilmek ve tadını sonuna kadar çıkarmak.
İşte asıl o lazım...
Yazan: Ertuğrul Özkök
-
renktanrıçası
bu güzel araştırma yazısı için teşekkür ederim.düşünce yapımız hakkında bilgi edinmek çok güzel.+1 geliyor.. 560a