Gönderen Konu: o benim dostum muydu yoksa düşmanım mı?  (Okunma sayısı 1251 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

corc

  • Ziyaretçi
o benim dostum muydu yoksa düşmanım mı?
« : 24 Mart 2008, 23:21:34 »

  O benim dostum muydu, yoksa düşmanım mı? Bunu anlamak o
kadar zor oldu ki... Hem elimi uzattığımda varlığını yanımda
hissettiğim ender insanlardan biriydi hem de  düşsem gülüp
geçecek kadar paradokstu.Ben hem çok sevdiğim hem de canımı çok ama çok acıtan bir arkadaşımı paylaşacağım sizinle.
      Geçmiş zaman otobüsüne bindiğimde önce ilkokul sıralarıma uğrarım. Ona hiç ısınamamıştım. Herşeye oyuncağı elinden alınmış kız çocuğu gibi ağlıyordu. Aslında çocuksu yanı hala öyle olmalı, olmalı diyorum çünkü artık oyuncaklarını ne yapıyor bilmiyorum. Geçen yıllar zarfında hayatı keşfetmeyi beraber öğrendik. Benim için hayatımın vazgeçilmezi olması, onu,dört dörtlük kılmıyordu tabii.Onun sayesinde öğrendim güçlü,sabırlı olmayı.Onun sayesinde öğrendim yalnız kalmak ne demek,ağlatmak ne demek…

Uzun parmaklarının, etli ellerinin kavrayabildiği tek şey,kuşkusuz rakip takıma
ıskaladığı voleybol toplarıydı;ancak benim gözümde hayatı ıskalama lüksü
hiç olmadı. Önsezilerine çok güvenirdi; bir insanı sevmezse, onu, hayatından
bir savaş filminin ilk karesinde ölen asker gibi çıkarıp atardı. Upuzun saçları
vardı ,o kadar güzel o kadar uzundu ki denizkızlarını kıskandıracak
kendini herkese sevdirebilecek kadar. Ama bir gün sevdiğim saçlarını da kestirdi. 

Başkalarına göre kötü insan olmayı göze alarak, birbirimize doğru olanı
göstermemiz ve böylece kendimizi yanlış olanlardan uzaklaştırmamızı
kolaylaştırıyordu.Bu durum bizi ince bir çizgi üzerinde duran samimiyet ile
saygıyı öğretti.Yani ben bunu öğrendim.Sorarsınız şimdi nasıl düşmanın oluyor o zaman diye ? Dedim ya ben öğrendim “o”ne yaptı hiç bilmiyorum…

Yıllar geçtikçe fiziğimiz gibi aklımızda büyüyordu. En sevdiğimdi ama… Hep
tartışır ama hiçbir zaman orta yolu bulamazdık. Çünkü benim doğrularım onun yanlışları olmuştu.Hayatıma girmesi için açtığım kapı,benim için
 artık “hoş geldin”değil ,”neden”geldin olmuştu. Peki ben neden neden kayıtsız kalıyordum   yaşadıklarıma? Neden hep savunuyordum onu aileme, arkadaşlarıma içimdeki sese, Hakkettiğim dostluk her defasında ayağıma çelme takıp düşürmesi    miydi?Çok sevdim ben arkadaşımı yüzsüzlük yapıp düştüğümde arkasından gidebilecek kadar çok.

Artık onu bir kelebeği sever gibi mi severdim,kimi zaman saatler boyunca hayran
hayran izler;kimi zaman ise ömrünün bir günlük olduğunu kendime
hatırlatarak. Zaman aktıkça fark ettim ki yokluğu varlığından daha etkiliydi, çünkü
yanlız kaldığım zamanlar da cevabını bulamayacağım soru işaretleri
bırakırdı. İnsanları cevapsız, kendini gizemli kılmak asla vazgeçemeyeceği
birşeydi. Peki, neden insanları çarpanların etkisiz elemanı olarak hayatına alıyordu? Ben öyle miydim?

  O benim dostum muydu, yoksa düşmanım mı? Bunu anlamak o
kadar zor oldu ki... Çarpma işleminin sonucu aynı çıkınca fark ettim ki o benim
kulvarımda değildi,bunu geç de olsa anlamıştım.Bir gün kendime yakıştırmadığım
arzularına   öyle bir çivi çaktım ki dönüp arkamı ''HOŞÇAKAL''bile demedim.

Ancak şimdi düşünüyorum da şimdi keşke deseydim çünkü olan her şeye
rağmen onu çok özledim.Ve o “Hoşça kal”ı diyemediğim için onu hep bekledim.
                                                                                                           ...ceyda...

Çevrimdışı "ArZu"

  • arzu
  • Arkadaş
  • Uzman
  • *
  • İleti: 1.222
  • Karizma Puanı: 209
o benim dostum muydu yoksa düşmanım mı?
« Yanıtla #1 : 25 Mart 2008, 01:28:54 »
Canım benim teşekkürler paylaşımın için    570a   bunun gibi güzel yazılarını bizlerden mahrum bırakma  590a o gzel yanaklarından öpüyorum bir tanem   560a  560a  560a ilk karizman benden olsun +1 sevgiyle kal

corc

  • Ziyaretçi
o benim dostum muydu yoksa düşmanım mı?
« Yanıtla #2 : 25 Mart 2008, 13:41:13 »
teşekkür ederim obje öğretmenim  740a