Ermeni Tasarısı Komitede Kabul Edildi.

ABD Temsilciler Meclisi’nin Dışişleri Komitesi, 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendiren tasarıyı kabul etti. Sözkonusu tasarı, oturumda 21’e karşı 27 oyla kabul edildi.

Oylamayı, Ermeni tasarısına karşı Türkiye’nin tezlerini anlatmak üzere Washington’da bulunan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Egemen Bağış başkanlığındaki TBMM heyeti ile Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy da izledi.

Demokrat milletvekillerinin çoğu, evet oyu kullandı. Oylamada hayır diyenler ise ulusal güvenlik çıkarları konusunu gündeme getirerek ret oyu vereceklerini belirtti. Ancak tasarı, 27 oyla dışişleri komitesinden geçti.

Oylamayı izleyen ve gelişmeleri NTV’ye değerlendiren Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Egemen Bağış, tasarının iç politik hesaplar nedeniyle ve Amerikalıların, kendi ülkelerini riske atma pahasına geçtiğini dile getirdi.

Tasarının genel kurula gelip gelmeyeceği, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin inisiyatifinde...

Tasarı genel kurulda da kabul edilse bile bağlayıcı niteliği olmayacak. Fakat tasarı genel kurulda da onaylanırsa, bu kongrenin soykırım iddialarını tanıdığı anlamına gelecek.

Dolayısıyla Ermeni diyasporasının toprak ve tazminat talepleri gibi konular gündeme gelmesi söz konusu olabilir.

Erdoğan: Atılacak adımları değerlendiriyoruz
Başbakan Erdoğan ABD Temsilciler Meclisi, Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen Ermeni tasarısıyla ilgli değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ermeni soykırım tasarısının ABD Temsilciler Meclisi, Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilmemesi için ABD yönetiminin ciddi bir mücadele verdiği aktaran Erdoğan “İç hesaplar peşinde olanlar lobi faaliyeti verdiler. Bu karar ABD’nin çıkarlarına da ters. Türkiye’nin bulunduğu konumu farkedemeyenlerin attığı adıımdı. Çok talihsiz bir karar. Genel Kurul’a gelmeden önce mücadelemizi sürdüreceğiz. Ondan sonrası için atılacak adımlarımız var. Şimdi konuşulacak zaman değil. Adımlar üzerinde değerlendirme yapıyoruz. ” dedi.

Erdoğan bir gazetecinin “İncirlik’in kapatılması söz konusu mu?” sorusuna “Bunlar konuşulmaz, yapılır” yanıtını verdi.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Kişisel Değerlendirmelerim:
Bilenler bilir, Türkiye gündemi üzerine yazdığım yazılarda, Başbakan Erdoğan'ın çizgisi dışında bir duruş ve düşünce sergileyen bir insanım.
Ancak, şu anki iktadarın ülke yönetiminde ve siyaset arenasında attığı adımları, sadece eleştirmiş olmak için eleştirmek gibi bir yaklaşımım hiç olmadı. Farklı düşündüğümüz, farklı paradigmalardan yaklaşım gösterdiğimiz için, kendi doğrularımız için eleştirilerde bulunmuştum.
Ancak farklı düşünce yaklaşımlarının da buluştuğu noktalar olabilir, siyasetçilerin bu buluşma noktaları için daha çok içten çaba göstermeleri gerektiğine inanmaktayım.
Başbakan'ın yukarıdaki açıklamalarını alıntı yaptım. Açıklamalarına katılıyorum. Artık konuşma zamanı değil, iş yapma, onurlu bir duruş sergileme, tavır geliştirme zamanıdır.
Sayın Başbakanım, haklı davamızdaki takınacağınız her onurlu duruşta, Türk Milleti olarak arkanızda olacağımızı bilmenizi isterim. Gelinen noktada, alacağınız kararlar, atacağınız adımlar, artık iç siyasete malzeme edilmeyecek önemdedir.
Bu nedenle, beyanatınızdaki  sağ duyuyu görmüş olmaktan dolayı mutluluk duymaktayım. Artık "konuşma" değil, "yapma" zamanıdır, atacağınız adımları heyecanla bekliyoruz..

Hülya Fatih aslına bakılırsa benim düşüncelerimi o kadar güzel yazmışsın ki beni bikaç satır daha fazla yazmaktan  kurtarmışsın Fakat bizler devlet ve halk olarak bize bu tür terbiyesizlik yapan, tarihimize, davranışlarımıza, geleneklerimize, siyasi kararlarımıza ve toplumsal kararlarımza göre hareket ettiğimiz konularda hangi ülkeden bir tokat yesek çok ama çok kısa bir süre sonra bu yapılanı unutup hiçbişey olmamış gibi o tokadı unutup, yapılanları sineye çekip aynı yolda yürümeye devam ediyoruz.. Yapmamız gereken bize bu tokadı atan yada atmaya çalışan tüm ülke yada topluluklara devlet ve millet olarak çok sert cevaplar vermek ve onlara attıkları tokadın karşılığında bizim ünlü Osmanlı tokdaımızı yemeden bırakmamak olmalı.. Ürün boykotlarını 3-5 gün değil sürekli yapabilmeli, siyai ve diplomatik ilişkilerimizi bıçak gibi kesip atabilmeli yada çok önemi kararlar alabilmeliyiz.. Ynutmayalımki bu ülke her konuda kendi kendine yetebilecek zenginliklere sahip.. Bizim onlara değil, onların bize ihtiyacı var.. Bu konularda dik bir duruş sergilemeli ve ortak kararlarla hareket etmeliyiz diye düşünüyorum...