5-F
Akşam olmuş hava kararmıştı. Sofrada oturmuş yemek yiyorduk. Köpeklerin sürekli uluyarak, korkuyla havladıklarını duyduk. O an şimşekler çakmaya, yağmur yağmaya başladı. Hemen pencereye koştum.Köpeklerin bizim binaya girdiğini gördüm.. O sırada kapı usulca çalındı. Annemin ben bakarım demesine aldırmadan koşarak kapıyı açmaya gittiğimde uzaktan gelen bir çığlık sesi duydum. Kapıyı açtım. Hırpani görünümlü bir dilencinin geldiğini gördüm. Dilenciyi görünce telaşlanıp korktum. Annemle babama seslendim. Annem zaten arkamdan gelmiş ve o da dilenciyi görmüştü. Telaşla kapıyı kapatmamı söyledi annem ama ben kapıyı kapatmak yerine kedi gibi anneme sokuldum. Ardımızdan gelen babam dilenciyi fark edip kapıyı kapatırken dilenci ayağını kapının arasına koydu. O sırada babam dilencini elindeki bıçağı fark ederek tekmeyle bıçağı düşürdü.Şaşıran dilenci babamla boğuşmaya başladı. Annem de imdat hırsız var diye bağırıyor bir yandan da mutfağa koşuyordu.Ben ise korkuyla ayakkabılığın ardına sokulup olanları izlemekten başka bir şey yapamıyordum.Annem elinde tavayla gelip dilencinin kafasına vurdu. Bıçağa ulaşmaya çalışan dilenci acıyla ayağını ve elini çekti ve babam kapıyı kapattı. anlık korkuyla birbirimize sarıldık.Siren seslerini duyunca rahatladık Bu arada gürültüyü duyup. olayı fark eden yaşlı komşumuz Neriman teyze polisi aramış. Hırsız- dilenci kaçmaya çalışırken birkaç apartman ileride yakalandı.
Artık sakinleşmiş ama hala endişeli olan annem ve babamla oturma odasında otururken;Annem ve babam;
“Bak oğlum bu sana ders olsun.Kapı çaldığında önce mutlaka kim olduğunu sormalısın.Tanımadığın kimselere kapıyı açmamalısın,kim olduğundan emin olduktan sonra kapıyı açmalısın!!” dedi.Artık dersini almış ve çok korkmuş biri olarak ;
“Söz veriyorum babacığım” dedim.Sevgiyle birbirimize sarıldık.