5-D
Elimde televizyon kumandası, bütün kanalları dolaştığım halde seyredecek hiçbir program bulamadım. Canım sıkılıyordu.Ne yapacağımı kara kara düşünürken evimizin arka tarafında kalan doğal park geldi aklıma.Daha önce orada birkaç tane yabani hayvan görmüş ve çok sevinip heyecanlanmıştım.İşte şimdi bu fark ettiğim birkaç hayvanı görebilirdim.hatta birkaç fotoğraf bile çekebilirdim.
Hızla hazırlandım.Yanıma su,bir paket kurabiye ve fotoğraf makinemi aldım..Hızlı adımlarla parka doğru yürümeye başladım.Parka vardığımda ortalık çok sessizdi.Hatta kuş sesleri bile gelmiyordu.Önceden keşfettiğim tellerin arasındaki boşluktan parka girdim.Aslında bu yaptığım yanlıştı çünkü parka girmek yasaktı.Gövdesi geniş kocaman bir ağacın dibine oturarak beklemeye başladım.
Uzun süre bekledim ama hiçbir hayvan göremediğimden dolayı sinirlenmeye başladım. O sırada bir hırlama sesi ile irkildim. Arkamı döndüğümde kuduz gibi görünen bir köpeğin bana doğru yaklaşmakta olduğunu fark ettim. Büyük bir korkuyla kopuk tellerin olduğu tarafa doğru koşmaya başladım.Köpeğin beni yakalamaması için bir yandan da içimden dua ediyordum. Çalıların arasında hırlama sesinden başka bir ses duyunca durdum ve sesi bir şeye benzetmeye çalıştım.Boğuk derinden gelen ve nasıl demeli mekanik tınılar içeren bir sesti. Sesin nereden geldiğini ve ne olduğunu anlayamayınca bu kısacık duraksamayı bırakıp tekrar koşmaya başladım.Sonra onu gördüm.Küçük yeşil şeyi…
Önce korku ve şaşkınlıkla algılayamasam da sonrasında inanılması güç de olsa tam karşımda duran bu küçük yeşil şeyin bir uzaylı olduğunu algıladım. Korkuyla olduğum yerde kalakaldım. Bunu fırsat bilen uzaylı uzun yeşil parmağı ile alnıma dokundu. Gözlerimi açtığımda onların uzay gemisi olduğunu tahmin ettiğim bir yerdeydik.. Gemi içinde görebildiğim kadarıyla 5 kişilerdi. Hepsi bana bakıyordu. O kadar korkmuştum ki şaşırmayı bile unutmuştum. Bana doğru gelmeye başladıklarında gemi ani bir şekilde sallandı. Sanırım bir uzay boşluğuna girmiştik. Uzaylılardan teki yeşil parmağını yine alnıma dayadı ve benle konuştu
“Korkmana gerek yok biz dostuz. Sadece siz insanları merak ettik. Hem zaten senin de başın beladaydı. Bu arada dünyanız çok güzel.Bu güzelliklerin kıymetini bilin.Bizim gezegenimizde sizde olduğu gibi doğal ortam ve varlık yok.”dedi.Şu an idare ediyoruz ama kim bilir gelecekte daha fazla yer ve kaynak için dünyanıza savaş açabilir ve sizin kıymetini bilmediğiniz bu güzel gezegene el koyabiliriz” dedi.Haklı olduğunu düşündüm.Dünyamız çok güzeldi.Muhteşem doğal güzelliklerin ve varlıkların yaşadığı bereketli bir gezegen…Küçük yeşil uzaylıma (birden benim uzaylım oluvermişti )
“sana söz veriyorum yaşadığım sürece çevremdeki insanlara, arkadaşlarıma ve dünyaya;b dünyayı korumamız gerektiğini anlatacak ve bunun için çalışacağım“ dedim.Uzaylım bana gülümsedi.”Sana inanıyorum” dedi.Gitme vaktimin geldiğini söyleyerek beni parka yakın bir yerde bıraktılar.Artık korkmayan gözlerle gökyüzüne bakarken canımın sıkılmayacağını çünkü yapacak çok işim olduğunu düşünüyordum.
Çalınan kapım beni kendime getirdi. Saat çok geç olmuş,bina kilitlenecekmiş.Temizlik görevlisine teşekkür ederek çalıştığım büroya göz gezdirdim.Çocukken yaşadığım olayı kimseyle paylaşmasam da hayatıma yön veren en büyük olgu olmuştu.Şuan dünyaca ünlü bir çevre koruma vakfında yöneticiyim.Dünyayı korumak ,doğaya sahip çıkmak için mücadele ediyoruz.Ve yapacak çoooook işimiz var.